Hiçbir Halk, egemenliğini ve bağımsızlığını kanıyla-canıyla-silahıyla kazandıktan, kendi Cumhuriyetini kurduktan sonra, acı ve ölüm dolu günlere dönmez…

Bağımsız-egemen devletimizin 36. Yıldönümünü coşkuyla kutluyoruz…

1974 öncesinde 548 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, yaşamın her alanında süren insanlık adına utanç verici, hukuk dışı ambargo ve izolasyonlara karşın eğer 13 bin doların üzerine çıkmışsa;

Her evin kapısı önünde 2 araba duruyorsa;

Her gencimiz yüksek öğrenim görüyorsa;

20 üniversitemizde Dünyanın dört bir yanından 105 bin öğrenci ve öğretim üyesi varsa;

Her yıl 2 milyon turist ülkemizi ziyaret ediyorsa;

Dünyanın 80 ülkesi ile kendi limanlarımızdan ticaret yapıyorsak;

Kendi ayrı ekonomimiz, sanayimiz, üretimimiz varsa;

On binlerce yabancı ülkemizdeki barış ve huzur ortamına hayran kalarak buradan mülk alıp bizimle birlikte yaşıyorsa;

Her yıl on binlerce vatandaş, yurt dışı tatili yapabiliyorsa;

Kendi ordumuza, polisimize, devlet kurumlarımıza sahipsek;

Cumhuriyetimizin eseri olan bu kazanımlarımızın değerini bilmeli ve genç nesillere de öğretmeliyiz…

****

1974 öncesinde adanın %3’ünde insanlık adına utanç verici bir kuşatmada yaşarken;

Tarlalardan, hastanelerden, yollardan alınıp katledilirken;

Kuşatıldığımız gettoların girişlerinde utanç barikatlarında aşağılayıcı yoklamalardan geçirilirken;

Tacizlerle, hakaretlerle, aşağılanırken;

Köylerimiz yakılıp yıkılırken,

On binlercemiz göçmen kamplarında yaşarken;

Katil EOKA’cılar ve 20 bin kişilik Yunan ordusu tarafından soykırıma uğrarken;

Bugün kendi egemen-bağımsız devletimizin çatısı altında, Anavatanın-ordumuzun güvencesinde, kendi kendimizi yönetiyorsak, örnek bir demokrasiye sahipsek, bunların değerini bilmeli ve genç kuşaklara da mukayeseli olarak anlatmalıyız…

****

İşbirlikçi Rum muhiplerinin iddia ettiğinin aksine, 1974 öncesinde her şeyin daha güzel olmadığını, daha mutlu, daha zengin olmadığımızı, daha güvenli bir yaşamımızın olmadığını, Rum saldırıları sonucu açlık, yokluk, sefalet içinde yaşamaya ve göçe zorlandığımızı gençlere anlatmalıyız…

Bunlar göz ardı edilerek, “1974 öncesi daha iyiydik, KKTC sahte bir devlettir, tasfiye edilmelidir, Türk askeri adadan çıkmalıdır, garantörlük kaldırılmalıdır, federasyon kurulmalıdır” diyenler, ya tarih bilmemektedirler, ya bilmeyerek Rum’a hızmet eden gafillerdir, ya da bilerek, görevini yapan ajanlardır.

1960’da Rumlarla federal bir Kıbrıs kurmadık mı?

Acısını bunca yıl çekmemize, onca insanımızı katletmelerine, 103 köyümüzü işgal etmelerine karşın, hala denenmişi yeniden denemek akıllı insanların işi mi?

KKTC’DEN GERİYE GİDİLEMEZ
Bu soylu ve onurlu aşamadan sonra geri dönüş asla söz konusu olamaz…

36 yaşına dolduran, Halkıyla, Anayasasıyla, demokrasisiyle, Meclisiyle, hükümetiyle, mahkemeleriyle, ordusuyla, polisiyle, sivil toplum örgütleriyle dimdik ayakta olan bir devlet yok sayılamaz, tasfiye edilemez…

Egemen KKTC 36 yaşına basmışken, “iki egemen devletli” anlaşma yerine “iki eyaletli” anlaşma yapılamaz.

Hiçbir Halk, egemenliğini ve bağımsızlığını kanıyla-canıyla-silahıyla kazandıktan, kendi Cumhuriyetini kurduktan sonra, acı ve ölüm dolu günlere dönmez…

Bağımsızlık ve egemenliğinden, dış güçler istediği için vazgeçmez… Kendisinin ve gelecek kuşakların geleceğini tehlikeye atmaz…

Başka devletlerin hegemonyası altına girmez, azınlık statüsünü- aşağılanmayı asla kabul etmez…

O nedenledir ki sonsuza dek KKTC, sonsuza dek Cumhuriyet, sonsuza dek egemenlik, sonsuza dek Anavatan diyoruz.