Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "dindar nesil" açıklamasını "aslında çok doğru" bulduğunu söylerken, "Dindarlık vasfını ben muhafazakar demokratlık vasfının içerisinde bir unsur olarak görüyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın "dindar nesil" açıklamalarına ilişkin, "O konuşmada ben de vardım. Sayın Başbakanımız İl Başkanları toplantısı açılışında bu konuşmayı yaptı. Aslında bilinen bir şey ama her zaman tartışılan bir konu. Başbakanımızın sözleri çok açık. Bunu ayrıca yorumlamak bizim haddimiz değil"şeklinde konuştu. 

"Ben Müslüman dememiştim, dindar demiştim"

Buna benzer bir olayın 2007'de yeni cumhurbaşkanı seçimi sürecinde de yaşandığını anlatan Arınç, Ankara'da Turgut Özal Derneği'nin tertiplediği bir programa konuşmacı olarak katıldığını, Özal'ın cenaze töreninde "Sivil, Dindar, Demokrat" yazılı bir pankart gördüğünü ve bunu tekrarladığını söyledi. Bu konuşmasının ardından yaşanan tartışmalara dikkat çeken Arınç, "Bunu halkımız söylemişti. Yani halkımız bu vasıfları birisine vermişti. Bunu ben yazmadım. Halkın koyduğu bu üç özellik benim için de çok önemliydi. Özal ilk defa bir sivil Cumhurbaşkanıydı, demokrattı çünkü yaptıkları da onu gösteriyordu, dindardı, belki pek çok dindarda olmayan bir takım eksiklikleri vardı fakat ona rağmen zamanı geldiğinde dini duygularını ifade eden bir takım eylemlerde bulunan bir insandı. Ben Müslüman dememiştim, dindar demiştim. Ama onu Müslüman diyerek propaganda yapanlar aslında çok yanlış bir şey yaptılar ama neticesi yüzde 47 olarak göründü" dedi. 

"Biz muhafazakar demokrat bir siyasi kimliğe sahibiz"

Başbakan Erdoğan'ın 'dindar' kelimesini kullanmasını "aslında çok doğru, çok uygun" şeklinde nitelendiren Arınç, "Biz muhafazakar demokrat bir siyasi kimliğe sahibiz. Partimizin tüzüğünde yazan, programında yazan husus budur. Sol bir parti değiliz, demokrat sol bir parti değiliz, sosyal demokrat bir parti değiliz, merkez sağ değiliz, merkez sol değiliz ne kadar yelpazeyi açarsanız açınız. Biz muhafazakar demokratız" ifadesinde bulundu. 

"Dindar olmanın karşılığı ateist olmak değildir"

"Dindar denildiği zaman kime göre dindar", "Din devletine doğru bizi götürecek mi?" gibi yorumların hatırlatılması üzerine Arınç, "Ben de okudum daha fazlası da var. Bence çok yerinde olmayan zorlamayla yapılmış bir takım yorumlar da var. Şimdi dindar olmanın karşılığı ateist olmak değildir. Dindar olmanın karşılığı dindar olmamaktır. Dindarlık sadece Müslümanlara has bir vasıf da değildir. Hıristiyanların da dindarı vardır, Budistlerin de dindarı vardır. İnancına daha çok bağlı olan kişi anlamında kullanılır. Dindarlık vasfını ben muhafazakar demokratlık vasfının içerisinde bir unsur olarak görüyorum ve Sayın Başbakanın çok iyi bir şey yaptığını düşünüyorum"ifadelerini kullandı.

"Kimse dini inancını açıklamak zorunda değil"

"Şimdi ben dindarım desem, ben kendimi tarif etmiş olurum" diyen Arınç,"Türkiye'de şu anlaşılıyor; 'ben Müslümanım. O zaman ben Müslüman değil miyim kardeşim. Ben seni söylemedim ben kendimi söyledim' Yani bu her konuda karşımıza çıkabilir. Bir insan kendi dünya görüşünü ifade ederken karşıdakini yok sayıyor değil. Kimse dini inancını şusunu busunu açıklamak zorunda değil, siz de soramazsınız. Sorduğunuz zaman da karşınızdakine baskıda bulunamazsınız. Anayasanın temel ilkeleri böyle" dedi.