Değerli Basın Emekçileri,

Basın büromuz tarafından hazırlanan Kürtçe ve Türkçe haberi aşağıda bilginize sunuyoruz:

Elazığ depreminin ardından incelemelerde bulunan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Salim Kaplan, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcümüz Ayşe Acar Başaran, Bingöl Milletvekilimiz Erdal Aydemir, İstanbul Milletvekilimiz Dilşat Canbaz ve Muş Milletvekilimiz Şevin Coşkun'dan oluşan heyetimiz, il yöneticilerimizle beraber gözlem ve tespitlerine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. HDP belediyelerinin organizasyonuyla toplanan yardımların depremzedelere ulaştırılmaya başlandığını ve yardımların süreceğini ifade eden heyet üyelerimiz yaptıkları açıklamada şöyle konuştu:

HDP Elazığ İl Eşbaşkanı Baki Yıldırım

Deprem haberini alır almaz kriz masası oluşturduk. Saat 01:00'dan itibaren arkadaşlarımızı depremden zarar gören alanlara yönlendirdik. İl merkezi, Sivrice ve Gezin’de durum tespiti yaptık. Sabah saatlerinden itibaren arkadaşlarımız Elazığ merkez, Maden, Sivrice ve Gezin’e bağlı köyleri gezerek genel tespitler yaptı. Genel merkezden gelen heyet ile birlikte Gezin ve Sivrice ilçelerimizi ziyaret edip, durum tespiti yaptık. Bu konudaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Berpirsê Rêveberiyên Herêmî yên HDP’ê û Cîgirê Hevserokê Giştî Salîm Kaplan,

Heya niha em 60 gundan re ketin têkiliyê

Endamên çapemeniyê, hûn bi xêr hatine. Ez bi rêzdarî bi ser navê heyeta HDP’ê we silav dikim. Bi rastî ev 3 roj in, êşeke mezin ketiye dilê vî welatî. Beriya her tiştî em kesên ku di erdheja Xarpêtê de jiyana xwe ji dest dane, sersaxiyê ji malbatên wan re dixwazin. Em hêvîdar in ku birîndarên li nexweşxaneyan jî bi lezgînî bigihên ser tenduristiya xwe. Ji destpêka erdhejê heta niha, nevanda partiya me û rêxistinên me yên herêmî, di nava hewldaneke gelek mezin de ne. Ji bo ku bi lezgînî alîkariya gelê Xarpêtê bikin, em di nava hewldanekê de ne. Ev 3 roj in, heyetên me hem li Xarpêtê hem jî Meletiyê tesbîtên xwe dikin. Heta niha di nav 60 gundan de lêkolînên me dewam dikin, lê heya niha tu sazî û dezgehên dewletê têkilî bi wan re daneynîne. Em wek heyet bi 60 gundan re ketin têkildariyê. Dîsa bi taxên girêdayî bajêr, ku ew dûrî navendê ne re em ketin têkiliyê.

Divê wargeh û kombajar bên avakirin

Mixabin em nikarin bibêjin rewşeke şênber ku pirsgirêkên erdhejê hatiye çareserkirin, tune ye. Mixabin heta niha li tu gund û taxan tu wargeh û kombajar nehatin avakirin. Demsala ku em tê de ne, demsaleke zivistanê ye û zivistan pir dijwar derbas dibe. Germahiya hewayê carna dadikeve bin sifirê de 20. Ji ber vê yekê, xanî, avahî û balexaneyên ku tu xisar nehatibin dîtin jî, ji ber ku erdhej hê berdewam dike, pîvanên wan biçûk bin jî, hê erdhej careke din berdewam dike. Ji ber vê yekê, tirseke mezin jî di dilê gel de heye. Gel naxwaze têkeve balexaneyan. Pêdiviyeke gelek mezin bi kombajaran heye. Pêdiviya duyemîn, divê wargehên xwarinê bên avakirin, lê mixabin heta niha ev hê nehatine avakirin. Li 4 balexaneyên ku li navendê xirab bûne, hê xebatên xilaskirina gel berdewam dike. Sazî û dezgehên dewletê, bi piranî mijûltiya xwe dane ser van deran. Lê gund, gundok û kesên ku li van deran hatine mexdûrkirin, ajalên ku li van deran telef bûne, li ser wan heta niha tu xebat nehatine kirin.

