Meclis oturumlarını genelde izlemeyiz...

Nedenlerimiz var çünkü;

Kürsü meraklısı bir çok vekil vatandaşın vekili olduklarını unuttuklarından sidik yarışına girerler birbirleriyle...

Siyasette bir adım önde olma gaylesi!

Altı boş konuşmalar...

Sadece eleştiri kültürü!

Kısır çekişmeler...

Bir çoğu şova döndürür bu işleri!

Bal yapmaz arı ordusuyla karşı karşıyayız...

Bir kısım vekili ise bunun dışında tutuyoruz tabi ki!

İyi de onlar seslerini ne kadar duyuruyorlar diye sorarsanız işte orası tam bir muammadan öte değil...

...

İzlem Gürçağ Altuğra...

Geçtiğimiz günlerde kürsüde öyle vurucu ya da öyle olması gereken bir konuşma yaptı ki!

Kendisini taktir ettik ama ürkmedik de değil...

Kız çocuklarının hiç de normal olmayan adet görme yaşını gündeme getirmesi hem bir anne olarak hem de bu ülkenin bin vekili olarak muazzam bir sunumdu!

Kontrolsüz hormonlar sadece kız çocuklarını değil erkek çocuklarını da yakından ilgilendiren aslında hayati bir sorundu çünkü...

Ne yiyip ne içtiği belli bile olmayan bir toplum haline getirildik çünkü!

İşte bu konuşmadan sonra merak ettiğimiz tek konu şu oldu;

Hükümet partisinin bir kadın vekili böyle önemli bir konuda bir öğretim üyesi edasıyla konuştuktan sonra sözleri dikkate alındı mı?

Yoksa sözleri meclis tutanaklarında kalıp unutulup gidecek mi?

Tabi ki ikincisi olacak...

Önümüzde seçim var;

Adayların bir çoğu seçim propagandasında çocuk temalarını kullanacak, onları kucaklayacak, dişlerini göstererek objektiflere poz verecek...

Onlar hormonlu yetişiyor, umurlarında bile olmayacak!

...

KKTC Devlet Laboratuvarı bundan tam 4 sene önce yandı...

Nasıl yandığı bile daha bulunamadı!

Kimi elektrik kontağı derken kimi de kundaklama iddiasında bulunuyor...

Hadi bunu geçelim de!

Bu süre zarfında yenisi niye yapılmadı?

Yangından sonra bu dairenin çalışanları kıt imkanlarla iki küçük odada yapıyor bu görevi...

Araç gereç eksiklikleri var!

Personel eksikliği ona keza...

Yeni binadan ise kimse bahsetmiyor!

Geçenlerde bir bakan dedi ki;

Yeni bina için 7 Milyon Euro’ya ihtiyaç var...

Düşünsenize bir kere!

Bir tarafta vatandaşın sağlığı ve artan kanser vakaları...

Diğer yanda paramızın olmadığını ima eden bir bakan!

Görevlerinin ağlama duvarı değil de çare üretmek olması gerektiklerinin bile bilincinde değiller...

Para yok bina da yok!

Bina yok sağlık da yok öyle mi?

Sergi açılışı kurdelası kesmeye gideceğinize Onkoloji Hastanesi’ndeki çocuk hastaları ziyarete gidin...

Sahi bu binaya ziyaret gerçekleştiren kaç bakanımız var acaba!

...

Bunun için vekil Altuğra’nın Meclis konuşmasını gönülden destekliyoruz...

Ama işte gelin görün ki bizim desteklememiz bir anlam ifade etmiyor!

Bu ülkenin yöneticileri ya da yönettiklerini zanneden vekilleri var öncelikle...

Kanser bu ülkede en büyük sorun haline gelmişken, buna odaklanacaklarına siyasi kısır çekişmelerle hem de halkın gözünün içine baka baka ne kadar umursuz olduklarını ortaya koyuyorlar...

Kimi seçim gezisinde!

Kimi sergi açılışında...

Kimi de iş takibinde!

Ülkeni kaderi bunların elindeyse vay halimize...