Altan Tan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde grubu adına yaptığı konuşmada, tasarıda yer alan düzenlemelerin intibak olmadığını, kısmi bir iyileştirmeden öteye geçemediğini savundu. 

Hocalı ve Saraybosna’daki katliamların aynı vicdanla kınanması gerektiğini belirten Tan, şu ifadeleri kullandı:

”Hiçbir şekilde ırkçılığın bataklığına saplanmamız lazım. İskilipli Atıf Hoca ile ilgili bir iki cümle söylemek istiyorum. Dün çok şanssız bir konuşma oldu burada. Bir arkadaşımız rahmetli İskilipli Atıf Hoca’yı İngiliz ajanlığıyla ve vatan hainliğiyle suçlamaya kalktı. Bunu esefle kınıyorum. İskilipli Atıf Hoca, mazlum ve mağdur bir Müslümandır. Kemalist diktatörlüğün katlettiği on binlerce insandan sadece biridir. Onun da anısı önünde rahmet eğiliyorum, Allah’tan rahmet diliyorum. Kemalist diktatörlüğün bir huyu var; öldürüyor, asıyor, işkence kuruyor ve ondan sonra da ’İngiliz ajanı’ diyor. İngilizler, bir kurşun atmadan İstanbul’dan çıktılar ve Ankara hükümetine İstanbul’u teslim ettiler. İngilizler ile ne yaptınız, siz bunları anlatın. Şeyh Said için yapılanları söylüyordunuz. Bu memlekette mağdur ve mazlumlara hiçbir şekilde hakarete izin vermeyeceğiz. Ne Şeyh Said ne de İskilipli Atıf Hoca hakkında. Gönüllüyseniz bir komisyon kuralım, İstiklal Mahkemesi zabıtlarına bakalım.”

”İşbirlikçiler...”

Bu sözler üzerine ayağa kalkan çok sayıda CHP milletvekili, Tan’a tepki gösterdi. CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, ”Nasıl konuşuyorsun? Sen o insanların sayesinde buradasın. Kurtuluş Savaşı’na dil uzatıyorsun” diye bağırdı.

Aslanoğlu, kendisine ”eski çamlar, bardak oldu” diyen Tan’ın üzerine yürüdü. Aslanoğlu ile Altan Tan’ın arasına CHP ve AK Parti milletvekilleri girdi.

Bu arada, bazı CHP milletvekilleri, AK Parti milletvekilleriyle de tartıştı.

Tan’ı kınadığını belirten MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da ”Bakın, görüyor musunuz? AKP ile BDP’in işbirlikçilerini burada görün” diye bağırdı.

Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam birleşime ara verdi.

TAN'A UYARI CEZASI VERİLDİ

TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, ”Kemalist diktatörlük” ifadesi nedeniyle BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’a, ”uyarma” cezası verdi.

Sağlam, TBMM Genel Kurulunda verilen aranın ardından, Tan’ın, Cumhuriyetin kuruluş dönemine ilişkin sözlerinde hakaret olmadığını açıkladığını anımsattı. Sağlam, ”Ancak, sözleri İçtüzüğün 157. maddesine göre, şahsiyetle uğraşma şeklinde algılandığından, kendisine İçtüzüğün 158. maddesine göre, uyarma cezası veriyorum” dedi.

Daha sonra Genel Kurulda, ”intibak” yasa tasarısının görüşmelerine devam edildi.

"SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM"

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, TBMM 
Genel Kurulunda tartışmaya neden olan ”Kemalist diktötürlük” ifadesinde, kimsenin şahsına hakaret olmadığını belirterek, ”Söylediğim lafın arkasındayım” 
dedi.

Tan’ın, TBMM Genel Kurulunda, kamuoyunda ”intibak yasası” olarak 
bilinen tasarının görüşmeleri sırasındaki konuşmasının ardından tartışmalar devam 
etti.

CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, Mustafa Kemal ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’na, bu savaşta mağlup olan emperyalistlerin, işbirlikçilerinin kin ve düşmanlığını anladığını belirterek, ”Ama Ulusal Kurtuluş Savaşımız ile yaşıt, onu gören bu Meclisin bir üyesinin, Mustafa Kemal ve Ulusal Kurtuluş Savaşı düşmanlığını anlayabilmem mümkün değildir” diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, kürsüde zaman zaman konuşmacıların, hoş görülmeyen ifadeler kullandıklarını, grup başkanvekilleri olarak bunu onaylamadıklarını, maksadı aşan ifadelerden dolayı sözün geri alınmasını sağladıklarını anlattı.

Ünal, ”Grubumuzun, konuşmacının İskilipli Atıf Hoca ile ilgili kullandığı ifadeye dönük alkışlaması olmuştur. Ama Kemalist diktatörlük ifadesine dönük herhangi tebrik, alkışlama iddiası, maalesef bu sorunun büyütülmesi, AK Parti Grubunu bu sorunun içine çekilme maksadını taşıyor. Cumhuriyeti, CHP kurmadı, millet kurdu. Halk Fırkası 1923’ten sonra, bir siyasi fırka olarak kuruldu. CHP dediğimiz zaman hangi CHP’yi kast ediyoruz? Atatürk’ün Halk Partisi, Recep Peker, İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu’nun mu Halk Partisi?” diye sordu.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, ülkenin kurucusu Atatürk’e, hakarette bulunulduğunu ifade ederek, ”Kemalist diktatörlük” söyleminin, bu ülkeyi, devleti kuran kişinin anısına açık hakaret içerdiğini söyledi.

”CHP kimin partisiydi” şeklindeki yanlış değerlendirmeleri yakıştıramadığını belirten Tarhan, CHP’nin bir bütün olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ilk harcı koyduğunu belirtti. Tarhan, Atatürk’e hakareti, herkesin lanetlemesi gerektiğini ifade ederek, ”Kemalist diktatörlük” söyleminin, korkunç bir söylem olduğunu söyledi. Tarhan, ”Talihsizlik değil, 
tahriktir. BDP’liler bunu yapmayın, sizi uyarıyorum” ifadelerini kullandı.

”Herkes haddini bilsin”

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis kürsüsünün, Türk milletinin egemenliğini kullanma kürsüsü olduğuna işaret ederek, kürsünün, milletin egemenliğine, tarihi şahsiyetlerin hakaret etme yeri olmadığını bildirdi.

Vural, ”Geldiğimiz noktada, Milli Kurtuluş Savaşımıza bile dil uzatılma cüretkarlığını gördük. Siz kimsiniz? Yedi düveli, işbirlikçileri, mandacıları geldi, doğu, batı, kuzey, güneyiyle hepsini tarihin karanlığına gömdük. Gerekirse yine gömeriz, herkes haddini bilsin. Bu kürsüye çıkıyorsanız millete, tarihine saygı göstereceksiniz. Elinize kara fırçayla, tarihi şahsiyetleri kötülemek için kürsüyü araç olarak kullanmanıza izin vermeyiz” diye konuştu.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Kurtuluş Savaşı’nı sadece Türklerin değil Kürt, Çerkez, Arap, Boşnakların, Anadolu’da yaşayan her vatandaşın birlikte verdiğini söyledi. Kaplan, bu Meclisi beraber kurduklarını, Meclis kurulduğunda parti olmadığını hatırlattı.

CHP ve MHP’lilerin kendisine tepki göstermesine de Kaplan, ”Bu kürsü, halkın kürsüsüyse dinleyeceksiniz” diye karşılık verdi. Kaplan, ”Dersim’i, Şeyh Sait’i, asimilasyonu, değiştirilen köy isimlerini sorgulamayacak mıyız? Bu Meclisin kölesi miyiz? Bu Meclisin kölesi değiliz. Bu kürsü özgürdür, bu kürsüde özgürlük konuşacak. Kürsüye, milletin iradesine saygılı olalım” dedi.

