Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketlerle yaşanan fiyat artışlarından kaynaklı sorunların yatırım, istihdam ve üretimle çözüleceğini” bildirdi. Erdoğan, "Biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek" diye konuştu.
Erdoğan, muhalefetin erken seçim çağrılarına ilişkin olarak da, “Sizin gücünüz bu ülkede bir erken seçim kararı almaya yeter mi, yetmez mi? Yetmez. Daha neyi konuşuyoruz, neyi tartışıyoruz. Her şey bu kadar açık ve net ortada. Boşuna uğraşıyorlar. Adeta boş teneke çalıyorlar. Allah nasip ederse Haziran 2023 seçim tarihidir. Türkiye artık ilan edilmiş olan seçim tarihlerine alışacaktır" diye konuştu.
Erdoğan, Türkmenistan ziyareti dönüşünde, uçakta gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
YENİ EKONOMİ MODELİ
Erdoğan, "Üretim, istihdam ve ihracatı güçlendirmeye yönelik yeni bir ekonomi modelini hayata geçirdiniz. Faizi olabildiğince düşük tutmayı hedefliyorsunuz. 19 yıllık iktidarınızda hangi şartların olgunlaşmasıyla bu modeli hayata geçirdiniz? Yeni modelin artıları yakın vadede ortaya çıkar mı? Bu süreçte dar gelirlileri rahatlatacak yeni adımlar olacak mı?" sorusu üzerine, “iktidara geldikleri ilk günden itibaren, belki de tarihlerinde ilk kez kendi ihtiyaçları, öncelikleri ve gerçeklerine uygun bir ekonomi politikası izlediklerini, buna aynı kararlılıkla devam ettiklerini” vurguladı.
Ekonomik olarak da bağımsızlaşma mücadelesi verdiklerini, bu adımları attıkça, içeriden dışarıdan vesayetçilerin dirençleriyle, ekonomiye yönelik türlü saldırılarla karşılaştıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunların her birini milletimizle birlikte bertaraf ettik. Bizi kendi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur, faiz oyunlarına prim vermedik, vermiyoruz. Büyüme yolculuğumuzda yatırım, üretim, istihdam, ihracat hep önceliğimiz oldu. Felaket tellallarına, mandacı iktisatçılara, ekonomik tetikçilere aldırış etmeden hedeflerimize yürümeyi sürdüreceğiz. Bu ülke bizden önceki yıllarda dünya ortalamalarının çok üstünde oranlarla, yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda bırakıldı. Bu, bağımlılık demekti. Ekonomik olarak bağımlı bir ülke kendi politikalarını elbette hayata geçiremez. Belirlenmiş çizginin dışına çıkmaya çalıştığınız zaman karşılaşacağınız şey şantajdır. Buna karşı koyacak dirayetiniz yoksa istikrarsızlığa mahkum edilirsiniz. İşte biz ülkemizi bu durumdan kalıcı olarak kurtarmak için son 19 yılda sergilediğimiz güçlü siyasi irade ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi gösterebilecek dirayete, imkana kavuştuk. Son günlerde kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat artışlarının oluşturduğu sorunları da milletimizin lehine yatırım, istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz kazanacak."
Erdoğan, iktidara geldikleri ilk günden bu yana ekonomideki tezlerinin özellikle düşük faiz olduğunu, faiz-enflasyon ilişkisini devamlı "faiz sebep, enflasyon neticedir" diye işlediğini, bu tezinin değişmediğini aktardı.
Bugün de aynı tezi savunduğunun ve buna inandığının altını çizen Erdoğan, "Eğer ben de ekonomi tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa, faiz sebeptir, netice değildir. Enflasyon neticedir. Tabii burada bazıları bunun tam aksini savunuyorlar. Bunlar enflasyonun sebep, faizin netice olduğunu savunuyorlar. Peki öyleyse dünyaya şöyle bir bakalım. Şu anda küresel ekonominin egemen olduğu dünyada acaba enflasyon sebep, faiz netice midir? Yoksa faiz mi sebep, enflasyon mu neticedir? Şu anda işte Amerika'da, Avrupa'da enflasyonun geldiği nokta ortada. İsrail’e bakalım… İsrail'de faiz nedir, enflasyon nedir, oranlar ne durumdadır? Buna bakalım. Buna baktığımız zaman bizim tezimizin doğru olduğunu oralarda zaten görüyoruz. Şu anda da ben yine iddiamdayım." diye konuştu.