Hemû şaredarî û rêxistinên me di nava hewldan û xebatê de ne

Wek hûn dizanin, ji qeyûman vir de bi tenê 27 şaredariyên me mane. Ev 3 roj in şaredariyên me di nava hewldan û xebatan de ne. Îro saet nêzî 16:00’an ew ê alîkariya me ya yekemîn, bigihê vir. Em dixwazin hinekî rêbazên xebatên xwe bi we re parve bikin. Ji ber ku Şaredariya me ya Erxaniyê nêzikî vir e, hemû xebatên me yên şaredariyan û navçe û bajarên me, rêxistinên HDP’ê wê li vir bên berhevkirin. Koordînasyona me ya Xarpêtê ev der e. Pêdivî bi ku hebe, bi kîkan gundî, bi kîjan taxî û bi kîjan malbatî hebe, yek bi yek ew deverên ku hatine tesbîtkirin, ew ê bigihê destê gelê me.

Sazî û dezgehên dewletê heya niha tu gav neavêtine

Heya niha alîkariya me daye hevdu, bi piranî pêdiviyên zarokan in, pêdiviyên jinan û yên jiyanî yên wek av, xwarin, betanî ne. Eger derfetên me hebin em dixwazin konê zivistanê bigihînin ber destê gelê xwe. Em dixwazin vê yekê jî bi raya giştî re parve bikin. Bi rastî aloziyên xwezayî gelek çêdibin, erdhej jî, lehî jî, mîna aloziyên wisa, belkî mirov nikare pêşiya wan bigire, lê jiyanstendin ne ji ber aloziyên wiha ye. Jiyanstendin ji ber bêtedbîriya sazî û dezgehên dewletê çêdibin. Li Gezînê balexaneya ku di 2011’an de hatiye xerakirin, jixwe xeterbûna wê hatibû tasbîtkirin. Lê sazî û dezgehên dewletê li hemberî vê tu gav neavêtine. Mixabin ew der îro ji 3 kesan re bû goristan. Ev ne jiyaneke asayî ye, esas ev tişt cinayeteke siyasî ye, divê mirov bi vî rengî lê binihêre.

Em wek HDP bi rêxistinên xwe bi şaredarên xwe, bi navçeyên xwe, ev 3 roj in di nava xebatan de ne. Ji aniha pê de jî, heya ku em êşên wan, birînên wan derman bikin jî em ê xebatên xwe bidomînin.

Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcümüz Ayşe Acar Başaran:

Can kayıplarının nedeni iktidarın vurdumduymazlığı

Deprem felaketinde yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, halen göçük altında kurtarılmayı bekleyenlerin de kısa zamanda kurtarılmalarını ve en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyoruz. Çokça ifade ediyoruz, tabii ki doğal afetlerin önüne geçmemiz söz konusu değil ama doğal afetlere hazırlıklı olabilir, can ve mal kaybına neden olmadan önlemler alabiliriz. Dünyanın birçok yerinde farklı örneklerini görüyoruz. Bugün merkezi üssü Sivrice olan Elazığ depreminde gördüğümüz gibi Türkiye olarak doğal afetlere hazırlığımız yine yokmuş. Göz göre göre yaşamını yitirenlerle karşı karşıyayız. Bir problem olduğu konuşulan ve doğal afete dayanıklı olmadığı tespitli olan 6 katlı bir bina 4 kişiye mezar oluyorsa bunun sorumluluğunu doğaya, doğal afete bağlayamayız. Bu iktidarın vurdumduymazlığı, iktidarın doğal afetler konusundaki hazırlıksızlığı, öngörüsüzlüğünün bir sonucudur. O açıdan asıl sorumluların kim olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

