İzmir'den bölgesel olarak yayın yapan Yeni Asır TV'de ''Hakkımız Hukukumuz'' adlı programa katılan Prof. Dr. Atalay, ''futbolda şike'' davasıyla ilgili soruları cevapladı.

Atalay, Etik Kurulu'nun temmuz ayındaki delil durumuna göre bir rapor hazırladığını ve bir süre sonra bu raporun özetinin bir yerlerden basına sızdırıldığını dile getirerek, bu özet üzerinden yapılan yorumlara, ''kanaatler değişebilir'' şeklinde karşılık verildiğini hatırlattı.

Hazırlanan bu raporun temmuz ayındaki delil durumuna göre hazırlanmış olduğunu vurgulayan Atalay, şunları kaydetti:

''İlk rapor temmuz ayındaki delil durumuna göre hazırlanmış bir mütalaadır, bu bir karar değildir. Bu çok önemli bir ayrıntı. Etik Kurulu karar vermez, bir mütalaa hazırlar, görüş bildirir. Daha sonraları bize 'yeni deliller gelirse, o görüşte değişiklik olur mu?' diye sorulmuştur, evet olabilir. Bu temel bir mantık değil mi? Temmuz ayındaki delil durumu (A) ise ve ocak ayındaki delil durumu (B) ise (A) artı (B) olacaktır ve raporun sonucu ona göre şekillenecektir. 'Değişir', 'değişecek' anlamında bir şey söylenmemiştir, zaten söylenemez. Çalışma devam ediyor. Bu yüzden bunun üzerinde durmak istemiyorum, incelemeler devam ediyor.''

Atalay, rapor hazırlandığı süreçte gereken her şeyin incelendiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Dosyada ne varsa tamamı incelenmiştir. Yani bir iddia hakkında toplanan delillerin tamamı incelenmiştir. Soruşturma demek, inceleme demek, tahkikat demek o konuda elde ne varsa tamamını gözden geçirip, ona göre bir kanaat edinilmesi, bir görüş bildirilmesi demektir. Bir hukukçunun, 'bazılarını incelemeyeceğim' demesi, bırakın yapmasını, böyle bir şeyi tahayyül etmesi bile mümkün değildir. Tekrar söyleyeyim, Etik Kurulu bir karar vermez, sadece yönetim kuruluna bir görüş bildirir.''

''İdari işlemlerle adli işlemler farklıdır''
Prof. Dr. Oğuz Atalay, kamuoyunda ''bu konuda verilecek olası disiplin cezasının tespiti için açılan davada ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi'' yönündeki tartışmalara da değinerek, ''İdare hukukunun temel ilkelerinden bir tanesi, disiplin yargılaması ile ceza yargılamasının hem amacı hem ilkeleri hem ispat ölçüleri hem de vardığı sonuçlar farklıdır. Danıştay'ın bu konudaki 'Disiplin soruşturması, ceza soruşturmasını beklemek zorunda değildir' şeklindeki yerleşik içtihat oluşturmuş onlarca kararını, internete girdiğinizde görebilirsiniz'' dedi.