”Siyasi değerlendirmemin arkasındayım”

Birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam, Altan Tan’ın kullandığı tabirin, Meclisteki zabıtlardan çıkarılması gerektiğini bildirdi. Sağlam, ”Kemalist diktatörlük” sözünün açıklığa kavuşturulmasını istedi. 


Bunun üzerine kürsüye çıkan Tan, kendisine tepki gösteren milletvekillerine, ”Aklınızı başınıza alın, dinleyin” diye seslendi.

Tan, 54 yaşında olduğunu, 41 yıldır siyasi faaliyetlerin içinde bulunduğunu anlatarak, ağzından çıkanı kulaklarının duyduğunu belirtti. Tan, ”Söylediğim lafın arkasındayım. Bu lafta hiç kimsenin şahsına hakaret yok. Hiçbir cumhurbaşkanı, başbakanın şahsına hakaret yok. O dönemle ilgili siyasi tespitte bulundum, bana aittir. Katılabilirsiniz, katılmazsınız. Şahıslarla 
ilgili hakaretim yok, siyasi değerlendirmemin de arkasındayım” diye konuştu.

Tartışmaların sürmesi üzerine Sağlam, birleşime ara vererek, grup başkanvekillerini toplantıya çağırdı.


Birleşime üçüncü kez ara verildi

Verilen aranın ardından yerinden söz alan Altan Tan, ”Hiçbir şahıs hakkında hakaret söz konusu değildir. Konuşmama maksadı dışında bir anlam yükleyen değerlendirmelerin tarafı değilim” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ”sataşma” gerekçesiyle söz alarak, ”Bu Mecliste Diyab Ağa da var, Altan Tan’lar da var. Bunların sözlerine itibar etmemek lazım. Diyarbakır’da çıkan kemiklerle ilgili basın toplantısı da yapmıştı. PKK kontenjanından milletvekili olacaksın, geleceksin Atatürk’ün Meclisinde hakaret edeceksin. Kimsin Sen? Burada Cumhuriyet düşmanlarının işbirliği mi olacak? Atatürk bu Meclisi kurmasaydı siz milletvekili mi olurdunuz? İngilizlerin gölgesinde sığır çobanı olurduk hepimiz” ifadelerini kullandı.

AK Parti milletvekillerine seslenen İnce, ”Siz de büyük bir sınavla karşı karşıyasınız. Bu kurucu iradeye çok büyük saygısızlık” dedi.

Tan’a yönelik tepkisini sürdüren İnce, ”Be vicdansız, be insafsız, be tarih bilmez nerede okudun sen bu anlattıklarını, İngiliz kitaplarında mı okudun? Hangi ajanlar verdi bu kitabı? Hangi İngiliz verdi bu kitabı? Nerede yazıyor bu? Yazıklar olsun, eğer bu Meclis bu lafı geri aldırmazsa bu Meclise de yazıklar olsun” şeklinde konuştu.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da İnce’ye, ”Bize hakaret etmeye hakkınız yok” diye bağırdı.

BDP’li Tan, tekrar kürsüye gelerek, ”Neyi konuşalım? Lay lay lom yapmaya mı geldik? İstiklal Mahkemelerini de konuşacağız. Bugünkü tutuklamalar da konuşulacak. 1 Nisan 1923’te, Mehmet Akif Ersoy dahil neden Meclis dışına atıldı?” sorusunu yöneltti.

TBMM Başkanvekili Sağlam, Tan’a, ”Rica ediyorum, ’Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret kastım yoktur’ deyin lütfen” uyarısında bulundu.

Yerinden tekrar söz alan Tan ise ”CHP’nin burada terör estirmesine izin vermeyin. ’Kimseye hakaret etmedim’ dedim, yine öyle diyorum. İçtüzüğü 
uygulayın” açıklamasında bulundu..

