Yabancıların Çalışma İzinleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülüyor.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk olarak  onaya ve bilgiye sunuşlar yapıldı. Bu bölümde, Meclis Başkanı Hasan Bozer ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın, 14-15 Nisan tarihlerinde, Ankara Yenimahalle Belediyesi’nin davetlisi olarak Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin  düzenlediği panele ve Rauf Raif Denktaş Parkı’nın açılışına katılmasına ilişkin başkanlık divanı kararı oylandı.

Daha sonra, Yabancıların Çalışma İzinleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın  madde madde görüşmesine geçildi. Daha önce ilk iki görüşmesi yapılan tasarının madde madde görüşülmesinin ardından bütünü oylamaya sunuldu.

ANGOLEMLİ

Bu aşamada söz alan TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, işçiden başlayan kaçak çalışmanın  esnafa ve müteahhitlere de yayıldığını, bu alanlarda da kaçak çalışanlar bulunduğunu belirterek, kaçak yaşamı önlemeye yönelik cezaların yetersizliğinden yakındı. Angolemli, bu anlamda yasa tasarısının da yetersiz kaldığını savundu.

Kaçak işgücünün ülkede  ve özellikle  ekonomide yarattığı  olumsuzluklara dikkat çeken Angolemli,  “kaçak çalıştıranların hapsi boylaması lazım. Kaçak çalıştırmanın ne demek olduğunu anlamaları lazım” şeklinde konuştu.

Çalışma yaşamını bozan unsurların tespit edilmesi ve bunların üzerine gidilmesi gerektiğini söyleyen Angolemli, “çalışma yaşamını bozan işverenlerdir” dedi.

ADEM

CTP Milletvekili Sonay Adem tasarıyla ilgili genel görüşmenin yaklaşık 1 ay önce yapıldığını anımsatarak, olaya siyaseten herkesin bakış açısının farklı olabildiğini söyledi.

Çalışma hayatı ve yabancı iş gücüyle alakalı olarak olaya çok geniş bir çerçeveden bakılması gerektiğini çünkü ülkede kaçak yaşamın derinleşerek devam ettiğini savunan Adem, hükümette oldukları dönemde, özellikle 2004’ten sonra uyguladıkları siyasetler neticesinde kaçak yaşama “önemli bir darbe” vurulduğunu anlattı.

Hükümetleri döneminde kaçak yaşamın kökünün kazınamamasının altında yatan en büyük nedenin emniyet güçlerinin yönetiminin sivile bağlı olmaması olduğunu öne süren Adem, Türkiye hükümetlerinin Kıbrıs’ta tam anlamıyla bir sivil idarenin oluşmasını engellediğini ileri sürdü.

İşverenleri cezalandırma anlamında önemli ilerlemeler getirdiği için bu yasa tasarısına olumlu oy verdiklerini belirten Adem, “kabahat yasalarda değil uygulanan politikalardadır” dedi.

“Bizim sorunumuz kendi kendimizi idare etmekse, bu demokrasiden geçer” diyen Adem, Kıbrıs Türk halkının esas ihtiyacının demokrasi ve demokratikleşme olduğunu savundu.

İşsizlikteki artışa da dikkat çeken Adem, Türkiye’den işçi getirilmesini eleştirdi.

SOYER

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer de, ülkede ciddi bir moral bozukluğu yaşandığını ileri sürerek, şartlar ne  kadar kötü olursa olsun, gerçeğin anlatılarak, sorunların konuşulması gerektiğini söyledi.

2011 Mali Bütçesi’ne dikkat çeken Soyer, uluslararası ithalattan doğan vergiler ve fon gelirlerinden elde ettiği gelirin, devletin gelirinin yüzde 40’ını oluşturduğunu, yani KKTC’nin gelirinin yüzde 80’inin dolaylı vergiden alındığını söyledi. Soyer, ülkede bütçeyi denkleştirmek için dolaylı vergilerde artış yapılması nedeniyle vatandaşın ülkedeki ekonomik büyümeyi hissedemediğini ileri sürdü.

Soyer, dolayı vergilerin artırılmasını eleştirerek, bunun uygulanan ekonomik paketin başarılı olduğunu göstermek için yapıldığını savundu.

Akaryakıt ana bayilerinin kar oranlarının artırılmasını “büyük hata” olarak değerlendiren Soyer, bunun siyasi bir tercih olduğunu ileri sürerek bunun faturasını kimin ödeyeceğini sordu.

Soyer, gelir vergileri, sigorta prim oranları artışına karşın, kurumlar vergisinde artış olmamasını, Türkiye’den KKTC’ye yatırım yapan yabancı sermayenin kar oranları ve vergilendirmelerinin ne olduğunu, yurt dışına karlarından dolayı ne kadar para transfer ettiklerini sordu.

“KKTC’de son üç ayın  toplam  hayat pahalılığı oranı nasıl olur da Türkiye’nin altında çıkar” diye soran Soyer, uygulanan hayat pahalılığı hesaplama metodunu eleştirdi.

