Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Yıllardan beridir tartışılan bir konu…

Askerliğini yapmış sivil erkeklerin yılın belirli günlerinde seferberliğe çağrılması!

Tartışma konusu olan da şu;

Gidiyoruz ama çok bir şey de yapmıyoruz…

Dahası yiyip, içip ağaç gölgesinde yatırıyoruz!

Çok küçük bir azınlık dışında seferberliğe karşı çıkan yok…

Ama eleştirilen kısmı, gidip de askeri birlikte neredeyse hiçbir şey yapmamak!

Oysa gidenler diyor ki;

Madem ki askeri üniformalarımızı giyiyoruz askerliğinde gerekliliklerini yapalım…

Bize siyah zimmet ediyorlar niye atışa göndermiyorlar!

Doğru değil mi ya, ellerine yıllardan beridir silah almayan, atış yapmayanlar seferberliğe çağrılıyor ancak askerlikle ilgili yapılan hiçbir şey yok…

Yasalar gereği iş ola gidiyorlar!

Bizim sevgili doktorumuz İlker İpekdal da bu hafta seferberlik görevini icra etti…

2 Gün filan da işlerinin aksadığından şikayet etmiyor!

Ama gidiyoruz da niye hızlandırılmış bir şekilde eski bilgilerimizi tazelemiyoruz diye serzenişte bulunuyor…

Yerden göğe kadar da hakkı var!

Üşenmemiş, konuyu kaleme almış, biz de onu buradan değerli okurlarımızla paylaşıyoruz…

“Eğri oturup doğru konuşmakta fayda var.

Önce seferberliğin tanımını hatırlayalım:

Seferberlik:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin maddi ve manevi bütün kuvvet ve kaynaklarının savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde barış durumundan sefer durumuna geçirilerek hazırlanması, tertiplenmesi ve kullanılmasını anlatır. Bu maksatla, Güv.K.K.lığınca; Personel, Araç, Mal ve Hizmet kaynakları hakkında gerekli bilgiler sağlanır ve ihtiyaç yerinde, zamanında, yeterli ve sürekli olarak karşılanması için gerekli görülen tedbirler alınır.

(Kaynak: https://mucahit.gov.ct.tr/Asal/Sayfa?Q=8)

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, yükümlüler statülerine göre yılın belirli günlerinde seferberlik tatbikatına çağrılıyorlar.

Eğitim kıyafetinizi girip birliğe teslim oluyorsunuz.

Normalde 09.00-17.00 arası süreceği belirtilen seferberlik eğitimi başlıyor.

Sonra?

Tutanak karşılığı silah veriliyor.

Sonra?

Bir gölgede/kapalı alanda oturuyorsunuz.

Sonra?

Gelen diğer yükümlülerle sohbete başlıyorsunuz.

Sonra?

Canınız sıkılmaya başlayınca ya da oturmaktan yorulunca silahınızı yana koyup kamuflajınızın üzerini çıkarıp uzanıp mini bir siesta yapmaya başlıyorsunuz.

Sonra?

Yemek geliyor. Yiyorsunuz. Sohbet, biraz esneme hareketleri...

Sonra?

Birlik komutanı gelecek deniyor ama bekle bekle gelmiyor.

Sonra?

Bir rütbeli gelip herkesi sıraya geçiriyor, silahla birlikte toplu fotoğraf çekiyor.

Silahları bıraktırıp bir yere oturtup bir de toplu istirahat fotoğrafı çekiyor.

Sonra?

Seferberlik tatbikatı ile ilgili bir belge bir rütbeli tarafından dolduruluyor.

Sonra?

Sohbete, siestaya devam.

Sonra?

Saat 15.30'da silahlar geri teslim alınıyor.

Herkes teker teker arabasına binip birlikten uzaklaşıyor.

Biz de buna "seferberlik tatbikatı" diyoruz.

Şimdi sorularınızı soralım:

(Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı da umarım cevaplar)

- Yukarıda anlatıldığı şekliyle gerçekleşen bir seferberlik tatbikatından kim ne kazandı?

- Farklı yerlerden bir araya gelmiş insanlarda birlik beraberlik duygusu oluşturacak maddi ya da manevi ne yapılmış oldu?

- Yukarıdaki şekliyle icra edilmiş bir seferberlik tatbikatı vatan savunmasına nasıl bir katkı sağlayabilir?

Tabip Binbaşı rütbesine kadar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapmış, operasyonlara aktif olarak katılmış, NATO denetlemesinden A almış, sicili 100 olarak ordudan ayrılmış bir birey olarak ben bu seferberlik tatbikatından hiçbir şey anlamadım.

Yorumum:

Ya kaldırılmalı ya da yeniden düzenleme yapılmalı…”