Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Kendi de her defasında söyler, Tatar ile dostluğumuz çeyrek asrın üzerindedir…

Severiz, sayarız, yeri geldiğinde de eleştiririz!

Eleştiriler karşısında bazen arar sitem eder, bazen birkaç gün küser, bazen de daha ileri boyutlara taşır ve bizi makamlara şikayet eder…

Ama sonuçta biz yine bildiğimizi yazar, yolumuza devam ederiz!

Tatar’ın Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık dönemi çok sıkıntılı geçmedi…

Çünkü o zamanlar biraz da Lale devri ve sonlarıydı!

Şimdi lale devri bitti, ülkede şimdiye kadar hiç yaşanmayan sıkıntılı bir dönem başladı…

Ankara ile temaslarda da hiç böyle karanlık bir dönem yaşanmamıştı!

Şu anda olumsuz gelişmeler nedeniyle Tatar da gergin bir dönem yaşıyor…

Bunu tabi ki kendisi itiraf etmez ama en azından biz bileceğimizi biliyor, zaman zaman yazıyor ama belli gelişmeleri de bir kenarda tutarak, en azından ikili ilişkilerin daha fazla zedelenmemesi için şimdilik ağırdan alıyoruz!

Ama da sabrın da bir sınırı var tabi ki…

Cumhurbaşkanı Tatar, YYK Başkanına talimat vermiş, kendisine ekranlarda hakaret eden yayınlar için yasal süreç başlatsın…

Bu da tabi ki hakkıdır!

Eğer yapılan yayınlarda hakaret, bel altı ve iftira varsa yerden göğe kadar hakkıdır…

Ama bu başlangıç olarak yanlış bir yoldur!

Tatar, sabahtan akşama kadar her kesimle görüşen bir siyasidir…

Bir çok medya kuruluşu ve mensubu ile de uzun geçmişi ve yakınlığı vardır!

Öncelik yargıya taşımak değil gidip yayın yapanlarda yüz yüze konuşmak olmalıdır…

Yanlış yoldan giderse bunun bedelini de yine kendi öder, ipler tamamen kopar!

Bir de kendisini eleştirenleri, niye eleştiriyorlar diye özeleştirisini yapmalıdır…

Çünkü eleştiri oklarının kendisine çevrilmesinin asıl nedeni de yine kendisidir…

Gereğinden çok daha fazla konuşmaktadır, bunu mümkün olduğu kadar asgariye indirirse eleştiri de o kadar az olacaktır!

Ama medyaya yapacağı ziyaretler en önemlisidir…

Kendisine yakın birkaç değil kendisinin karşısında olanlara da uğraması kendisine bir şey kaybettirmez!

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesine dönersek, hatırlarsanız ne kendisi ne demişti?

Sıradan bir Cumhurbaşkanlığı olmayacağını halkın sorunları ile de ilgileneceği sözünü vermişti…

Peki Cumhurbaşkanı olduktan bu konuda ne yaptı?

Yaşanan sorunları görmemezlikten geldi…

İnsanlar ağır zamlar altında inim inim ağlarken ortaya çıkıp da hükümet edenlerin ne yaptığını bile sorma cesareti gösteremedi!

Yani seçimlerden önce verdiği sözleri yerine getirmedi, Cumhurbaşkanı oldu ama lider olmayı beceremedi…

Şimdi kalkmış medya ile uğraşıyor!

Soruşturma istiyor gerekirse cezalandırılmalarını istiyor…

Emriniz olur Sayın Tatar!

Şu anda sizin yapacağınız tek şey sokağa inip nezaket ziyaretleri yapmak değil, yaşanan kaos ortamını berhava etmektir…

Gerekirse, bizim hükümet üyelerinin çok da ulaşamadığı Ankara’daki hükümet edenle ulaşıp, buradaki sorunları aktarmak zorunluluğu vardır!

Çünkü bizimkiler korkmaktan dizleri titremektedir, randevu alamama gibi büyük bir sıkıntıları vardır…

Tabi ki eğer kendisi bu randevuları alabilirse atlar uçağa giden Ankara’ya ve bu ülke insanının yaşadığı çok büyük sıkıntıları bir bir anlatar, gereğinin yapılmasını sağlar!

Bize göre liderlik, her sabah yürüyüşte fotoğraf çekip bunları paylaşmak değil, ülke sorunlarına üretmekle olur…

Pfizer-BioNTech Aşıları Neden İade Ediliyor?

“Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından gönderilen Pfizer-BioNTech Covid-19 aşılarının son kullanım tarihlerinin Mart 2022 sonuna kadar uzatıldığını Sağlık Bakanlığı Aralık 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaşmıştı.

Dolayısıyla, Mart ayının sonunda bu aşıların miadlarının dolacağını hatırlatılmıştı.

Sağlık Bakanlığı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, Pfizer-BioNTech aşılarında son kullanım tarihlerinde bir sorun olmadığını bir çizelgeye dayanarak yayınlamıştı.

Oysa ki bu çizelge, Ekim 2021 tarihinde Pfizer-BioNTech tarafından dünyaya duyrulan bir çizelge idi. Yani güncel değildi.

