“BİR BEBEK ÜZERİNDEN AİLESİNE VE ONLARIN TEMSİL ETTİĞİNİ DÜŞÜNDÜKLERİ DEĞERLERE SALDIRAN BU ALÇAKLARIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ" 
"YALANIN, İFTİRANIN, KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRININ, İTİBAR SUİKASTLERİNİN ALIP BAŞINI GİTTİĞİ BU MECRALARIN BİR DÜZENE SOKULMASI ŞARTTIR. BU MİLLETE, BU ÜLKEYE BU TÜR MECRALAR YAKIŞMIYOR. ONUN İÇİN DE BİR AN ÖNCE BİZ BUNLARI PARLAMENTOMUZA GETİRİP VE PARLAMENTOMUZDAN BU TÜR SOSYAL MEDYA MECRALARININ TAMAMEN KALDIRILMASINI, KONTROL EDİLMESİNİ İSTİYORUZ" 
"AMERİKALISI, AVRUPALISI, ÇİNLİSİ BU İMKANA SAHİPKEN, 83 MİLYON TÜRK VATANDAŞININ SOSYAL MEDYA TERÖRÜ KARŞISINDA ELİ KOLU BAĞLI KALMASINI KABUL EDEMEYİZ. BU KONUDA KAPSAMLI BİR HUKUKİ DÜZENLEME ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ. İNTERNET VE SOSYAL MEDYA MECRALARININ ÜLKEMİZDE BİR AN ÖNCE HUKUKİ VE MALİ MUHATAPLIK TESİS ETMELERİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAKTA KARARLIYIZ" 

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiğini düşündükleri değerlere saldıran alçakların peşini bırakmayacaklarını belirterek, "Yalanın, iftiranın, kişilik haklarına saldırının, itibar suikastlerinin alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Onun için de bir an önce biz bunları parlamentomuza getirip, parlamentomuzdan bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz." dedi.
Erdoğan, video konferans yöntemiyle düzenlenen 138. AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.
Bazı konular üzerinde konuşmanın bile insanın kalbini acıttığını belirten Erdoğan, aile olarak birkaç gündür bu tür can acıtıcı bir meseleyle karşı karşıya olduklarını dile getirdi.
Önceki gece sekizinci torunu Hamza Salih'in dünyaya geldiğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Rabbim cümle evlatlarımızla birlikte Hamza Salih'e de hayırlı, sağlıklı ve uzun bir ömür nasip etsin. Berat Bey, evladının doğumunun sevincini bir sosyal medya mesajı ile kamuoyuyla paylaştı. Bu mesajın altına 10 binlerce kişi tebriklerini ve iyi dileklerini ifade eden yorumlar yazdı. Ancak sayıca az da olsa, bırakınız ahlakı, namusu, haysiyeti, insanlıktan dahi nasibini almamış kalbi kararmış bazı alçaklar, içlerindeki kötülüğü sergileyen hakaretlerle bu güzel iklimi kirletmeye çalıştı. Yargı ve emniyet teşkilatlarımız hemen harekete geçip bu haysiyetsizlerin kimliklerini tespit etmeye ve işlem yapmaya başladı. Dünyaya gözlerini henüz açmış bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiğini düşündükleri değerlere saldıran bu alçakların peşini bırakmayacağız. Hukuk önünde bu esfel-i safilinlerin her birinden işledikleri suçun hesabını elbette soracağız."
"BİZ AHLAKI YÜCE, MEDENİYET DEĞERLERİ YÜCE BİR MİLLETİN TORUNLARIYIZ"
Benzer saldırıları farklı vesilelerle daha önce de yaşadıklarını anımsatan Erdoğan, son yıllarda bu tür ahlaksızlıkların artmasında hem mecraların kontrolsüzlüğünün hem de organize saldırıların kolaylaşmasının rolü olduğuna dikkati çekti.
"Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix, niçin şu, bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? İşte bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sevgili vatandaşlarım, bunlar ahlak sahibi değil. Akif diyor ya, 'Ahlakın izmihlali ne müthiş izmihlal, ne millet kurtulur zira, ne milliyet, ne istiklal'. Evet, biz ahlakı yüce, medeniyet değerleri yüce bir milletin torunlarıyız, evlatlarıyız. Bu millete layık olmayan bu gelişmeleri yaşamak istemiyoruz, görmek istemiyoruz. Burada üzerinde durmamız gereken asıl konu, medya ve özellikle sosyal medya mecralarının nasıl olup da böyle bir kokuşmuşluğun aracı haline dönüştükleridir. Yalanın, iftiranın, kişilik haklarına saldırının, itibar suikastlerinin alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Onun için de bir an önce biz bunları parlamentomuza getirip, parlamentomuzdan bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz."
"INTERNET MECRALARINI KULLANANLAR SUÇ İŞLEME KONUSUNDA LAYÜSEL DEĞİLDİR"
Erdoğan, sosyal medya mecralarını kontrol eden küresel firmaların Batılı ülkelerdeki temsilcilikleriyle içerikle ilgili her türlü hukuki ve mali sorumluluğu üstlendiğinin ama Türkiye'nin de aralarında olduğu bazı ülkelerde bu sorumluluktan ısrarla kaçındığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Unutulmamalıdır ki bizim ailemizin başına gelenleri ülkemizin tüm bireyleri yaşayabilir. Hiç kimsenin izzetinefsini koruma hakkı elinden alınamaz. Bir kişinin yüzüne karşı ifa edildiğinde suç olan her şey, medya ve sosyal medya mecralarında yapıldığında da aynı sonuçla karşılaşmalıdır. İnternet mecralarını kullananlar suç işleme konusunda layüsel değildir. Cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret başta olmak üzere kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır. Milletimize karşı sorumluluklarımız bu doğrultuda gereken mekanizmaları kurmayı ve işletmeyi gerektiriyor. Amerikalısı Avrupalısı, Çinlisi bu imkana sahipken, 83 milyon Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz. Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışıyoruz. İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız."
"İDARİ VE ADLİ KURUMLARINI HİÇE SAYANLARI BİZ DE HİÇE SAYARIZ"
Hukuki düzenleme tamamlandığında erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemin devreye sokulacağını belirten Erdoğan, "Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını hiçe sayanları biz de hiçe sayarız." dedi.
"Hukuk devleti ilkesi, demokrasinin vazgeçilmez şartıdır. Asıl bu konuda gerekeni yapmazsak demokrasiye ve hukuka aykırı davranmış oluruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Buradan Adalet Bakanlığımıza, Meclis grubumuza ve ilgili tüm kurumlarımıza konuyla ilgili düzenlemenin süratle hazırlanması ve yürürlüğe sokulması çağrısında bulunuyorum. Yasama dönemi bitmeden bu meseleyi halletmiş olacağımızı ümit ediyorum. Artık bu tür konularda 'kim, ne der' yerine 'ülkemizin neye ihtiyacı var' sorusuna cevap arayacağız. Türkiye'ye karşı çifte standart uygulayanları da kendi ilkesizlikleri ve onursuzluklarıyla baş başa bırakacağız."