ABD Doları 10,44 lirayı Euro da 11,70 lirayı görerek rekor tazeledi.

Bu artışta ABD'de beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi ile Doların değer kazanması da etkili oldu. Fakat yıl başından bu yana yüzde 27 civarında değer kaybeden Türk Lirası yükselen piyasalarda en kötü performans sergileyen para birimi oldu.

Uzmanlar yükselen enflasyona rağmen merkez bankasının para politikalarını gevşetici yönde adımlar atmasının kurlar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtiyor.

Dünyada yükselen enflasyon nedeniyle merkez bankaları faiz artırımlarını gündeme alırken Türkiye yüksek enflasyona rağmen faizleri indiren tek ülke konumunda.

Enflasyon yüzde 20 civarında seyrederken beklentiler merkez bankasının bu haftaki para politikası kurulu toplantısında gösterge faizleri yüzde 16'dan yüzde 15'e çekmesi yönünde.

Politika faizinin enflasyonun altında kalmasıyla Türk Lirası'nın reel getirisinin olmaması yatırımcıların Türk Lirasından çıkarak dövize yönelmesine ve kurların yükselmesine yol açıyor.

Merkez bankası ise enflasyon baskısının geçici olduğu görüşünde.

TÜRKİYE'DE DOLAR, EURO, FAİZ VE ENFLASYON SON 5 YILDA NASIL BİR SEYİR İZLEDİ?

Dış borç yükü artarken öngörülebilirlik azalıyor

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlerin düşmesi gerektiği yönündeki açıklamalar ve merkez bankası yönetiminde yaşanan sık değişim de ekonomi politikalarındaki öngörülebilirliği azaltıyor.

Özel sektörün 124 milyar dolara ulaşan döviz cinsi borçları ve göreceli olarak az olsa da hızla artmayı sürdüren kamu borçları kurların yükselmesi ile yükün daha fazla hissedilmesine yol açıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Elvan ise döviz kurlarındaki yükselişle ilgili bir yorum yapmadan “Enflasyon cephesinde arzuladığımız seviyede değiliz, enflasyonla mücadeleyi kararlı ve bütüncül bir anlayışla sürdürdüğümüz ölçüde döviz kuru istikrara kavuşacak ve ülke risk primimiz düşecek. Bakanlık olarak enflasyonla mücadele kararlılığımızı çok net bir biçimde gösteriyoruz. Gerektiğinde makro ihtiyati tedbirleri gecikmeden alıyoruz. Güçlü kamu maliyesi, makroekonomik istikrarın en önemli dayanaklarından biri olmaya devam edecektir.” açıklamasında bulundu.