Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Öncelikle ortaya çıkması gereken şudur:

Cuma günkü kabine kargaşası olayında Büyükelçilik devreye girdi mi girmedi mi!

Bu konu manşetlere taşındı ama resmi bir açıklama yapılmadı...

Sürekli olarak Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nin yeri geldiği zaman yanlış anlaşılmalara olanak vermeme adına açıklama yapmasını elzem olduğunu ifade etsek de ne yazık ki genelde sessizlik hakim oluyor!

Olmaması gereken bir durumdur bu...

O makam Türkiye’nin burada temsil edildiği makamdır!

Büyükelçilik ile ilgili yazılan her olumlu ya da olumsuz yazılar Ankara’yı hedef alır...

Bu makam birkaç kelime de olsa kamuoyunu bilgilendirmek adına yapılan iddialara karşı tavrını ortaya koymalı ve gerçek neyse de ortaya çıkmalıdır!

Ama nedense özellikle son yıllarda hep sessizlik hakim olmakta ve bu nedenle de insanların kafalarında çeşitli soru işaretleri kalmaktadır...

...

Cuma günü yaşanan fırtınadan sonra son iki gündür ortada derin bir sessizlik hakim!

Hayra alamet değildir bu...

Başbakan Tatar dün her ne kadar kabine değişikliğinin tek bakanlığı ilgilendirdiğini açıklasa da Cumhurbaşkanı Akıncı daha önce davranmış ve kendisine sunular kabine listesinde Aytaç Çaluda’nın olduğunu ifşa etmiştir!

Sonuçta birkaç ay sonra seçimler vardır...

Akıncı haliyle bu kargaşadan yararlanıp UBP’nin birbirine düşmesini fırsat bilerek bu açıklamayı yapmıştır ama Tatar’ın dün yaptığı açıklamada bunu inkar etmesi de manidar kalmıştır!

Akıncı’nın açıklaması etik olmadığını kabul edersek, Tatar’ın doğruları açıklamaması da etik dışı değil midir...

Doğru neyse odur!

Çıkarsın ortaya altına imzanı attığın kararın ardında durur, gerekirse de hatalı olduğu için özür dilersin...

Bu konuda Tatar’dan daha olgun bir tavır beklerdik!

...

Cuma günü Cumhurbaşkanlığına sunulan ilk listede Faiz Sucuoğlu yerine Aytaç Çaluda’nın adı eklenince sadece UBP değil bütün ülke ayağa kalkıp oturmuştur...

Haliyle böyle bir karara en fazla Sucuoğlu hayretler içinde kalmış ve her an istifa etmesi beklenmiştir!

Zaten kendi çevresine de bu kararı her an alabileceğini söyleyerek odak noktası haline gelmiştir...

Hafta sonu da kulislerde en fazla konuşulan konuların başında Sucuoğlu’nun her an istifa edebileceği gelmektedir!

Hatta kendisine çok yakın olanlar bile hiç gecikmeden istifa etmesi gerektiğinde birleşmişler ve bundan sonraki süreçte yarışın genel başkanlık yarışı olması görüşünde birleşmişlerdir...

Sucuoğlu yaptığı açıklamada ‘artık vazo kırılmıştır’ diyerek bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı mesajını verip Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tatar’a destek vermeyeceğini de parmağının ardına saklanmadan açıklamıştır!

Demek ki istifa etmeyecektir...

Peki etmeli midir!

Bize kalsa tabi ki etmelidir...

Ama bir de tabi ki perde gerisinde yaşananları, önümüzdeki olası Ankara ziyaretlerini de dikkate alırsak, istifa etmeme nedenlerini anlayabilir, hatta kendisine hak bile verebiliriz!

...

Yaşanan bu süreçten sonra şimdi soru şudur;

Başbakan Ersin Tatar, Eylül ayında olacağı kesinleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığını geri çeker mi?

Ya da çekmeli midir!

Bunu zira biz değil kendisi artık dillendirmeye başlamıştır...

Çünkü yaptığı taktik hatalar nedeniyle parti içinden bile bazı kesimlerden destek göremeyeceği kararına varmıştır ki böyle bir şey olacaksa da bu da sadece kendi hatası olacaktır!

Seçim dengeleri yerine parti dengelerini ön planda tutunca, çaldığı maya da tutmayınca doğal alarak bir panik içine girmiştir...

Eğer aday olma kararanı geri çekerse yeni bir hata daha yapacaktır!

Kendi siyasi geleceğini düşünüyorsa umarız bu hatayı yapmaz...

Hele de yine adaylığı bir yana koyarak çatı adaylığı teklifi gibi bir çılgınlık yaparsa sonuçları daha da felaket olur!

Bu söylentilere karşı da çıkıp kamuoyunun karşısına adaylıktan çekilmeyeceğini söylemeli ve ardından da dağılmasında büyük emeği olan partisini toparlamak, kırdığı gönülleri geri kazanmak için emek sarf etmelidir...

