2005-2010 yılları arasında işlediği “kundaklama”, “ağır yaralama”, “şiddet tehdidi”, “meskûn mahalde ateş açma gibi çeşitli suçlar nedeniyle birçok kez hapis cezası aldı.

20’ ye yakın sabıkası var.

2007 yılı içerisinde işlemiş olduğu “kanunsuz silah tasarrufu”, “katle teşebbüs”, “bıçakla adam yaralama”, “meskûn mahalde ateş açma” gibi suçlardan yargılanıp 2 yıl hapse mahkum edilmesinin ardından2007 yılında KKTC’den ihraç edildi.

1.11.2016 2016 yılında İhraç kararı “aile bütünlüğünün sağlanması adına” Bakanlar kurulu kararı ile kaldırıldı.

İhraç kararının CTP’den bir milletvekilinin kızı ile evlenip bebek bekledikleri gerekçesi ile “aile bütünlüğünün sağlanması adına” kaldırıldığı söyleniyor.

Ekim 2017’de “telefonda tacizlik” suçlaması ile ifade vermek üzere çağrıldığı Girne Polis Müdürlüğü’nde olay çıkardı polisleri ölümle tehdit ederek tutuklandı.

Hükümsüz tutuklu olarak Merkezi Cezaevi’ne gönderildi.

Bu kez mahkeme emri ile 8 Aralık 2017 tarihinde ülkeden ihraç edildi.

İkinci kez yeniden affedilerek ülkeye dönüş yaptı.

Bu kez adı Girne’de ve Haziran 2019’da da Mağusa'da kurşunlama olaylarına karıştı.

Olaylar yaşandığı sırada Güney Kıbrıs’ta olduğu ve azmettirici olarak suç ortaklarını yönettiği belirlendi.

Yaşanan kurşunlama olayları ile ilgili uzun bir süredir aranıyordu

11 Ağustos 2019 tarihinde Beyarmudu’nda askeri yasak bölgeyi ihlal edip, ülkenin Kuzey’ine geçti.

12 Ağustos’ta yasadışı yollardan ülkeden kaçmak isterken Narkotik polisinin aldığı bir ihbar üzerine düzenlediği operasyonda tutuklandı.

1 Haziran 2019 tarihinde Mağusa’da meydana gelen “Kanunsuz ateşli silah taşıma” “Kanunsuz ateşli silah tasarrufu”,

“Kanunsuz ateşli silah kullanma”, “Kanunsuz patlayıcı madde taşıma”, “Kanunsuz patlayıcı madde tasarrufu”, “Meskun

mahalde ateş açma” ve “Kasti hasar” suçlarından methalder olduğunu açıklandı.

Geçtiğimiz günde Askeri Mahkeme tarafından ise hükümsüz tutuklu olarak 2 ayı geçmemek üzere merkezi cezaevine

gönderildi.

Şimdi gelelim işin esasına;

Bu şahsın ‘’Aile bütünlüğünün sağlanması’’ adıyla ihraç kararını kaldıranlara.

Karar 1.11.2016 tarihinde alınmış.Karar numarası H(K-I)1302-2016

Yani Özgürgün hükümetinin görevde olduğu dönemde

Bakanlar kurulunda suçluyu affeden karara imza atan Bakan arkadaşlar ise ;

Başbakan: Hüseyin Özgürgün,

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı: Serdar Denktaş,

Dışişleri Bakanı: Tahsin Ertuğruloğlu,

İçişleri Bakanı: Kutlu Evren,

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun,

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Hamza Ersan Saner,

Turizm ve Çevre Bakanı: Fikri Ataoğlu,

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı: Özdemir Berova,

Sağlık Bakanı: Faiz Sucuoğlu,

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı: Nazım Çavuşoğlu,

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı: Kemal Dürüsttü.

Kişisel kanaatime gelirsek;

Kararın aile bütünlüğünü korumak adına alındığına inanmıyorum.

Neden mi.

Çünkü ,Aile bütünlüğünü önemseyen bir Devlette Hükümet edenler Aile kurumunu yasalarla korur.

Ekonomik ve sosyal hayatta rahatlatıcı tedbirler alır. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere Anayasal haklara saygı gösterir.

Evlenenlerin neredeyse %80’nine yakınının ayrıldığı yüzlerce çocuğun hayatının olumsuz etkilendiği bir memlekette bu kararın aile bütünlüğünü koruma adına alındığına beni kimse inandıramaz.

Zaten göründüğü kadarı ile de durum öyle değil.

Bundan dolayı …uzatmadan....Kısa ve öz yazacağım...

Bir ailenin aile bütünlüğü korunacak diyerek binlerce ailenin aile bütünlüğünü tehdit edecek bir karara imza atmış olan yada bundan sonra atmayı düşünen değerli arkadaşlarımız şunu bilmelidirler ki;

‘’Olurda bir gün aile bütünlüğünü korumak yada başka bir isim altında onlarca sabıkası bulunan birilerini affeder ve bu ülkeye geri alırsanız ve ola ki bu affettiğiniz kişide ailemden birine ana, baba, kardeş, eş yada çocuklarıma zarar verirse biliniz ki ne ben nede benim gibiler;

….Suçlu kim diye aramayacağız.…

Ve,

Emin olun 2 elimiz yakanızda olacak …

Ve yine emin olun ki ellerimizi koparsanız da…

Dişlerimizle o yakanızı koparana kadar uğraşacağız’’