“Spor Yazarları bilgi tazeledi”

Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği tarafından her yıl düzenlenen “Sporun Vizyonu Eğitim Semineri” Bafra Limak Deluxe Hotel’de gerçekleştirildi. Oldukça kalabalık bir katılımla gerçekleşen seminere Türkiye’den misafir ve katılımcı olarak Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Oğuz Tongsir, D-SMART Spor Müdürü Aykut Aydın, TRT Spor yorumcusu ve Türkiye Basketbol Federasyonu Medya ve İletişim Direktörü Barış Kuyucu, Türkiye Milli Takımı eski teknik direktörlerinden Ersun Yanal katıldı.

Gürkan: “Gururluyuz”

Dernek Asbaşkanı Necati Özsoy’un açılış konuşması ile başlayan eğitim seminerinde konuşan KTSYD Başkanı Burhan Gürkan, her yıl geleneksel olarak yapılan bu semineri bu yıl yeniden yapmanın büyük mutluluğu içerisinde olduklarını söyledi. Burhan ayrıca bu yıl Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’nin 40’ıncı yılı olmasından dolayı da büyük gurur duyduklarını belirtti. Bu bağlamda etkinliklerin yıl içinde devam edeceğini de söyleyen Gürkan, eğitim çalışmalarına destek veren tüm paydaşlara teşekkür etti.

Aydın: “Hamaset çok fazla”

Açılış konuşmalarının ardından KTSYD Mali İşler Sorumlusu Serkan Soyalan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturumda, konuşmacı olarak D-SMART Spor Müdürü Aykut Aydın, “Hazırlıktan Sunuma Canlı Yayın” başlıklı söyleşi gerçekleştirdi. Aydın konuşmasında Türk Spor medyasında hamaset yayıncılığının çok fazla yer edindiğini ve bu durumun da oldukça tehlikeli bir durum olduğunun altını çizdi. Aydın konuşmasının devamında maç spikerliğine başlama sürecini, bu yayınlara nasıl hazırlandığını anlatarak bu konu ile ilgili deneyimlerini paylaştı. Aydın, son yıllarda spor medyasında dönüşümün çok hızlı olduğunu ve bu mesleği icra edenlerin bu dönüşüme ayak uydurmak için oldukça ciddi çaba gösterdiklerini vurguladı. Deneyimli spor yazarı Aykut Aydın, bir spor spikerinin işini doğru yapabilmek adına anlattığı oyunun kurallarını oldukça iyi bilmesini gerektiğini, maç anlatırken tonlamayı iyi yapması ve işini yaparken tamamen profesyonel olarak hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

Kuyucu: “Canlı yayın ciddi bir iştir”

Seminerin ikinci oturumunda ise TRT Spor yorumcusu ve Türkiye Basketbol Federasyonu Medya ve İletişim Direktörü Barış Kuyucu sunumunu gerçekleştirdi. KTSYD Asbaşkanı Necati Özsoy’un moderatörlüğünü yaptığı oturumda “Yorumculuk ve Hassasiyetleri” konuşuldu. Barış Kuyucu’nun görsel bir sunum şeklinde gerçekleştirdiği oturumda canlı yayın ilkeleri, kuralları ve canlı yayında yapılan hatalar ile ilgili bilgilerini aktardı. Canlı yayının oldukça ciddi bir iş olduğunu vurgulayan Kuyucu, bu işi yapanların izleyiciye karşı büyük sorumluluk taşıdıklarını belirtti. Canlı yayın işinin bir ekip işi olduğunu söyleyen Kuyucu, ekip içerisinde sıkıntı olursa bunun canlı yayına inanılmaz kötü etki yapabileceğini belirtti. İzleyiciyi etkilenmemin en kolay yolunun canlı yayını en basit ve anlaşılır hale getirmenin çok önemli olduğunun altını çizdi. Kuyucu sunumunun sonunda ise meslekteki itibarın çok önemli olduğunu söyledi.

Yanal: “Futbola özür borcumuz var”

Seminerin öğleden sonra yapılan üçüncü ve son oturumunda ise “Teknik Adamlıkta Zirveye Giden Yol” konulu oturumda TSYD başkanı Oğuz Tongsir ve ünlü Teknik Direktör Ersun Yanal birlikte sunum yaptılar. KTSYD Genel Sekreter Yardımcısı Hamit Sakallı’nın moderatörlük yaptığı oturum her iki konuğun diyalog sunum şeklinde anlatımı ile geçti. Oturumunun başında Oğuz Tongsir tarafından Ersun Yanal’ın özgeçmişi ve başarıları anlatıldı. Daha sonra söz alan Yanal ise özellikle Türk futbol seyircisinin ve kendilerinin oynanan oyun değil skor üzerinden yorumlar yaptıklarını ve bu yaşananların futbola büyük zararlar verdiğini bundan dolayı futbola özür borcu olduklarını vurguladı. Türkiye’de futbolun değerinin sürekli düştüğünü ve bu değeri yükseltmek adına futbolda değişim yapmanın herkesin görevi olduğunu vurguladı.

Ersun Yanal, Oğuz Tongsir’in kendisine sorduğu “Fenerbahçe’de çalışmak zor mu?” sorusuna verdiği cevapta ise, Fenerbahçe’de çalışmanın oldukça zor olduğunu ve bu zorlukla baş etmek adına hep çalıştığını söyledi. Teknik direktörlük hayatında çalıştığı her takımın kendisinde ayrı bir iz bıraktığını ve bu durumunda teknik direktörlük karakterine çok büyük katkılar yaptığını belirtti.