"BEN HİÇBİR ZAMAN FAİZİN YÜKSELTİLMESİNİ SAVUNMADIM"
Erdoğan, geçmişte Türkiye'de gecelik faizlerin 7500'lere vardığını gördüklerini, o dönemde iktidarda CHP'nin olduğunu anımsattı.
CHP’nin olduğu bir dönemin faturasını milletin ödediğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii şimdi 18 yaş altı genç kesim, genç kuşak bunları yaşamadı ama bunları biz yaşadık, gördük. Şu anda bu CHP'nin sözcüsü de o dönemin faillerindendir. Hatırlayın bay Kemal, grup konuşmalarında 'Faizi 1'e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz' dedi. Bir insan akşam sabah bu şekilde bir değişiklik gösteremez. 'Faizi 1'e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz' diyeceksin, ondan sonra da kalkıp şimdi de faiz indirimine tepki göstereceksin. Tayyip Erdoğan'ın böyle zikzakları yok. Tayyip Erdoğan, zaten en başından beri düşük faizden bahsediyor ve bu faiz inecek diyor. Hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Asla bu konudan taviz vermem. Çünkü bu benim aynı zamanda değerler silsilesi içindeki yapımdır. Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek.
Çok açık net bütün delilleriyle her şeyiyle ortada. Çünkü faiz lobileri kuduruyor. Ben ne dedim TÜSİAD'a? Hadi buyurun, para sizde, finans sektörü sizde. Niye yatırım yapmıyorsunuz? Arkadaş, sen zengin misin, para sende mi, finans sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme. Ama biz size bunu söyleyince siz tam aksini söylüyorsunuz. 'Faizi düşürelim' yok… Başta kamu bankaları olmak üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli destekleri vermeye hazırız. Yeter ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en önemli çözümü istihdam, üretim, ihracat. Arkadan da büyüme geliyor. Büyümede de biz şu anda gayet iyi bir konumdayız ve bu böyle gidecek. Bu işi de başaracağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ekonomik argümanı bir model şeklinde aktaracak mısınız halka, yoksa eylem düzeyinde mi kalacak?" sorusu üzerine, "Elbette aktaracağım. İnşallah, 15'er gün arayla bazı televizyon gruplarında ortak yayınlara bizzat çıkacağım. Bazı arkadaşlarımı ayrıca çıkaracağım. Onlar da bazı açıklamalar yapacaklar." dedi.
"(BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ İLE İLİŞKİLER) 10 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM PLANI SUNDULAR”
Erdoğan, "Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın Türkiye'ye yaptığı ziyarette bir dizi anlaşmaya imza atıldı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yeni bir döneme girildi diyebilir miyiz?" sorusu üzerine, "Muhammed bin Zayid'le 2011 yılında bir görüşmemiz olmuştu. Ondan sonra bazı değişik dönemler yaşadık ama biz tamamen ipleri koparmadık. En azından istihbarat teşkilatları karşılıklı olarak görüşmelerine devam etti. Bu arada ticari olarak da ilişkilerimiz devam etti." dedi.
