Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar,  Ege ve Doğu Akdeniz’de ise Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yayılmacı bir anlayışa dayalı, uluslararası hukuka uygun olmayan taleplerinden, silahlanma ve sözde ittifak girişimleri dahil saldırgan eylem ve söylemlerinden kaynaklı sorunların yaşandığını ifade etti. Bu hususun aklıselim sahibi herkesin tepkisini çektiğini aktaran Akar, şöyle devam etti:

"Tüm iyi niyetli diyalog çağrılarımıza gerekli karşılığı vermeyen Yunanistan’ın Lozan Antlaşması'nı dahi ihlal eden her türlü haksız hukuksuz eylemine, mütekabiliyet kapsamında masada ve sahada her türlü cevap verilmektedir. Biz ise aramızdaki sorunların uluslararası hukuka uygun, barışçıl yöntemlerle iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde ve diyalog ile çözülmesini samimi olarak istemekteyiz. Bunun için de örneğin tatbikatların azaltılmasını dahi değerlendirebileceğimizi söylüyoruz. Diğer taraftan Güven Arttırıcı Önlemler Çerçevesinde 4’üncü toplantı için davet ettiğimiz Yunan heyetini Ankara’ya bekliyoruz. Biz, Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaşaması, Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan arasında bir dostluk denizi olması için her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz."

Kıbrıs’ta eşit, egemen, bağımsız iki devletin artık tek çözüm haline geldiğini vurgulayan Akar, "Kıbrıs bizim milli meselemizdir. Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Sonuç olarak Kıbrıs'ta, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de hem kendimizin hem de Kıbrıslı kardeşlerimizin hak, alaka ve menfaatlerini korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz." diye konuştu.

Savunma sanayisi ve modernizasyon konularına da değinen Akar, "Tarihte, parasını ödediğimiz halde ülkemize teslim edilmeyen gemiler de benzer şekilde Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde maruz kaldığımız ambargo da hala hafızalarımızdadır." dedi.

Geçmişte karşılaşılan bu tutum ve yaklaşımın değişik şekil ve boyutlarda devam ettiğini ifade eden Akar, "Edindiğimiz tecrübeler devletimizin bekası, asil milletimizin güvenliği için yerli ve milli savunma sanayimizin geliştirilmesinin hayati öneme haiz olduğunu bizlere açıkça göstermiştir. Bu sebeple Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan silah sistemlerinin, zamanında ve maliyet etkin bir şekilde üretimi ve tedariki için savunma sanayi eko sistemindeki paydaşlarımız olan kamu kurum ve kuruluşları, vakıf şirketleri, özel sektör ve üniversitelerle yoğun bir şekilde çalışmaktayız." diye konuştu.