O zaman hali hazırda elimizde bulunan Pfizer-BioNTech aşılarından son kullanım tarihleri dolmuş olanlar var mı yok mu?

Bu soruya hala net cevap verilemedi.

Diğer taraftan, kesin bilgi şudur ki, bu hafta en az 100 (yüz) doz, evet en az yüz doz Pfizer-BioNTech aşısı Acil Durum Hastanesi’ne iade edildi!

Peki bu aşılar neden iade edildi?

İki sebebi olabilir:

Bu aşılar uygun koşullarda yani – 60 ile -90 santigrad derecede saklanmamış olabilir.

Bu aşıların son kullanım tarihleri dolmuş olabilir.

Aşıların iade edilmesinde üçüncü bir seçenek yoktur.

O zaman Sağlık Bakanlığı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin bu sorulara cevap vermesi lazım:

Bu hafta içerisinde Pfizer-BioNTech aşıları, aşı merkezlerinden Acil Durum Hastanesi’ne neden iade edilmeye başlandı?

Elimizdeki Pfizer BioNTech aşılarının flakonlarının üzerinde yazan son kullanım tarihlerini kamuoyu ile paylaşacaklar mı?

Pfizer-BioNTech aşılarının uygun koşullarda saklandığını garanti ediyorlar mı?

Konuya nereden bakarsak bakalım, bazı Pfizer-BioNTech aşılarının, aşı merkezlerinden iade edilmeye başlandığı gerçeğini gizlenemez!

Bu iadelerin gerekçeleri paylaşılmadığı sürece, aşılama ile ilgili olası riskin de Sağlık Bakanlığı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin yasal ve vicdani sorumluluğunda olacağı da bilinmelidir.

Belki de en doğrusu, Pfizer-BioNTech aşılarının geçici olarak durdurularak, elimizde kalan diğer aşılarla aşılamanın devam etmesi olacaktır.

Yeri gelmişken, Turkovac aşısının da en kısa sürede ülkemize getirilmesi için girişimler hızlandırılmalıdır.”

(Dr. İlker İPEKDAL)

MESAJ KUTUSU

Sayın Halis ÜRESİN, MİK Başkanı olarak Güngör çöplüğü ihalesi konusunda sizi defalarca uyardık ama dikkate almadınız. Rekabet kurulunun raporuna göre son 10 ayda 1 Milyon 500 Bin Türk lirası zarar meydana geldi, Bizim devletimiz bu kadar zengin olmasa gerek değil mi?

Sayın Gürcan ERDOĞAN, Bütçe Komitesi Başkanı Olgun AMCAOĞLU, Kıb-Tek’in gelir ve gider tablosu ile diğer hesapları isteyince yanlışlık var diyerek gerekli evrakları kendisine vermemişsiniz. Bu durumlarda hep şaibe aranır umarız fazla gecikmeden sizden talep edilenleri yerine getirirsiniz…

Sayın Ünal ÜSTEL, İnterpolün aradığı ancak bizim oturma izni verdiğimiz şahıs konusunda soruşturma başlattığınızı memnuniyetle öğrendik.En çok da bu şahsın iznini kimin, hangi sebeplerle uzattığıdır. Zaten gerisi de çorap söküğü gibi kendiliğinden gelecektir…

Sayın Ersin TATAR, medya ve mensupları ile uğraşacağınıza öncelikle aynaya bakıp nerde hata yaptığınızı görmeniz gerekiyor. Bu arada ülke yangın yerine döndü, ama sizden bu konuda tek bir girişim bile gelmedi.

Sayın Orsel NEŞE, Turizm Bakanlığı müdürlük makamından alınınca ateş püskürdüğünüz ve telefonları da kapadığınız konuşuluyor. Aksine telefonları açıp bayramlık ağzınızla konuşup gayet rahatlayabilirsiniz…İçinize atınca hiçbir şey düzelmez değil mi?

Sayın Halil TALAYKURT, müsteşarlık makamı şansınız halen devam ediyor ancak Başbakan bu konuda çok zor bir dönem yaşıyor. Önümüzdeki haftadan itibaren bazı şeyler netleşecek, biraz daha sabretmeniz gerekiyor…

Sayın Sinem TİP, DP’de ciddi bir atama krizi yaşanırken özel kalemlik konusunda ısrarlı olduğunuz aksi halde partiniz ile yolları ayırabileceğiniz konuşulmaya başladı. Parti tabanı da bu konuda rahatsız hakkınızda hayırlısı artık…

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, siyasi kulislerde sizin hanımın da Ece hanımın Lefkoşa’daki toplantısına gitmediği konuşulmaya başlandı. Mazeret izni isteyebilirler şimdiden hazırlıklı olmak gerek değil mi?

Sayın Redif NUREL, Binboğa Yem Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanlığınız hayırlı olsun. Fabrika en zor günlerini yaşarken bu konuda sorumluluğunuz hayli büyük, umarız en kısa zamanda kendi ayakları üzerinde duran bir işletme ortaya çıkarırsınız…

Sayın Çilem DAĞISTANLI, uzun yıllar hizmet ettiğiniz bakanlıkta nihayet bakanlık sekreterliği görevine kadar yükseldiniz. Bunu artık pastalı börekli ve çörekli bir parti ile kutlamak gerek değil mi?