TATAR

Maliye Bakanı Ersin Tatar,  ülkede iyiye gidiş olduğunu, tedbirler çerçevesindeki uygulamaların devam edeceğini belirterek, ülkenin kayıt altına alınması yönelik çalışmalar neticesinde  vergi gelirlerinde iki yılda yüzde 40 artış sağlandığını  kaydetti ve Vergi Dairesi’ne çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

Dolaylı vergilerin oransal olarak arttığının doğru olduğunu ancak ekonomideki daralma bulunduğu iddiasının  yanlış olduğunu ifade eden Tatar, “Gelirlerimizi artırdık. Sosyal sigortalara 2 yılda 100 milyon TL merkezi bütçeden katkı yaptık.Uzun vadede geleceğimizi kurtarma adına adımlar atılıyor. Belediyelere katkı 130 milyon TL’ye yükseldi” şeklinde konuştu.

Bütçenin Türkiye’yle birlikte yürütüldüğünü anımsatan Tatar, reel sektöre ve yatırımlara katkılar olduğunu ifade ederek; “2 milyar TL topluyoruz 3 milyar TL dağıtıyoruz” dedi. Tatar, bütçeden dağıtılan kaynaklarda genişlemeler olduğunu anlattı.

Turizmde, eğitimde  büyüme  kaydedildiğini belirten Bakan Tatar, makro düzeyde bakıldığında genel büyümenin görülebileceğini kaydetti ve bu anlamda beklentilerin iyi değerlendirilmesi gerektiği söyledi.

Tatar, ülkede çalışma yaşamının  kayıt altına alınması halinde de, ekonomide  iyileşme olacağını ve bunun kalkınmaya olumlu katkı sağlayacağını kaydetti.

Bu arada Soyer,oturduğu yerden  “DAÜ’de artan yabancı öğrenci sayısının kaç tanesi yarım veya tam burs alıyor, bu paralar nereden ödenir” diye sordu. Tatar da bunu ileriki günlerde açıklayacağını söyledi.

ATUN

Ekonomi ve Enerji Bakanı Atun Sunat da eleştirilere cevaben yaptığı konuşmada, sektörel katma değerin bilinemediğini, çünkü hangi sektörlerde ne kadar ithalat olduğunun bilinemediğini söyleyerek, tüm bu eksiklikleri bu yıl yapılacak iş yeri sayımıyla belirleyeceklerini söyledi.

İthalat ağırlıklı bir ülke olan KKTC’de milli gelirin ağırlıkla hizmetler sektöründen geldiğini beliren Atun, dolaysıyla ilk 3 ayda döviz kurlarında düşüş olmasının hayat pahalılığı oranlarını etkilediği ifade etti.

Atun, ekonomideki iyileşmeyi anlattıklarını, 2011’de ilerleme olduğunu ancak en az bunun 2 katı ilerleme olması gerektiğini, ancak bu durumda halkın bu gelişmeyi hissedebileceğini kaydetti.

Atun, ülke ekonomisinde 2007-2010 arasında daralma olduğunu, son iki yılda ise yüzde 8’lik küçük büyümeler yaşandığını dile getirdi.

ÇAKICI

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı da, konuşmalar sırasında iktidar patisi milletvekillerinin dışarı çıkmasını eleştirerek, “iktidar patisi milletvekilleri, muhalefet partisi milletvekillerinin konuşmalarını dinlemiyorlar” dedi.

Esnafın ve halkın durumlarının zor olduğunu söylediğini, iktidarın ise tersini söylediğini ifade eden Çakıcı, toplanan gelirlerle, giderlerin birbirini tutmadığını söyledi.

Doktorların yapılan imtihanla ilgili sıkıntıları olduğunu, belediyelerin her an grev yapabileceklerini, öğretmenlerin eylemde olduğunu, toplu iş sözleşmesiyle ilgili sıkıntılar bulunduğunu belirten Çakıcı,  “ortada müthiş bir huzursuzluk var” dedi.

“Çalışma hayatı yeterince denetlenemiyor” diyen Çakıcı, üç beş memurun denetlemesiyle çalışanların denetlenemeyeceğini savundu. Çakıcı, özel sektörde sendikalaşma sağlanamazsa, en çok ezilenin onlar olacağına işaret etti.

Son zamanlarda artan intihar olaylarına dikkat çeken Çakıcı, “bu konuyla özel olarak uğraşmış bir kişi” olduğunu belirterek , YYK’nın medyayı uyarmasını eleştirdi.

Olayların konuşulmasının yanlış veya önayak uyandıran bir durum olmadığını savunan Çakıcı, intiharları önleyecek olanın devlet olduğunu kaydetti.

Ercan Havalimanı’nın  özelleştirilmesi konusuna da değinen Çakıcı, ekonomi profesörü akademisyenlerce hazırlanan bir raporu aktararak, bugünün şartları ile Ercan’ın yılda 30 milyon TL gelirinin bulunduğunu belirtti.

Çakıcı, rapora göre hükümetin bugün bir bankadan 10 yıllık kredi alması ya da 10 yıllık duty free gelirlerini kullanması durumunda, özelleştirilmesi planlanan Ercan Havalimanı’nın ikincisini inşa edebileceğini aktararak, havalimanının 25 yıllığına neden kiralanmak istendiğini sordu.

Havalimanının “peşkeş çekileceğini” ileri süren  Çakıcı, hükümetten kendisine alternatif bilimsel rapor göstermesini istedi.

Çakıcı, Amcaoğlu’nu “memleketi peşkeş çekmekle”, Amcaoğlu ise Çakıcı’yı ”gündemde kalmaya çalışmak  ve ahkam kesmekle’ suçladı.

Tartışmaların uzaması ve ortamın gerilmesi üzerine meclis oturumuna 15 dakika ara verildi.