60 köye iktidar ve devlet hiç ulaşmamış

Dünden bu yana Bingöl Milletvekilimiz Erdal Aydemir, Muş Milletvekilimiz Şevin Coşkun, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Salim Kaplan, İstanbul Milletvekilimiz Dilşat Canbaz ile birlikte buradayız. Gözlemler ve çalışmalar yapıyoruz. Bununla beraber depremden hemen sonra biri Malatya ve biri Elazığ’da olmak üzere iki koordinasyon oluşturduk. Bu yerel kriz koordinasyonlarımız depremin geldiği ilk dakikadan itibaren çalışmalarını başlattı. Sivrice ve Maden’e bağlı yaklaşık 60 köye ulaştılar. Aslında bu iktidarın ve devletin hiç ulaşmadığı alanlardı bu alanlar. Bazılarında yollar kapalı olduğu için telefon ile bilgi aldık.

Çevrimtaş köylüleri kendi imkanlarıyla arama kurtarma yapmış

Bugün heyetimizle birlikte Sivrice ve Gezin’de tespitlerde bulunduk. Buralarda iktidarın Cumhurbaşkanı'ndan bakanlara kadar ziyaretler oldu ama esaslı çalışmaların olmadığı kanaatine vardık. Bu 60 köyün hiçbirinde bir hasar tespiti söz konusu değil. Hatta 2 ölü, biri ağır 3 yaralının olduğu Çevrimtaş Köyü’ne kimse ulaşmamış. Bu köyde insanlar kendi olanaklarıyla arama kurtarma çalışmaları yapmışlar. Yolları kapalı olduğu için Elazığ’a gelememişler ve cenazelerini Malatya’ya götürmek zorunda kalmışlar. Yine Sivrice'de gördük ki bu depremin hasarı bugünden kaynaklı değil. 2007 depreminden kalan hasarların daha da büyüyerek karşımızda durması söz konusu. Cami dahil olmak üzere hiçbir konutta önlem alınmamış. Bir makyajlama çalışmasıyla dışı parlatılmış ama içi çürük. İbadetin olmadığı bir saatte deprem olduğu için kayıp olmamış. İnsanlar, "şükürler olsun ki kış koşullarından kaynaklı insanlar burada değillerdi" diyorlar. Bugün daha vahim tablo ortaya çıkmamasının sebebi insanların kış koşullarından kaynaklı burada yaşamıyor olmasıdır.

Yardımlar AKP ilçe başkanı eliyle yandaşlara veriliyor

2 günlük çalışmamızın sonucunda gördük ki bu 60 köy ve Sivrice'ye yardımlar ulaştırılmamış. Yaptığımız görüşmeler sonucunda Sivrice'ye yardımların geldiğini ancak yardımların AKP ilçe başkanının eliyle yandaşlarına dağıtıldığını, esas ihtiyaç sahiplerine dağıtılmadığını öğrendik. Köylere hiçbir yardım ulaşmadığını, ulaşan tek yardımın topkek olduğu, halkın da çadır, battaniye ihtiyacı olduğunu ve bu yüzden çok zor durumda olduğunu gördük.

İnsanların aklıyla dalga geçiyorlar

Elazığ kışı çok sert yaşıyor. -20 dereceye varan bir soğuk söz konusu. Cemevleri halkın toplanma alanlara dönüştürülmüş. Ellerinden geleni yapıyor cemevleri ama kapasite olarak yetersiz. Evleri yıkılmasa bile insanlar travma yaşıyor ve risk devam ediyor. Bunun için çadır ihtiyacı olduğunu ifade ettiler. Ama çadır ulaştırılmıyor ya da çadır ulaştırılan yerlere ısıtıcı verilmemiş. Tüp verilen yerde başlık, katalik verilen yerde tüp verilmemiş. Aslında insanların aklıyla zekasıyla dalga geçilen bir atmosfer var.

