Geçtiğimiz günlerde, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sayın Kudret Özersay’ın, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne mektup yazarak, DSÖ'nün paylaştığı resmi verilere Kıbrıslı Türklerin istatistiklerini ve onların tecrübelerini de eklemesini talep ettiğini öğrendik.

İlk bakışta, ulusal gururumuzu okşayan, varlık haykırışımızı haykıran bir adım gibi görünse de, üzerinde biraz düşününce, bu talebin ne kadar sağlıklı olabileceğine dair kaygılar da beliriyor.

Eğer bu girişimdeki amaç, COVID-19 ile mücadelede KKTC’nin istatistiklerini ve tecrübelerini dünyanın sağlık kaydına geçirme kaygısı ise, bir doktor olarak buna katılamayacağımı belirtmek zorundayım.

Öncelikle, COVID-19 ile mücadelenin başarı kısmını, evlerinde sabırla kalan halkımıza ve fedakar sağlık çalışanlarına teslim ettikten sonra, DSÖ işinin neden olamayacağını izah etmeye çalışayım:

Her şeyden önce nüfusumuzun kaç olduğu, özellikle 60 yaş üzeri kaç bireyimizin olduğu yazılabilecek mi?

Yerli ve yabancı nüfus dağılımını net bir şekilde ortaya konulabilecek mi?

Kimlere hangi testlerin yapıldığının istatistiğini doğru tutabildik mi?

Testlerin neden tek bir merkezde yapılmak durumunda kaldığını izah edebildik mi?

Araştırma amaçlı kullanılan PCR cihazını neden tanı maksatlı kullandığımızı açıklayabilecek miyiz?

Hızlı testlere neden çok geç başladığımızın izahını nasıl yapacağız?

Evlerdeki ani ölümlerin ölüm nedenleri arasında COVID-19 olmadığını kanıtlayabildik mi?

Temas takibinin hangi esaslara göre yapıldığını açıklayabilecek miyiz?

Asemptomatik ve semptomatik vakaların nüfusa göre zamansal dağılımlarını ve oranlarını, yapılan test bazında dökümante edebilecek miyiz?

Hızlı test pozitif, PCR negatif ancak temas öyküsü kuvvetli hastaların geriye dönük temas takipleri yapıldı mı?

Akciğer tomografisi çekilmesini gerektiren vakaların klinik ve test sonuçlarına göre dağılımlarını ortaya koyabilecek miyiz?

Yatan hastaların tüm tıbbi kayıtları, hangi tedavileri aldıkları, günlük klinik gelişmeleri sağlıklı bir şekilde tutuldu mu?

Karantina hastanesi organizasyonumuzu DSÖ’ye nasıl anlatacağız?

Sağlık personelinde görülen COVID-19 vakalarını gerçekten doğru bir şekilde yansıtabilecek miyiz?

Sorular uzar gider…

Sayın Özersay, Dünya Sağlık Örgütü’nden, ütopik olmasa da bilim dışı bir talepte bulundu.

Bu talebiyle, Dünya Sağlık Örgütü’ne ülkemizi adeta görücüye çıkarmak istedi.

Bunu da olmayan kayıt ve istatistik altyapımızla, olmayan sağlık sistemimizle yaptı.

KKTC’nin, COVID-19 ile mücadelesindeki başarı öyküsünü, uluslararası siyasi başarı haline getirme kaygısından sıyrılarak, bu başarının altında yatan basit ama etkili olan tek yöntemi, evden çıkmamayı atlamaması gerekiyor.

Sayın Özersay, Dünya Sağlık Örgütü ile paylaşılması planlanan verilerin ve tecrübelerimizin neler olduğunu öncelikle bizlerle paylaşmalıdır.

Paylaşmalıdır ki, Dünya Sağlık Örgütü’ne anlatılmak istenen başarı öyküsüne, öncelikle bizleri inandırmalıdır.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899