Ülkemizde her gün  yaşanan ölüm vakaları bizleri etkilemiyor sanmayın. Hele ayni yaş grubu ölümleri insanı acaba ? şüphesi içine düşürerek sizi  üzüntüye sevk etmiyor mu? Mutlaka ediyor... Bugün yazıma bir kitapda okuduğum ve beni çok etkileyen o bölümdeki konuyu size yazarak başlamak istedim. İnsan ne kadar red ederse etsin,konulara bu çerçevede baktığınız zaman ve kitabın konusu da düşünceler ile örtüşüyorsa bunu paylaşmak ihtiyacı duyuyorsunuz. Gelelim kitabımız sayfalarındaki hayal gücüne... "Kendi cenazene katılıyorsun... Ölmüşsün. Cenazende bir takım insanlar var, Ölüm bu,  elbette zaten birgün olacak. Şimdi o resme uzaktan bakın; cenazenize  kimler gelir kimler gelmez?  Gerçekten o günü görebilirsen  neleri fark edersin... Neleri yapmış olmayı dilerdin... Kimleri arardın... Kimlerden o güne kadar kurtulmuş olmak ve hayatından çıkarmak isterdin? Bugüne kadar ne kadar kendin oldun?  Hep taviz mi verdin? Kim ne der ?derken kendini es mi geçtin?  Kaç dileğin gerçek oldu?"

Bu cümlelerdeki açılım  çok şey ifade etmiyor mu?  Öldüğünüz zaman üzülüp hayatlarında eksiklik hissedecek olanlar; çocuklarımız, annemiz, babamız, eşimiz, kardeşlerimiz birkaç dost ve arkadaşımız varsa torunlarımız... Çok değer verip kendimizden ödün verdiğimiz insanlar belki de cenazenize bile gelmeyecekler. Son yolculuğunuzda Cahit Sıtkı Tarancı şiirindeki gibi “ Taht misali o musalla taşında.“olan  size  bir saatini bile ayırmayacakları da hesaba katın...Cenazenizden çıkarken herkes kendi hayat mücadelesi içine girecek ve siz artık bir anı bir hatıra olarak kalacaksınız . O zaman hayatta kimden zamanı çalıp kime harcadığınıza dikkat edin. Size değer vermeyen, sizi önemsemeyen insanlara zaman ayırmayın, kendinizden ödün vermeyin. Herkese hak ettiği değeri verin fazlasını vermeyin. Kendi değerinizin farkına varın... İstemediğiniz ortamlarda, istemediğiniz insanlarla beraber olmayın. Kendinizi değersiz hissetiren , sürekli olarak kendinizi açıklama yapmak zorunda bırakan insanlardan uzak durun. Size mutluluk, huzur veren insanlarla beraber olun...

çocukluğunuzdan itibaren gençliğinizde ve şimdiki yaşınızda geçmişten bu güne kurduğunuz hayallerden hiçbir zaman vaz geçmeyin. Ne yapmak istiyorsanız olanaklarınız çerçevesinde en iyisini  yapın. Yapmazsanız içinizde hep keşke yapsaydım duygusu olur hayatınızda hiç keşke olmasın.Hayatınızda hep iyi ki yaptım diyebilmelisiniz. Başkaları için değil kendiniz için yaşamalı ve o  ne der  bu ne der diye düşünmemelisiniz. Sizi önemseyen, değer verenler zaten her zaman yanınızdadır o zaman başkalarının düşüncesi de sizin  için önemli olmamalı. Başkaları diyorsak zaten bizim hayatımızda değildirler... Onlar sadece hayatınızı, yaşantınızı uzaktan takip edenlerdir...Aldırış bile etmeyin. Doğrunuz ile yaşayın, yanlışlara uzak durun.

Hayata bir kez geliyorusunuz ve fark etmesek de zaman çok hızlı gegeçiyor. O halde zamanımızı iyi kullanmalıyız. Kendimiz için  önemli olan hiçbir şeyi ertelememeliyiz. Kıymetinizi bilen kıymetinizi bildiğiniz insanlarla birlikte olun.  Size gelebilecek eleştirilere olumlu bakın, eleştirinizi ise gerçek üzerine yapınınız.Hayallerinizin  peşinden giderken iyi ki yapmışım diyerek hayatınızın bilinmez olan geri kalan kısmında keşkelerinizden çok iyi ki olsun. İyikilerle dolu bir hayatınız olsun...

Hiç ölmeyecekmiş gibi ama son gününüz gibi dolu dolu yaşamak varken hayatınızdaki renkleri çoğaltın...Her rengin size vereceği pozitif enerjiyi çevrenize de yayın. İnanın hiç pişman olmayacaksınız. Deneyin farkı yaşayın...