Akdeniz’de sular durulmazken KKTC Cumhurbaşkanlığı 2020’nin Nisan ayında gerçekleşecek.

Yangın çemberi arasında sıkışıp kalan küçücük bir adanın kuzeyinde büyük sonuçlara gebe Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık 7,5 aylık bir süre kaldı.

Mehmet Ali Talat’ın  2005 seçimlerini kazanması ile birlikte “masada sadece Federasyonu görüşürüm” ısrarı ile yaratılan statüko 2015 seçimlerinden galip çıkan Akıncı ile daha da pekişmiş veya nasırlaşmış durumda..

2020 seçimleri nelere kadir nelere gebe şimdiden bilinmez ama “Federasyoncuların”  inşa ettiği statükoya dair bir kırılma noktasının yaşanması da sürpriz olmaz…

Ülke siyasetine yön veren güç merkezlerinin bugünlerdeki tek gündemi 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri…

Seçime yönelik açıklamalar, şimdiden köşe kapmaca oyunları, mevzileri güçlendirme stratejileri, atılacak her adım ve ağızdan çıkacak her kelime, sivil toplum çalışmalarında ve festivallerde boy gösterme yarışları  seçime endeksli devam ederken kısaca Devletin tepesinde herkesin tek derdi ve tek gündemi seçim… 125

Devletin tepesinde ve siyaset dünyamızda seçimlere yönelik sokağın nabzını da merak eden çok ama sokaktaki insanın derdini soran yok…

Tek derdiniz seçim olabilir bugünlerde ama sokaktaki insanımızın da tek derdi evdeki yangın, dövizin ipoteği altında sürdürülen yaşam kavgası…

Artık Federasyon ile birlikte gerçekleşecek AB üyeliği ile ekonomi istikrara kavuşacak söylemlerine de inanmıyor sokaktaki insan…

Veya “tek çözüm artık başka bir yola girmektir” gibi nutuklar da mutfaktaki yangının önüne geçmiyor bugünlerde…

Devletin tepesi , Hükümet ve siyaset dünyasının önceliği ekonomik sorunlara kalıcı çözümler ile çare bulmak olmalıdır..

Sokak ile yürüyemeyenler , fildişi kulelerde yaşamaya başlayanlar ve son tahlilde bu toprakların tek derdi Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs sorununun yol haritasını belirleyecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğuna kendi inandıranlar kendi insanının derdine ne çare olabilir ne de merhem…

Mutfaktaki yangının sokağa sıçradığını göremeyecek kadar seçimler ile gözleri kör olanların hiç vakit kaybetmeden kendilerini kandırmaktan vazgeçmeleri gerekmektedir…

Sokağın çığlığına kulak vermeli, ülke insanımızın tek derdinin seçim olmadığını kavramalarının vakti geldi…

Kıbrıs sorununun çözülmesi ile birlikte ekonomik, sosyal, çevresel ve benzeri sorunlarımızın da çözüleceği inancının esiri olmanın özellikle ekonomik sorunlara çözüm üretememe ve siyasette yarattığı tembellikten sokaktaki insanımız bıkmış ve usanmış bir durumda… 

Devletin tepesi tek gündemi olan seçim ile uğraşa dursun sokak ekonomik yangın ile birlikte Kral Çıplak diye bağırmaya çoktan başladı…

Bizden söylemesi, haberiniz olsun!