Ülkemizde bankaları uyguladıkları yüksek faiz oranları ve gayrimenkul ipotekli ticari kredi vermekte yarattıkları sorunlarla sürekli eleştiririz.

Bu noktada işadamları olarak bizler haklı olmakla birlikte tek sorumlu olarak gördüğümüz bankaların durumunu hiç düşündük mü? Ben burada bankaların avukatlığını yapmak niyetinde değilim. Ancak gözümün gördüğü ve aklımın kestiği ölçüde konuya farklı bir açıdan yaklaşarak bir teşhis yapmak istedim.


Ülkemizde ki hukuk yapısı sömürge dönemlerinden kalma yasalar ve daha sonraları ülkemiz yasama erkinin çeşitli dönemlerde düzenlediği yasalarla harmanlanmış ve her fırsatta her organ tarafından yetersizliği sebebiyle eleştirilen yasalara dayandırılmıştır.

Örnekleme yöntemiyle daha basit bir şekilde ilerleyecek olursak bankaya ipotek verilen bir gayrimenkulün en yakınımızdaki Türkiye'de ve Avrupa'da 5-6 ay gibi bir sürede satışı gerçekleşir. Ülkemizde ise bu süre 8-10 yıla kadar gitmektedir.

Faiz oranlarının yüksekliği de dikkate alındığı zaman bu borcun bu kadar yıl sonra o ipotekle ödenmesi mümkün olmamaktadır.

Aslında 6-9 ay arası bir süreçte malın satışı gerçekleşse hem bankanın maliyeti düşecek hem de kredi vermekte kolaylık sağlayacakları ve bunun yanında rekabete girip faiz oranlarını düşürecekleri kanaatindeyim.

Bankalar tarafından verilen araç kredilerinde olduğu gibi sistemin hızlı çalışmasını sağlayacak bir yasa değişikliği, araç kredisi verilirken yaşanan sürat ve kolaylıkları ticari kredilere de getirecektir.


Araç kredisini kolay veren bankaların gayrimenkul ipotekli kredilerde zorlanmasının sebebinin bu noktadan da kaynaklandığını düşünmekteyim.

Buradan, Yasama ve Yürütme organları ile Siyasi Partilere söz konusu değişikliği gündeme almaları ve Bankalar Birliği, Barolar Birliği ile tüm Ekonomik Örgütleri de bu konuyu yasal zeminde daha detaylı araştırıp yasal değişikliğin gündeme gelmesi için baskıcı olmaları yönünde çağrıda bulunuyorum.