Denktaş, BRT ekranlarında resmi propaganda konuşması yaparak seçmenlere vizyonunu anlattı.

Karantina döneminde tüm özel sektör çalışanlarını, esnaf ve zanaatkarları, küçük işletmeleri görmezden gelen, yüzüstü bırakıp açlığa mahkum edenlerin, şimdi hala halk sağlığını, ekonomik kırılganlıkları göz ardı ederek, seçimlerin daha güvenli daha az sorunlu bir döneme ertelenmesini reddettiğine değinen Denktaş, siyasi ihtiraslarının dışında başka öncelikleri olmadığını göstermiş olduklarına değindi.

Kapalı olunan dönemde, devletin elindeki mali imkanlarını vatandaşlara hane başına yardım yaparak kullanmak yerine, sorumsuzca tükettiğini kaydeden Denktaş, “İnsanımızı Devlete daha da küstürenler, bugün hamasetle oy toplamaya çalışmaktadırlar.” dedi.

 Denktaş: “Ben sizlerle doğrular üzerine inşa edilmiş bir kampanya sunacağım. Propaganda değil iletişim içinde olacağız sizinle. Sizlerin bu kampanyanın merkezinde olmanızı teşvik eden, sizinle gelişen ve değişen bir süreç yaşamak istiyoruz”şeklinde konuştu.

“YENİ ZAMANLAR”

Denktaş konuşmasında “Yeni zamanlar” ile ne demek istediğini şöyle sıraladı:

“Devletin etkinliğini yeniden inşa etmek. Halkın tüm kesimlerine sahip çıkmak.Devletin sağlığa yatırım yapması. Devletin eğitimi yerelleştirerek, her zamankinden daha fazla önem vermesi. Değişen dayanışma ve sosyal ağların çökmesiyle birlikte kadının üzerine kalan sorumluluklara devletin kaynak yaratması.

Çocuklara, yaşlılara yoksulluk içinde yaşayan insanlara devletin daha ilgili davranması. Çalışsın  veya çalışmasın yoksulluk sınırında olan her haneye, devletin maddi yardımı, sağlaması. Özel  sektör çalışanlarının iş güvencesiyle birlikte hayat kalitesini attırmak. Gençlere umut vererek tüm eski düşünceleri geride bırakıp yeni bir gelecek inşa etmek. Yerel üretimi yerel ihtiyaca yönelterek, ekonomiyi ekolojik dengeleri bozmayan ve sürdürülebilir bir modele dönüştürmek”

 Geleceğin  sürdürülebilir bir çevre, sürdürülebilir tarım ve yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımında olduğuna vurgu yapan Denktaş, yeni zamanların gerektirdiklerini yerine getirmenin daha güçlü, daha kendi kendine yeten ve kendi kaderini çok daha rahat tayin edebilecek gücü kendinde gören bir halk noktasına kendiliğinden taşıyacağını söyledi.

“ATALARIMIZ BUNUN İÇİN ÖLMEDİLER”

Denktaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Halkının kendi geleceğini belirleme hakkının siyasi alana devlet olarak yansımasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kıbrıs Türk halkının demokratik iradesinin yansımasıdır.17 Şubat 2008 tarihinde Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan eden Kosova kendi kaderini tayin etme hakkını dünyaya ilan ederek devletini kurmuştur. Bu gelişme üzerine Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanından bağımsızlık ilanının uluslararası hukuka ters düşüp düşmediğini sormuş ve Uluslararası Adalet Divanı, Kosova halkının bağımsızlık ilanının Uluslararası hukuka ters düşmediği görüşünü açıklamıştır.Kosova hala BM üyesi olamasa da bugün artık bir çok ülke tarafından tanınan bağımsız bir cumhuriyettir. Bizim bağımsızlık ilanımız ise hala daha kabul edilmemekte, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olmamıza rağmen işgal altında tutulan haklarımız teslim edilmemekte ve dahası Rum tarafı Avrupa  İnsan Hakları mahkemesinden kaynaklanan bir karar üzerinden ‘alt yönetim’algısını sürekli güçlendirme çabasını da sürdürmektedir. Acı olan; Rumların bu girişimleri maalesef bizim bazı siyasilerimiz tarafından ve kendi iç tartışmalarımız sayesinde giderek güçlenen bir hal almıştır.

 Özgürlüğü için canını veren bu halkın kendi kaderini tayin etme hakkını kullanarak ilan ettiği KKTC’yi bir alt yönetim olarak görmek ve göstermek, verdiğimiz bağımsızlık mücadelesini hiçe saymak demektir. Atalarımız bunun için ölmediler. Yazılan destanlar alt yönetim olmak için yazılmadı. Nasıl ki Kosovalılar haklı olarak kendi kaderlerini tayin etme hakkını kullandılar ve kabul gördüler, bizler de bu yönde mücadele etmeliyiz.