Bunu başarmak, kırılan vazoları onarmak çok kolay olmasa da imkansız değildir!

Bizimkisi naçizane bir tavsiyedir...

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, Başbakanlıktaki makam odanızda mümkün olduğu kadar bağırarak konuşmayın ki söyledikleriniz dışarıya sızmasın. Zira kulağı kapıda olup duyduklarını başkalarına aktaran o kadar çok kişi var ki! Resmen koridorları çınlattınız yani!

...

Sayın Ali Murat BAŞÇERİ, kabine krizinin hat safhada olduğu saatlerde Başbakanlıkta görülmeniz sizin için tarihi bir hata oldu. Yani o saatlerde sinirler gerginken, ekonomik protokolü düşünecek biri im olduğunu sanıyordunuz yoksa! Daha temkinli olmanız gerekirdi!

...

Sayın Faiz SUCUOĞLU, kamuoyu ve çok yakınlarınız yaşanan gelişmelerden sonra kesinlikle istifa etmeniz gerektiği görüşünde birleşiyorlar. Ama istifa etmemeniz gereken nedenleriniz varsa bunların da bilinmesi, perde gerisinde kalmaması gerekiyor değil mi!

...

Sayın Ünal ÜSTEL, ilahlar şimdilik sadece sizin kelleyi alınca bundan haliyle yetinmeyenler var. Haklı yanları da var çünkü eğer Ercan kayıtları deşifre edilir ve kamuoyuyla paylaşılınca ortalık bir daha toz duman olacak ve kurban sayısında artış kaçınılmaz olacaktır...

...

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, UBP’de yaşanan kabine depreminden sonra Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yeniden adınız anılmaya başlandı. Özellikle de ulusalcı grup bu hafta başından itibaren bunu gündeme getirip epey ses çıkaracak diye duyduk...Sizin vazo kırık olmasa gerek değil mi?

...

Sayın İzlem GÜRÇAĞ, son dakikaya kadar Çalışma Bakanlığı için adınız kesinleşmişti ama işte gelin görün ki siyaset gerçek yüzünü gösterdi ve direkten döndünüz. Hiç üzülmeyin zira bu sizin için hayırlı bile olacak. Yakındaki savaş çünkü çok büyük gibi gözüküyor...

...

Sayın Kaan KANER, Ticaret Odası yönetim kurulu listesine giremeyişiniz iş camiasında hayretler içinde karşılandı. Bunun elbette nedenleri var bunu siz de biliyorsunuz değil mi? Siyasetin gözü kör olsun deyip geçeceksiniz artık...

...

Sayın Hasan TAÇOY, Kıb-Tek’den nemalanmayan kimse yok şeklindeki açıklamanız büyük ilgi gördü. Şimdi sıra bunları tek tek açıklamaya geldi. Bu cesareti gösterebilirseniz siyasette kapılar sizin için ardına kadar açılmış olacak. Hadi bakalım şimdi amme hizmeti yapma zamanıdır...

...

Sayın Mehmet SAYDAM, Ticaret Odasının bu dönem siyaseti biraz daha yumuşak olacağından siz de listeye giremeyip büyük bir sürprize neden oldunuz. Şimdi muhalefetin dozunu artırmanız bekleniyor. Gazanız mübarek olsun artık...

...

Sayın Cafer GÜRCAFER, ülkeye inen jet bakanlar kurulunda da jet karalar alınmasına neden oldu. Bu arada olayla ilgili kara kutunun sizin elinizde olduğunu biliyoruz. Sabır deyip susacak mısınız yoksa yakında sürpriz açıklamalar olabilir mi!

...

Sayın Resmiye CANALTAY, Cuma günü sabahın ilk saatlerinden itibaren Turizm Bakanlığı için sizin adınız konuşuluyordu. Sonra ne olduysa artık fikirler değişti ve sizin bakanlık gerçekleşmedi. Yakında büyük hesaplaşma var ve baş aktörlerden biri de siz olacaksınız...

...

Sayın Ali PİLLİ, ülke genelinde PCR testlerinin olmayışı nedeniyle Londra’ya uçacak bir çok yolcunun uçuşlarının gerçekleşmediği yönünde şikayetler alıyoruz. İstanbul’da kargoda bekleyen kitleri bir an önce adaya ulaştırmanız bekleniyor...

...

Sayın Kudret ÖZERSAY, hükümeti bozmanız an meselesiyken bu karardan Çavuşoğlu ile görüşmeden sonra vazgeçtiğiniz ya da vaz geçirildiğiniz söylentileri var. Belki de böylesi daha hayırlı oldu, bekleyip görmek gerek değil mi!

...

Sayın Mustafa AKINCI, Cumartesi akşamı Lapta’da nezih bir balıkçı lokantısında sanki de bir şeyleri kutlar gibi haliniz vardı. Bu arada masadaki medya patronunun kim olduğu kesinlikle aramızda bir sır olarak kalacak, hiç merak etmeyin olur mu?