TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle Kıbrıs'ta siyasi bir çözüm ve federasyon için 54 sene müzakere yürütülen müzakerelerin başarıya ulaşılamadığını ve başarısızlığın arkasında Kıbrıs Rum kesiminin tutumunun rol oynadığını belirterek "Neden Kıbrıs Rum kesimi bu tutum içinde olmuştur? Çünkü 1960 Antlaşması'nı bozan da onlar. İşte EOKA. Biraz önce TMT'den bahsettik. TMT niye kuruldu? Bu mezalime karşı Kıbrıs Türk halkını korumak için kuruldu." dedi.

AA’nın haberine göre, Çavuşoğlu, TRT Haber canlı yayınında dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıs'ta 54 sene sonunda bir tarafın ödüllendirilip diğer tarafın cezalandırıldığını belirten Çavuşoğlu, "(Crans-Montana'da) Artık egemen eşitlik üzerinde biz samimi çaba sarf ettik ama şunu da söyledik; artık bir daha federasyon için müzakere yapmayacağız. 'Bu, son şansımız, bunu iyi değerlendirmemiz gerekir' dedik." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Rum tarafının bu çabalara rağmen eski KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı döneminde yapılan anlaşmalardan geri adım attığını belirterek şöyle devam etti:

"Sonuçta federasyon için 100 sene daha müzakere etsek bir yere varamayız. Artık egemen eşitlik temelinde Kıbrıs Türklerinin 1960 anayasasında verilen haklarının tanınmasıyla bir müzakereye girmemiz gerekiyor. Bu konuda tutumunuzu hem KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Bey hem de biz garantör ülke olarak Cenevre'de 5+1 gayri resmi toplantıda söyledik. Tüm dünyaya da söylüyoruz."

BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs kararlarının herhangi bir netice getirmediğini belirten Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta iki tarafın çözüm istemesi durumunda ilgili kararların gayet basit bir şekilde değişebileceğini vurguladı.

TÜRKİYE, KITA SAHANLIĞINI KORUMAKTA KARARLI

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konusunda tutumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak "Biz, kıta sahanlığımızın batı sınırlarını belirledik. BM'ye kaydını yaptırdık. Buradan taviz vermemiz söz konusu değildir. Bu sınırlar çerçevesinde de de biliyorsunuz deniz yetki alanları anlaşması imzaladık. Onu da BM’ye gönderdik." diye konuştu.

Son 1 yılda Rum tarafı ve Yunanistan'ın 9 defa kıta sahanlığını ihlal etmek istediğini, 3. ülke bayraklı gemileri Türkiye'nin kıta sahanlığına sokmak istediğini belirten Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Biz bazılarını diplomatik yollardan engelledik. O üçüncü ülkelerle diplomatik girişimlerimizi yaptık. Bazılarına da sahada tabii ki Deniz Kuvvetleri'miz gerekli tedbirleri alıyor. Burada gemilerimiz gerekli uyarıları yaparak bu bölgemize, kıta sahanlığımıza hem güneyde hem de batıda bu (üçüncü ülke bayrakları) gemileri sokmadık. Bundan sonra da kararlılığımız açık ve nettir. Burada ancak Türkiye ile iş birliğini yaparsanız, olabilir. Bilimsel araştırma mı? Bizden izin alacaksınız. Son zamanlarda ülkelerin doğrudan bizden almaya başlaması da önemli. Çünkü bu, bizim kıta sahanlığımızı tanımaları anlamına geliyor. Bu bakımdan önemli."

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın ve Rum kesiminin bu gemileri Türkiye'nin kıta sahanlığını ihlal etmek için yönlendirdiği ilgili gemilerin ait olduğu tarafların buna alet olmamaları gerektiği uyarısında bulunarak Türkiye’nin kıta sahanlığını koruyacak kararlılıkta olduğunu ifade etti.

Ege adalarının silahsızlandırılmasına da değinen Çavuşoğlu, "Yunanistan, Uluslararası Adalet Divanı'na taraf fakat mahkemenin 3 konuda yetkisini tanımıyor, rezerv koymuş. Bir tanesi; bu silahsızlandırılmış adaların statüsü, bir tanesi hava sahası, bir tanesi de deniz yetki alanları yani bizimle ihtilaf olan tüm konularda." dedi.

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın bu konularda suçlu olduğunu, taleplerinin haksız ve maksimalist olduğunu bildiğini aktararak bu durumun birçok ülke ya da uluslararası örgütün raporlarında da yer aldığını söyledi.

AB EROZYONA UĞRADI

Yunanistan'ın geri ittiği göçmenlerle ilgili Batılı ülkelerden mevkidaşlarının tutumuna yönelik ise Çavuşoğlu, "Kapalı kapılar ardında bundan duydukları üzüntüyü söylüyorlar ama insan hakları konusunda en hassas olduğunu göstermeye çalışan ülkelerin bile bir gerekçe bulduğunu görüyoruz. Bunu biliyorlar ama 'Avrupa Birliği içinde olan Avrupa Birliği içinde kalır' anlayışı var. Yunanistan'da da karartma var. Hatta bu konuyu gündeme getirenleri Türk ajanı diye suçluyorlar." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin, yaklaşık 2 yılda botları şişlenerek ya da silahla delinerek geri itilen 34 bin kişiyi ölümden kurtardığını vurgulayan Çavuşoğlu, bu konuda Türkiye’nin, İçişleri Bakanlığının elindeki bilgileri AB ile paylaştığını söyledi.

Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Sonuçta Yunanistan inkâr ediyor. 'Bizim elimizde bilgi yok. Biz de çok rahatsızız cevap veremiyoruz bunlara' diyorlarmış. (Göçmenlerin geri itilmesi) Temel bir insan hakkından bahsediyoruz. İnsani bir sorundan bahsediyoruz. Bu, siyasi bir sorun değil. Kadınların, çocukların soyulmasından, dövülmesinden, ölüme terk edilmesinden, ölüme itilmesinden bahsediyoruz. Nerede kaldı insanlık? Hani Avrupa Birliği'nin ekonomik çıkar için kurulan teşkilatın siyasi bir birliğe dönüşmesi sırasında 'insan hakları en temel değerimizdir' söylemi nerede kaldı? Avrupa Birliği, çifte standart ve iki yüzlülük altında erozyona uğradı."