AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÖMER ÇELİK: "(AB'NİN TÜRKİYE'YE YAPTIRIM KARARI) ORTAYA KOYDUKLARI TAVRIN ADA'DAKİ BÖLÜNMÜŞLÜĞÜ DERİNLEŞTİRMEKTEN BAŞKA BİR İŞE YARAMAYACAĞI AÇIKTIR. BU YAPTIRIMLARIN TÜRKİYE İÇİN HİÇBİR ETKİSİ OLMAYACAKTIR"

"FATİH' GEMİMİZ, 'YAVUZ' GEMİMİZ GÖREV YAPMAYA DEVAM EDECEK. ORADA KITA SAHANLIĞIMIZ İÇERİSİNDEKİ EGEMENLİK HAKLARIMIZI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

"RUM KESİMİNİN 'AKDENİZ'İN ŞIMARIK, HAYLAZ ÇOCUĞU' OLARAK AB TARAFINDAN BU ŞEKİLDE KORUNMASI SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA TÜRKİYE'NİN YAPACAĞI ŞEY KENDİ HAK VE ÇIKARLARINI, KKTC'NİN HAK VE ÇIKARLARINI KORUMA KONUSUNDA VİTES YÜKSELTMEKTEN İBARETTİR"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine yönelik kararlarıyla ilgili, "Ortaya koydukları tavrın Ada'daki bölünmüşlüğü derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Bu yaptırımların Türkiye için hiçbir etkisi olmayacaktır." dedi. 

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. 

AB'NİN TÜRKİYE'YE YÖNELİK KARARLARI  

Çelik, AB'nin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine yönelik kararlarıyla ilgili, AB'nin "Ada'da iki tarafın birleşmesi" şeklinde bir tutum içinde olduklarını söylediğine işaret ederek, "Fakat ortaya koydukları tavrın Ada'daki bölünmüşlüğü derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Bu yaptırımları ortaya koymalarının Türkiye için hiçbir etkisi olmayacaktır." ifadesini kullandı. 

AB'nin daha önce açık bir şekilde "Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti tarafı üzerine düşeni yapmıştır." dediğini ama arkasından Rum tarafını tutmaya devam ettiğini aktaran Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu net bir şekilde ortaya koyalım; Avrupa Birliği sözünü tutmayan bir kurum haline gelmiştir. Mülteci anlaşmasıyla birlikteki mesele sadece '3 artı 3 milyon avro' değildi; üst düzey diyalog toplantıları gerçekleşecekti, fasıllar açılacaktı, başka hususlar hayata geçecekti. O arada bir ay içerisinde 4-5 kere Türkiye'yi ziyaret edenler daha sonra verdikleri sözlerin hiçbirini tutmadılar. Kıbrıs konusunda da artık Avrupa Birliği herhangi bir şekilde tarafsız ya da gözlemci statüsü olan bir odak olma vasfını kaybetmiştir. 

Burada Rum kesimi ile ortaya koydukları dayanışma, bir demokratik dayanışma, bir siyasi ilkeler dayanışması da değildir. Maalesef tipik bir mahalle dayanışmasıdır. Tipik mahalle dayanışmasıyla Türkiye'yi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çıkarlarını ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını korumaktan herhangi bir şekilde alıkoyamayacaklarını bilmeleri gerekir. 'Fatih' gemimiz, 'Yavuz' gemimiz görev yapmaya devam edecek. Orada kıta sahanlığımız içerisindeki egemenlik haklarımızı korumaya devam edeceğiz. KKTC'nin ruhsat verdiği alanlarda bunları korumaya devam edeceğiz." 

"SAMİMİYETSİZLİĞİN, TEK TARAFLI DAYANIŞMANIN GÖSTERGESİ" 

AK Parti Sözcüsü Çelik, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Deniz Kuvvetleri'nin koruma görevini yerine getireceğinin altını çizerek şöyle konuştu:

"AB bu yaptırımı ortaya koyduğu, Yunanistan Dışişleri Bakanı bu devlet adamına yakışmayan tavrı ortaya koyduğu zaman, Rum kesiminin 'Akdeniz'in şımarık, haylaz çocuğu' olarak AB tarafından bu şekilde korunması söz konusu olduğunda Türkiye'nin yapacağı şey kendi hak ve çıkarlarını, KKTC'nin hak ve çıkarlarını koruma konusunda vites yükseltmekten ibarettir. Dolayısıyla sözünü tutmayan, bir mahalle dayanışması içinde olan, demokratik ilkelerden giderek uzaklaşan AB'nin ortaya koyduğu bu yaptırımlar bize sadece samimiyetsizliğin, tek taraflı dayanışmanın, demokratik, siyasi ilkeler konusundaki ilkesizliğin yeni bir göstergesi olarak görünmektedir."