Kıbrıs Türk toplumunun 1974 öncesi bir çok alanda veya sektörde olduğu gibi Turizm’de de tecrübesinin olduğunu söylemek güç. Uluslar arası ambargoların haksızlığı altında yıllarca Akdeniz’in ortasında siyasal ve ekonomik var olma mücadelesini de sürdürmeye devam ediyor Kıbrıs Türkü…

Doğrudan uçuşlara getirilen uluslar arası yasak günümüze kadar Türkiye’nin hava sahasını kullandırması ve kapılarını açması ile pahalı ulaşıma neden olsa bile aşılmaya devam ediyor.. Siyasal ve ekonomik engellemelerin sonucu olarak birçok alanda ve sektörde olduğu gibi Kıbrıs Türk turizmcisi de dünya ile entegre olamayarak turizmde yeni modelleri hep geriden takip etti veya geriden takip etmek zorunda kaldı…

Ülke turizmcileri tıpkı üniversitelerimiz gibi “kendi yağları ile kendi ciğerlerini kavurarak” günümüze kadar geldiler.. Anavatan Türkiye Cumhuriyetinin ise ülkenin en dinamik alanları olan turizm ve yükseköğretime verdiği maddi teşvikler ve manevi destekleri de unutmamak gerek.. Fakat yükseköğretim’de de olduğu gibi Turizm alanında da artık partiler üstü devlet politikasının oluşturulması ve bu konuda tüm paydaşlar ile birlikte ortak akıl çerçevesinde partiler üstü bir yol haritasının hayata geçirilmesi gerekmektedir. 2000’li yılların öncesinde sadece güneş-kum-deniz olarak düşünülen Turizm alanı günümüzde çok geniş bir yelpazeye ulaşmış durumda…

Dolayısıyla devletin sadece bir alana yönelik ortaya koyacağı yol haritası, partiler üstü politika ve gelişime yönelik uygulamalar günümüzde yetersiz kalacaktır… Güneş-kum-deniz turizmi yanına sadece casino turizmini koyarak da ülkeye yapacağımız katkılar eksik kalacaktır.. Uluslar arası haksız hatta insan haklarına aykırı ambargolar altında ezilmeyi Kıbrıs Türkü artık avantaja çevirmelidir. Ambargolar neticesinde bugün yakın coğrafya tarafından örneğin Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri tarafından keşfedilmeyi bekleyen, merak edilen bakir bir coğrafya olarak duruyor Kuzey Kıbrıs… Dünya standartlarında hatta Avrupa ülkelerinin birçoğundan çok daha iyi hizmet sunan Turizm yatırımları ile Güney Kıbrıs’ı rahatsız ediyor bugün Kuzey Kıbrıs…

Turizm ve Çevre bakanı Ünal Üstel’in yoğun çabaları ve ortaya koyduğu ülke adını taşıyacak yeni bir havayolu başta olmak üzere turizme yönelik gelişim projeleri eksik olan Devlet politikasının oluşumuna da sağlam bir zemin oluşturacağına dair sektördeki umudu büyütüyor. Yanı başımızdaki Antalya’nın yaz aylarında özellikle Rusya ve çevre ülkelerinden çektiği turist sayısından hareketle Rus turistlere 2 günlük Kuzey Kıbrıs tatili satabilmek için projelerin geliştirilmesi hayal değil sadece vizyon meselesidir… Bir diğer örnek Akdeniz’de yüzyılın başından beri mimari dokusu ile bozulmayan ender limanlardan Girne limanını ve Girne limanındaki Avrupa’nın en dar sokağını kültür turizmi şemsiyesi altında anlatabilmek de vizyon meselesidir…

Havaalanındaki alan vergilerini düşürmek, belki Bafra bölgesine alternatif bir havaalanı projesini hayata geçirmek, deniz taşımacılığını daha çağdaş bir zemine getirmek, yükseköğretim için ülkemizde bulunan öğrencileri de turist olarak düşünerek daha yaşanılabilir bir şehir ekonomisi yaratabilmek de vizyon meselesidir… Avrupa ve Akdeniz’in en temiz denizine sahip ülkemizde dalış turizmine yönelik dalış noktalarını oluşturmak için sayısız projelerin raflardan indirilmesi de vizyon meselesidir… Tek bir turizm modeline örneğin güneş-kum-deniz ve eğlenceye dayanan mass turizm ve casino turizmine saplanıp kalmadan farklı modelleri de hayata geçirecek politikaları belirlemek de bir vizyon meselesidir…

Ülkemiz, Kuzey Kıbrıs’ı cazibe ve çekim merkezi haline getirecek sayısız örnekleri çoğaltmak için sayfalar yetmez, yeter ki vizyon ve irade ortaya koymaktan vazgeçmeyerek Turizm sektöründe devlet politikasını oluşturabilelim ki bu noktada Turizm ve Çevre bakanı Ünal Üstel’in duruşu umut olmaya devam ediyor…



KIBRIS MANŞET