 “YENİ BİR CUMHURİYET”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde  yeni bir Cumhuriyet dönemine geçilmesinin artık kaçınılmaz olduğunu söyleyen Denktaş, KKTC’yi “alt yönetim” tanımlamasından kurtararak halkı uluslararası toplulukla her alanda buluşturmak gerektiğini kaydetti.

Denktaş, konuşmasında ‘Yeni bir Cumhuriyet’i ise şöyle tanımladı:

KKTC’nin ortadan kalkması değil yeni bir Anayasa…Kendimizi tarihin akışına bırakmamak, kendi tarihimizi yazacak koşulları yaratmak. Kaderimizi sadece masada federasyon görüşmelerine bağlamayacağımız koşulların yaratılması. Kendi devletimizi, Kıbrıslı Rumların kendi devletlerini ve Kıbrıs adasını birlikte yöneteceğimiz yeni koşuların yaratılması. Özel sektör yatırımcısının düşman görüldüğü, kamu çalışanlarının koşullarına göz dikildiği, özel sektör çalışanının esnaf ve zanaatkarın üvey vatandaş olarak görüldüğü mevcut yapıyı geride bırakarak, yeni bir toplumsal düzene geçiş. Daha fazla özgürlük daha fazla eşitlik daha fazla insan hakları ve uluslararası kurallara daha fazla uyum. Sadece maddiyatın “değer” bulduğu  toplumsal koşullar yerine, insanı, doğayı ve tüm canlıların yaşam hakkını savunan, moral değerlere sahip olunan bir geleceği inşa etmek. Mutlu insanların yaşadığı bir ülke inşa etmek.Birbirini kırarak yarışmanın yerine dayanışmanın, kavgaların yerine uzlaşının düşmanlıkların yerine kardeşlik duygularının ikame edileceği bir ülke kurmak”

“BU YOLDA YÜRÜMEYE KARARLIYIM”

Denktaş, kendisinin böyle  bir hayali olduğunu. bu yolda yürümeye kararlı olduğunu vurgulayarak: “Atalarımızın bize bıraktığı mirasa sahip çıkarak onu bizden sonra gelecek kuşaklara daha iyi daha güçlü bir durumda devretmek istiyorum. Geçen yıllar içerisinde hayallerimiz de elimizden alınmış, hatta hayal edebilme arzularımız köreltilmiş de olabilir. Ancak biz Kıbrıslı Türkleriz. Kökleri bu topraklara “argasti” gibi yerleşmiş bu vatanın sahipleriyiz. Biz başarırız.”dedi.

Başarmanın yolunun önce kendimize inanmaktan geçtiğine değinen Denktaş,içimize ekilen nifak tohumlarının yeşermesini engellemenin yine bizim elimizde olduğunu belirtti.

Denktaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Kültürümüzün bir parçası olan hoşgörü, dayanışma ve bu topraklara bağlılık duygularımızı ancak biz kendimiz güçlendirirsek bunu başarabiliriz. Hep birlikte biz bunu başarırız.Bizi birbirimize düşüren, bizi Türkiye’den uzaklaştıran eski zamanların anomalilerinden kurtulmanın yolu önce kendi içimizde adaletli bir düzeni yeniden kurarak özgüveni artmış yeni bir toplum yaratarak, kendi devletimize saygı ile sahip çıkmamız ve bu sayede başkalarından da saygı görmeyi hak etmemiz ile mümkün olacaktır.Alt yönetim algısını silmenin ve özgür bir geleceğe yelken açmanın yolu budur.Yeni Zamanlar Yeni bir Cumhuriyet hayal etmek zamanıdır. 11 Ekim2020 bu hayali gerçekleştirebilmemiz için ilk eylem günümüz olacaktır.İçinde yaşadığımız süreçte etrafımda oluşturduğunuz sessiz çoğunluktan kaynaklanan  gizli güç 11Ekim günü sandığa da yansımalıdır. Kısa sürede bu seçimin en güçlü adaylarından biri olmamı sizler sağladınız. İrademize sahip çıkma kararlılığınızı devam ettireceğinizi tüm dünyaya kanıtlamak için oylarınızı benden yana kullanarak bu demokrasi mücadelesinden zaferle çıkacağımıza inanıyorum.11 Ekim 2020 Yeni zamanların başlangıç tarihi olsun18 Ekim 2020 yeniden, yeni bir Denktaş döneminin başlangıcı olsun.Ne mutlu Kıbrıslı Türküm diyene”