27 belediyemiz yardım çalışmaları yapıyor

Bizim de HDP olarak güç ve destek sunma ihtiyacımız olduğunu hissettik. 27 belediyemiz, il ilçe örgütlerimizin tümü seferber oldu. Elimizde kalan tüm belediyelerimiz seferber oldu. Ergani Belediyemiz yardımların merkezi konumunda. En hayati ihtiyaçlar başta olmak üzere barınma, çadır, sıcak yiyecek, ekmek, kadın ve çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için dört bir yandan çalışıyoruz. İktidarın yaptığı gibi, bir reklam faaliyeti gibi değil, gerçekten ihtiyacı olan yerlere, kırsal alanlara yardımlarımızı ulaştırıyoruz.

İçişleri Bakanı buraya gelip tehditlerle ayrıldı

İçişleri Bakanı gelip bir çalışma yürüttü burada ama buradan tehditlerle ayrıldı. Panik havası yaratan sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili soruşturma başlatılacağını söyledi. Ama bunlar panik havası yaratılmayan paylaşımlardı. Örneğin Sivrice'de karşılaştığımız manzara belki medyada hiç görünmeyen görüntülerdi. Bir fırında çatlaklar olmasına rağmen, bina yerle bir olabilecek durumdayken fırın açıktı ve faaliyetlerine devam ediyordu.

"İyi algı" hakikatle özdeşleşmediği müddetçe muhalefet edeceğiz

Burada gerçek bir tablo var. Ama iktidarın basın açıklamasına da yansıyan cümle şu: "Toplumda iyi bir algı var". Bu iyi algı bir hakikatle özdeşleşmediği müddetçe muhalefetini yapmaya devam edeceğiz. Bu toplumun barınacak sıcak yerlere, yiyeceğe ve güvenliğe ihtiyacı var. Bunu sağlamak başta iktidarın görevi ama biz HDP olarak bu konuda elimizden geleni yapacağız ve hakikati daha yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz. Ne soruşturma tehditleri, ne manipülasyon gösterileri ne de gövde gösterileri tavrımızdan geri adım attırmayacak.

Daha büyük bir yıkım olabilirdi

Burada çok daha büyük bir yıkımla karşı karşıya kalabilirdik. Ama şans eseri depremin geçtiği güzergahlar yaşam alanları değildi. Köylerin çoğunda şu anda insanlar ikamet etmiyordu. Yoksa daha vahim bir tablo ile karşı karşıya kalabilirdik. Bu da aslında iktidarın içerisinde olduğu durumun bir göstergesi. Bizler buradayız bugün Elazığ'da çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yarın depremden en fazla etkilenen yerlerden olan Malatya'da da tespit çalışmalarımız, dayanışma ziyaretlerimiz devam edecek. Bir kere daha yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz, halen kurtarılmayı bekleyenlerin en kısa zamanda kurtarılmasını diliyoruz. Bütün halkımıza geçmiş olsun dileklerimiz iletiyoruz.

Soru: Gezin'de 6 katlı bir bina yıkılmış ve üç katının kaçak olduğu iddia ediliyor?

Bu felaket iktidarın rantçı siyasetinin bir sonucudur

Ayşe Acar Başaran: Bina altı katlı. Yaşamını yitirenlerin yakınlarıyla yaptığımız görüşmede, binanın tehlike arz ettiği çıplak gözle dahi anlaşılan bir binaymış. Daha önce defalarca söylenmiş. Zemin olarak yapılaşmaya uygun bir alan değil. Suyun olduğu ve kaygan bir zeminin olduğu bir yere bu kadar yüksek bir binanın bu kadar tehlike oluşturacağı bilinen bir şeymiş. Gizli kapaklı bir bilgi de değil. Bütün uyarılara rağmen AKP'li bir milletvekilinin olması nedeniyle buraya müdahale yapılmamış ve maalesef 7 aylık hamile bir kadınla beraber 4 insana mezar oldu. Bunun için diyoruz ki doğal afetler ölüm getirmez, rant yaratma uğruna, halkın sağlığını, yaşam hakkını yok saymak ölümleri getirir. Bu felaket iktidarın rantçı siyasetinin bir sonucudur. Göz göre göre yapılaşmaya uygun olmayan bir yere 6 katlı ve tehlikeli bir binayı yapan bu ölümlerden sorumludur. Yoksa depreme suçu atmak ve sıyrılmak kabul edilemez.