Gerginliğin sürmesi üzerine TBMM Başkanvekili Sağlam, birleşime 3. kez ara verdi. Arada da ardından milletvekillerinin birbirlerine yönelik sataşmaları ve laf atmaları devam etti. Bazı CHP ve BDP milletvekilleri de birbirlerinin üzerine yürüdü.

CEMİL ÇİÇEK'TEN AÇIKLAMA

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Mecliste yapılan konuşmalarda ”tarihi şahsiyetlere ve milletin hassasiyetlerine karşı saygılı bir dil kullanılması” uyarısında bulundu.

Çiçek, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın Meclis Genel Kurulunda, sarf ettiği ”Kemalist diktatörlük” ifadesinden sonra yaşanan olaylar üzerine yazılı bir açıklama yaptı.

Çiçek’in konuya ilişkin açıklaması şöyle:

”Bugün TBMM Genel Kurulunda üzücü bir tartışma yaşanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsü hiç şüphesiz milletin kürsüsüdür. Millet adına görev yapan milletvekilleri hem düşüncelerini hem de eleştirilerini bu kürsüden elbette hiçbir müdahaleye gerek kalmadan dile getireceklerdir ve getirmektedirler.

Ancak İçtüzüğün konuşma üslubuna ilişkin 67. maddesine göre, Genel Kurulda temiz bir dil kullanılması, kaba ve yaralayıcı sözlerden kaçınılması, eleştiri sınırlarının ötesine geçerek hakarete varan ifadeler kullanılmaması milletvekilliği sorumluluğunun da gereğidir. İfade özgürlüğümüzü bu sorumluluk duygusu içinde kullanmamız gerekmektedir. Bölgemizde yaşanan olaylara bakınca Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin ne kadar büyük bir kazanım olduğunu daha iyi anlıyor, bize bu değerleri ve kazanımları armağan eden başta Büyük Atatürk olmak üzere devlet ve siyaset adamlarımızı saygıyla anıyoruz.

Yapacağımız konuşmalarda tarihi şahsiyetlerimize ve milletimizin hassasiyetlerine karşı saygılı bir dil kullanmamız gerekmektedir. Halkımızın bizlerden beklentisi de çatışmacı bir üsluptan ziyade yapıcı bir üslup ile meseleleri tartışmaktır.”

CHP'Lİ TARHAN'DAN AÇIKLAMA

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’a ”Kemalist diktatörlük” ifadesi nedeniyle TBMM Genel Kurulunda, ”uyarı” cezası verilmesini eleştirdi.

Altan Tan’ın sözleri sonrası Genel Kurulda yaşanan sürece ilişkin yazılı açıklama yapan Tarhan, şu ifadeleri kullandı:

”TBMM Genel Kurulunda söz alan BDP’li Altan Tan, ’Kemalist diktatörlüğün bir huyu var, öldürüyor, asıyor, işkence kuruyor, ondan sonra da İngiliz ajanı diyor’ demek suretiyle ulusal kurtuluş mücadelesinin Önderi ve Türkiye Cumhuriyeti ile partimizin kurucusu Mustafa Kemal üzerinden Türkiye Cumhuriyeti ve Anayasal düzenine hakaret etmiştir. Bu konuya ilişkin TBMM İçtüzüğü’nün 161. maddesi uyarınca kınama cezası öngörülmesi ve bu yolda grubumuzca önerge verilmesine karşın, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam tarafından önergemiz işleme konulmayarak hatibe ’uyarı’ cezası verilmekle yetinilmiştir.

TBMM kürsüsünden, bu kürsüyü borçlu olduğumuz değerlere karşı yapılan nefret yüklü bu saldırıyı ve ona destek verenleri biz uyarmakla yetinmiyor, CHP grubu olarak şiddetle kınıyoruz.”