Tarım ve İstatistik
İstatistik ve stratejik planlama bir bakanlığın olmazsa olmazıdır. Şayet bir bakanlık, elinde sağlıklı istatistiki veriler ve kendi bünyesinde oluşan kurumsal hafızanın yol göstericiliği ile hareket etmiyorsa başarısızlık kaçınılmazdır!
Tarım Bakanlığını ele alalım;
Ülkede üretimi yapılan bitkisel ve hayvansal kökenli ürünler için şayet teşvik veya ödeme var ise, iyi veya kötü kayıt var, eğer herhangi bir alışverişi yoksa hiç bir veriye sahip değil.
Şöyle anlatalım, örneğin, hayvancının ürettiği sütü devlet almak zorunda olduğu ve teşvik verdiği için Sütek tarafından iyi veya kötü bir kayıt tutulmaktadır. Fakat yine aynı hayvancının ürettiği et için Tarım Bakanlığının herhangi bir teşvik veya desteği olmadığı gibi bu konuda yeterli istatistiki veriye de sahip değildir.
Tüm dünyada, devletler planlama yaparken bazı temel kriterler üzerinden hareketle strateji veya politika geliştirir.
Hayvancılık örneğinden hareketle, ülkede kişi başı tüketilen hayvansal kökenli proteinin, beyaz etin, sütün, balığın vs. Vs. hesabı yapılır ve buna göre Dünya veya Avrupa Birliği veya herhangi bir parametre baz alınarak politikalar üretilir.
Şu anda ülkede, kesilen hayvan, tüketilen et veya süt ürünleri vs. gibi sektörel veriler tamamen tahmine dayalıdır veya kısmi verilerle planlama yapılmaya çalışılmaktadır.
Bakanlığın yıllık istatistik kitapçığı, ilgilenenler iyi bilir, son 30 yıldır kes kopyala yapıştır formatındadır.
Veteriner dairesi tarafından yürütülen Hayvan Kayıt sistemi ise kesinlikle sağlıklı değildir. Yine aynı şekilde tarımdaki istihdam veya yaratılan katma değerin oranları ve dağılımı konusunda neredeyse hiç bir bilgi mevcut değildir.
Yazının başında istatistik dışında bir de kurumsal hafıza dedim birazda onu irdeleyelim.
Malumunuz ülkemiz bir seçim ülkesi ve neredeyse her yıl seçim eksik olmaz. Bu siyasi çalkantı ve kamu düzenindeki yanlışlıklar nedeniyle, herhangi bir konuda uzmanlaşmış ve uzun yıllar hizmet vermesi beklenen personeller, hızlı bir şekilde müşavirlik veya kurumsal transferlerle kaybolup gitmektedir.
Hal böyle olunca, dairelerde veya bakanlıkta iş akışının aksamadan devam edebilmesi için, kişiler değişse bile, yeni gelen personelin adaptasyon sürecini mininize eden, ergonomik, kolay çözümlenebilecek iş akış diyagramları oluşturulması gerekmektedir.
Dairelerde bürokratik işler ile mühendislik işlerin ayrılması, ve personelin yedeksiz bırakılmaması bir çözüm olabilir. Fakat son dönemde görüyoruz ki, kamu reformu adı altında, dairelerde kalifiye personel alımları durdurulmuştur. Örneğin Hayvancılık Dairesinde son 11-12 yıldır istihdam yapılmamıştır ve müdür de dahil olmak üzere, müdür muavini tüm şube amirlikleri boşaltılmıştır. Bu durum iş akışını aksatmakla beraber moral motivasyon kaybına da neden olmaktadır.
Netice itibarıyla, Bakanlık kendi sorumluluk alanında olan tüm sektörel istatistiki verilere bir tamam ulaşabilmeli ve bu verileri ve kayıtları yetişmiş uzman personelleri ile dünyadaki gelişmeler ışığında harmanlayıp kendi strateji veya Politikalarını üretebilmelidir. Şayet plan ve politikalar, üretici birliklerinin baskıları neticesinde veya parti meclislerinde üretilirse, yürütülen tüm faaliyetlerde başarısızlık kaçınılmazdır.