Federasyon da, tanınma da yok demişti.

Sanki yeni bir icat yapmış gibi.

E ne varmış?

Ne sağdayım, ne solda iması yaptı.

E nerede ideoloji?

Kalktı DP’ye bir torba laf edip, istifa etmedi.

E nerede DP?

Seçim gecesi ve ertesi gün MYK’da DP’lilere bir torba laf söyledi.

Sanki %50 oyu var da alamamış gibi.

Artık yokum dedi, ama istifa mistifa yok.

E nerede istifa?

*****

Yetti mi?

Hayır.

Oğlu UBP’nin kapısını çaldı.

Haberi yokmuşcasına.

Oysa birilerine telefon ettiği biliniyor.

“Oğluma göz kulak ol” demiş.

E hani haberi yoktu!

Şimdi Demokrasi ve İrade yürüyüşüne katılacakmış.

Oğlu “kendisinden habersiz” UBP’de.

Kendisinin eli DP’de ama ayağı dışarıda.

Bu arada Demokrasi ve İrade Yürüyüşünde.

Buna ne derler?

İçinde şeker ve tuz bulunan zeytinli bitta mı?

İçinde tavuk ve et bulunan patates kebabı mı?

Yada lahmacun ve pizza karışımı mı?

*****

Ne derseniz deyiveriniz işte.

Bunun anlamı belli.

Rüzgarda sallanan çiçek modu bu.

Esinti nereden gelirse o yöne dönme halleri.

Bu hallerin diğer adı oportunizm.

Türkçe meali ile Fırsatçılık.

Bu manevralar çok mu demode?

Evet.

*****

Denktaş ille de siyasette olacağım mı diyor?

Önce ilke ve prensiplerini buyursun.

Sonra, MYK’ya ayaküstü gidip“yokum” dediği DP’den istifa etsin.

“Oğlum benden habersiz UBP’ye gitti” cümlesini düzeltsin.

Ve yaptıkları ile söylediklerini iyice bir koordine etsin.

Belki o zaman sil baştan yapabilir.

Ama bu manevralarla olmaz.

Olmamış da zaten bugüne dek.

Böyle giderse de hiç olamayacak zaten.