Hasan Taçoy bizim ekran.

Bizim ekran derken bu bir iltifat değil.

80 Kuşağı en başarısız kuşak.

Kendimi de dahil ederek vurguluyorum.

Bürokrat olduk, Belediye Başkanı, vekil olduk.

Ama iyi idare edemedik bu ülkeyi.

Hep şikayet ettik bizden yaşlılardan.

Bizden gençlere de hiç güvenmedik.

74 öncesi doğduk 74 sonrasını yaşadık.

Ne geleneksel, ne yenilikçi olabildik.

Sözlerimiz sosyalist, icraatımız liberal oldu.

Hiçbirşeye benzemeyen tuhaf bir kuşak.

Aidiyetini bir türlü bulamamış bir kuşak.

İki arada bir derede kalmış kayıp bir kuşak.

*****

Kuşak tasvirinden Hasan Taçoy’a nasıl gelinir ki?

Bal gibi de gelinir.

Taçoy işte bu kuşağın temsilcisi.

DP’ye gitti Genel Sekreter oldu.

UBP’ye döndü yine Genel Sekreter oldu.

Girdiği her seçimde milletvekili olabildi.

Arada sık sık Bakan da oldu.

Halka dokunuşu ve sempatikliği elindeki artıları.

İsmi etrafında dönen dedikodular ise eksileri.

Şimdilerde UBP’ye Başkan olma hevesinde.

Ancak 80 Kuşağı olma aidiyeti en büyük engeli.

Çünkü duruş sıkıntısı mevcut.

Çünkü hiçbir çizgisi net değil.

Her tutumu değişebilirlik içeriyor.

Bunu aşabilir mi?

Kanaatim durumu tam %50-%50 noktasında.

******

Taçoy, eğer daha cesur olabilirse.

Şeffaflık ve hesap verilebilirlik adına tavır sergilerse.

Klasik KKTC siyaset anlayışından sıyrılabilirse.

Yani aslında “kendine özgü bir tavır” ortaya koyabilirse.

Aidiyetini yaslayacak bir felsefe oluşturabilirse.

Ersin Tatar sonrası ciddi bir isim olur.

Ancak, Mart’a kadar zam yok derken düşünmeli.

Müdürü Ocak’ta zam kaçınılmaz derse bir daha düşünmeli.

Yani yeni bir Taçoy figürü yaratmazsa.

Başkan filan olmak sözkonusu bile olmaz.

Çünkü izlediği siyaset onu ancak bu noktaya getirebilir.

Vekil olur, Bakan olur, ama lider olamaz.

Liderlik kendine özgülük ister.

Etrafa gülücük saçmak, gördüğüne “napan gardaş” demekle olmaz.

Ki bunu Derviş Eroğlu’na da sorabilir mesela.

Durum bu merkezde Hasan Taçoy.

Gerisi sana kalmış.