Arzu edilmeyen gelişmeler olmasına rağmen sonunda işin iyi bir noktaya geldiğini belirten Erdoğan, önce Veliaht Prens Muhammed bin Zayid'in kardeşinin Türkiye'ye gelerek ilgili birimler ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile bazı görüşmeler yaptığını, yatırım için hazır olduklarını söylediğini aktardı. Erdoğan, daha sonra da Muhammed bin Zayid'in özellikle istemesi üzerine Türkiye'yi ziyaret ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Hakikaten adeta aile hassasiyeti içerisinde bir ziyaret oldu. Bu ziyarette de bu anlaşmaları gerçekleştirdik. Bu anlaşma metninde olan maddeler inanıyorum ki Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında yeni bir dönemin başlamasına ve bunu kalıcı kılmaya vesile olan bir adım oldu. Gerek ikili gerek heyetler arasındaki görüşmelerimiz çok çok iyi geçti ve orada imzaları attık. Bundan sonraki sürece yönelik de nasip olursa şubat ayı içerisinde benim bir iadeiziyaretim olacak. Benden önce gerek Dışişleri Bakanı'm gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı'mın ziyaretleri olacak. Ön hazırlıklar olacak. Arkasından şubatta da inşallah ben geniş bir heyetle gideceğim ve bazı adımları çok güçlü şekilde atacağız. 10 milyar dolarlık bir yatırım planı sundular. Bu yatırım planını da uygulamaya koymak suretiyle çok daha farklı bir geleceği inşa etmiş olacağız. Bu konuda da güzel gelişmeler olacak. Tabii Bay Kemal saçma sapan şeyler konuşup duruyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birleşik Arap Emirlikleri ile başlayan ilişki ister istemez İsrail ve Mısır'la ilişkileri akla getirdi. Siz bu ilişkilere nasıl bakıyorsunuz? İsrail ve Mısır'a büyükelçileri atayacak mısınız?" sorusunu, "Zaten kararımızı verdiğimiz zaman tabii ki büyükelçileri de belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız. Bu söylediğiniz ülkelerin kiminde maslahatgüzar olarak atılmış bazı adımlar var. Büyükelçi yok ama maslahatgüzar var. Bu adımları da peyderpey belli takvim içinde atmış olacağız. Birleşik Arap Emirlikleri ile aramızda nasıl bir adım atıldıysa, diğerleriyle de buna benzer adımları atacağız." şeklinde yanıtladı.
"TÜRKİYE ARTIK İLAN EDİLMİŞ OLAN SEÇİM TARİHLERİNE ALIŞACAKTIR"
Erdoğan, "Helalleşme tartışmasıyla alakalı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu çağrısına terör örgütü FETÖ ve PKK'dan olumlu çağrı geldi. Selahattin Demirtaş'ın muhalefet genel başkanlarına miting çağrısı oldu. Bu çağrının aynı gününde Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu miting yapma kararı aldı. 'Erken seçim için elimden gelen her şeyi yapacağım.' dedi. Neler söylersiniz?" sorusunu, şöyle cevapladı:
"Elinden gelen her şey neymiş? Şu anda AK Parti Genel Başkanı olarak ben, MHP Genel Başkanı olarak Sayın Bahçeli, aynı şekilde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı olarak Sayın Destici açıklamalarımızı yaptık. Bu işin tarihi Haziran 2023 dedik. Bu değişmeyecek. Bunu bir kere de değil, defaatle söyledik. Kulağı var duymuyor, gözleri var görmüyor. Bunları bu kadar açık söyledik. Sizin gücünüz bu ülkede bir erken seçim kararı almaya yeter mi, yetmez mi? Yetmez. Daha neyi konuşuyoruz, neyi tartışıyoruz. Her şey bu kadar açık ve net ortada. Boşuna uğraşıyorlar. Adeta boş teneke çalıyorlar. Allah nasip ederse Haziran 2023 seçim tarihidir. Türkiye artık ilan edilmiş olan seçim tarihlerine alışacaktır."
"İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sağlık Bakanı'mızın Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'deki tedavilerine yönelik çalışmalarına karşı çıktı. Bu siyasal kültürümüzde olmayan bir şey. Siyasal kültürümüz mü dönüşüyor, bu iş nereye varacak?" soruna Erdoğan, "Bizim böyle bir derdimiz yok. Olsa olsa Millet İttifakı'nın böyle bir yaklaşımı olabilir. Bunlar da kimdir Bay Kemal'dir, Bayan Meral'dir, HDP'dir. Bunlarda nedense mültecilere karşı, ülkemize gelen göçmenlere karşı böyle bir düşmanlık var. Biz ise böyle bir düşmanlığı yapamayız." cevabını verdi