Beşparmak Grubu, Kıbrıs’ta iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitlik ve eşit statüye dayalı yeni bir federal ortaklık kurulmasının Kıbrıs Türkü’nün önceliği olduğunu, sorunun çözümüne yönelik olarak görüşme masasında Kıbrıs Türk müzakere heyetinin ortaya koyduğu yapıcı, kararlı ve tutarlı tutumu desteklediğini açıkladı.

Beşparmak Grubu açıklamasında, Kıbrıs Rum tarafının, yetki paylaşımı ile iki kesimliliği söylem ötesinde içine sindirememesinden dolayı, bu çözüm şeklinin gerçekleştirilmesi olasılığının giderek güçleştiği, mevcut koşulların, Kıbrıs Türk tarafını çok dezavantajlı bir ortamda müzakere etmek zorunda bıraktığı savunuldu. Açıklamada şöyle denildi:

“Öte yandan müzakerelerin ucu açık bir şekilde devam etmesi de Kıbrıs Rum tarafını bizi rehin alma gayreti içine sokmaktadır. Bundan cesaret alan Kıbrıs Rum tarafı AB üyeliği ve gaz/petrol arama gibi tek yanlı maksimalist girişimlerle Kıbrıs Türk tarafı aleyhine sürekli fiili durumlar yaratmaya çalışmaktadır. Bu ortam içinde Kıbrıs Türk Tarafı’nın çaresizlik içinde ve seçeneksiz olduğu yönünde izlenim bırakan ifadeler Rum Tarafı’nı maksimalist arayışlarında daha da cesaretlendirmekte ve bir yandan müzakere sürecinde elimizi zayıflatacak olgulara dönüşürken diğer yandan çözümsüzlüğü beslemektedir.

Bilişim ve iletişim çağında, özellikle yetkililerin davranışları ile ağızlarından çıkan sözlere anlam yükleme ve bunun etkilerinin belirleyici olabilme özelliği göz önüne alındığında, gerek iktidar gerekse muhalefet partileriyle sivil toplum örgütlerinin Kıbrıs Türk halkının kısa ve uzun vadeli sürdürülebilir hak ve çıkarlarını zayıflatacak açıklama ve beyanatlardan kaçınmalarının önemi ortaya çıkmaktadır.”
 
Açıklamada, tarafların siyasi eşitliğine rağmen uluslararası camianın da katkıları ile yaratılmış olan mevcut siyasi, ekonomik ve meşruiyet dengesizliğinin,  Kıbrıs’ta uzlaşının önündeki en büyük engel olduğu belirtilerek, KKTC’nin yönetsel altyapısının ve ekonomisinin daha etkin ve verimli hale getirilmesi yönünde atılacak adımların, bir yandan aradaki dengesizliklerin giderilmesine katkı koyabileceği gibi diğer yandan taraflar arasında saygı ve işbirliği/ortaklık ihtiyacını artırabileceği kaydedildi.