Başbakan Tatar dün çok farklıydı…

En çok da dar paçalı pantolonu dikkatimizi çekti!

İlk kez bu sitilde bir giyim tarzı gördük…

Takımının rengi de hayli farklı bir lacivert tonu, kendinden çizgili, açık lacivert, bordo kravat!

Siyah ayakkabıları da siyah rugan ışıl ışıl parlıyordu…

Belli ki bu konuda bir destek almaya başladı, büyük ihtimalle de eşi Sibel hanımın eseri olsa gerek…

Zira eskisine nazaran fazlasıyla farklıydı!

Elbette sorunca da cevabı anında yapıştırdı;

Cumhurbaşkanı adayı olacaksak elbette bir takım düzenlemeler yapmamız gerek, diye…

Aslında siyasilerin yaptığı hataları biz basın mensupları da yapıyoruz…

Sanki de memlekette başka bir meşe yokmuş gibi dönüp dolaşıp seçimlere geliyoruz!

Bunda haklı nedenlerimiz var çünkü okur da vatandaş da hayat pahalığından ve diğer sorunlardan daha ziyade seçimlere ayrı bir önem gösteriyor…

Sırada Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ya!

Kimlerin aday olacağı çok önemli…

Hele de tüm anketlerde birinci sırada olan UBP’nin adayı çok daha önemli!

Onun için gözler Tatar’da…

Ama o inatla aday olacağını açıklamıyor!

Kaflarda da soru işaretleri oluşuyor haliyle…

Son anda var geçer mi diye!

Yok bu kez vaz geçecek gibi filan değil…

Madem ki kılık kıyafette köklü reformlar yapıldı start verildi demektir!

Zaten Başbakan Tatar diyor ki;

Aday olmama gibi bir seçeneğim yoktur!

Yazılarımızı takip edenler bilecektir, Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı makamında gözü olmadığını defalarca bu köşede kaleme aldık…

Çünkü kendi söylüyordu zaten, başbakanlığı sevdiğini, aday olmak istemediğini!

Sonra da parti içinde aday olması için yoğun bir baskı başlayınca işte o zaman aday olmama gibi bir lüksü olmadığının farkına vardı…

Kendisi artık adaydır, geri dönüşü yoktur, adaylığını da ada genelinde tüm örgütlerin katılımıyla büyük bir şölenle kamuoyuna duyuracaktır!

Zaten gerçekten taban ve örgütler istiyorsa bundan geri adım atma gibi bir seçenek artık kalmamıştır…

Adaylığı kesinleşen Tatar’ın kafasında iki soru var…

Birincisi hükümet ortağı olan Kudret Özersay’ın aday olup olmayacağı!

Bu elbette önemli zira iki hükümet ortağının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermesi belki de hükümetin bozulmasına kadar gidecektir…

Tatar’ın adaylığı kesin ama Özersay’ın halen değil!

Özersay’ın da gönlünde bu konuda bir aslan yatıyor ama bu konuda yapacakları tek bir şey var…

Oturup birlikte karar vermek!

Kim bilir sağda bir aday konusu da gündeme gelebilir…

Çünkü kamuoyunda öyle bir algı yaratıldı ki, yaşanan son gelişmelerin hep Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yararına olduğu havası yaratılıyor!

Onun için bu konuda sağ kesimin duruşu önemlidir…

Tatar’ın kafasındaki bir diğer soru da başkanı olduğu partinin kendisine seçim sürecinde vereceği destek…

Yapılan açıklamalara bakılınca şimdilik UBP’de Tatar’ın adaylığına karşı çıkan kimse yok!

Zaten aday olmak isteyenler bile Tatar’ın adaylığı söz konusu olursa aday olmayacaklarını ifade ettiler…

O zaman bir başka soru şu;

Aday olmak isteyenler Tatar’a gerçekten destek verecekler mi?

Ya da genel başkanlık ya da Başbakanlıkta gözü olanlar…

Bu soruların cevabı hiçbir zaman olmayacak!

Ta ki 19 Nisan’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçim akşamına kadar…

Ama Tatar’da öyle bir hava gördük ki…

Sadece parti değil partili olmayanların da desteğini göreceğinden hayli emin!

Kıb-Tek çok can sıkacak!

Başbakan Ersin Tatar ile dün RADYO VATAN’da elbette sadece Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşmadık…

Sohbetin önemli bir bölümünü Kıb-Tek ve alınması istenen ya da istenmeyen 4 jeneratör konusu oluşturdu…

Bu arada dün akşam saatlerinde yönetim kurulu başkanı Erdal Onurhan ve 3 üyenin istifası bu konuda çok önemlidir!

Onurhan, son yaptığı açıklamada jeneratörlerin gerekli olmadığını çünkü kısa bir süre içinde demode olacağını söyledi ve bunları söyledikten birkaç saat sonra istifa etti…

Bakan Taçoy’un ise bu konuda kararlı duruşu ortadayken demek ki arada ciddi bir görüş ayrılığı var!

Başbakan Tatar ise bu konuda jeneratörlerin alınması gerektiğini söylerken kaç tane olacağının halen belli olmadığını ifade etti…

Tatar daha çok güneş enerjisinden yana olduğunu ve bu yöntemle fiyatların çok aşağılara düşeceğini belirtiyor!

Bu konuda küçük ortak HP’nin ne söyleyeceği de ayrı bir önem taşıyor…

Kriz fırsata çevrilebilir mi?

Malum kış aylarında uçak bileti fiyatları biraz olsun düştü ama…

Eğer önlem alınmazsa yaz mevsiminde Atlasglobal’ın batışı turizmi olumsuz yönde etkileyebileceğe benziyor!

Tatar’a sorduk;

Bu krizi fırsata çevirebilir miyiz diye!

Maksadımız batırılan ve kapatılan KTHY’nin yerine kendi milli değerimiz olacak olan yeni bir uçak şirketinin kurulabilecek olmasıydı…

Başbakan bunun maddi yükünü kaldırmanın şu anda mümkün olmadığını söyledi!

İlk etapta 50 Milyon Doların üstünde bir rakama ihtiyaç varmış ki tabi ki sadece bu yeterli değil…

Şöyle bir düşürdük ki, bu ülke bir yılda sırf ek mesailere 150 Milyon TL ödeyebiliyorsa, pek ala ki bu para bir şekilde temin edilebilir!

Yeter ki kendi uçak şirketimize gönülden kavuşma arzumuz olsun…

Bu arada özellikle de yaz mevsiminde belli ki tamamen THY’nin insafına kalacağız!

Ek seferler ve ucuz bilet çünkü artık onların iki dudak arasında kaldı…