AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Avrupa Birliğinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın KKTC’ye gelecek olmasından rahatsızlık duyduğunu belirtti.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in, AB'nin Kıbrıs'ta iki devletli çözümü kabul etmeyeceği yönündeki beyanının hatırlatılması üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türküyle buluşmasından rahatsızlık duyduğunu beyan edenlerin olduğunu gördüklerini söyledi.

Çelik, "Rahatsızlık duyanlara söyleyeceğimiz şudur; 'Kendi işinize bakın. Bu sizi ilgilendiren bir mevzu değil.' Kimsenin rahatsızlık duymaya hakkı yok." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminden itibaren Türkiye Cumhuriyeti'nin buna önem verdiğini ve özel günlerinde KKTC'nin yanında olduğunu anlatan Çelik, "Başka siyasi partiler de orada oluyor. Hükümet de oluyor. Yıllardır süregelen bir uygulamadır. Bununla ilgili olarak rahatsızlık beyan edilmesi ya da oraya gidecek heyetin çok geniş ya da dar olmasına dair birtakım tartışmalar yapılması saygısızlıktan başka bir şey değil." değerlendirmesini yaptı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in açıklamasını okuduğunu belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başka açıklamaları da okuyorum. Avrupa Birliği iki devletli çözüme meşru bakmıyorsa hangi çözüme meşru bakıyor? Hangi çözüme meşru baktıklarını biliyoruz. 2004'te Burgenstock'ta Cumhurbaşkanımız başbakanken katıldığı toplantıda ben oradaydım. Verilen sözlerin ne olduğunu biliyoruz. Hem Türkiye hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iki eşit topluma ve iki eşit iradeye dayanan bir devlet kurulması için 'Evet' kampanyası yaparken hem Yunanistan'da hem Güney Kıbrıs'ta 'Hayır' kampanyası yapıldı. Hatta Burgenstock sonrasında çok iyi hatırlıyorum kilise doğrudan aforoz etme tehdidinde bulundu, Güney Kıbrıs'ta 'evet' vereceklere. O zamanki Avrupa Komisyonu Başkanı, yani Von der Leyen'in selefi, Portekiz eski başbakanı Barroso'ydu. Barroso'nun dediği şey şuydu; 'Eğer siz 'evet' kampanyasına destek verirseniz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti destek verirse ama karşı taraf başka türlü davranıp çözüm çıkmazsa, biz Avrupa Birliği olarak Kuzey Kıbrıs'a karşı bütün yaptırımları kaldıracağız.' Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sözünü tuttu. Türkiye Cumhuriyeti sözünü tuttu. Yunanistan ve Güney Kıbrıs sözünü tutmadı. Buna rağmen tuttular, sınır sorunu olan bir ülkeyi Avrupa Birliği üyesi yapmama kuralını ihlal ettiler. Güney Kıbrıs'ı aldılar. Bu sorunu, Güney Kıbrıs'ın şımarıklığına, maksimalist yaklaşımlarına ve dayatmalarına teslim ettiler. Bu Avrupa Birliğinin yanlış kararıdır. Şimdi yanlış yaptıkları kararın düzeltilmesini Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden beklemesinler."