Kampanyasını ilk Akıncı başlattı.

Panayırların esas kahramanı oldu.

Palüze ve babutsalardan geri durmadı.

Gerçi çıta Çarşamba Pazarı’nda düştü ama.

Kampanya kampanyadır nihayetinde.

Hem Çarşamba Pazarı bir güzergahtı sadece.

Gitmişken uğramadan duramadı.

Esasen işadamlarını ziyaret etmiş.

Her neyse bunlar basit şeyler.

Sarayda emeklilik için her yol mübah.

Mübah da Akıncı’nın derdi çok.

Ve bu dertlerin en büyüğü Erhürman.

*******

Freddy kabusu gibi korkuyor Erhürman’dan.

Korkmak değil içi gidiyor.

Neden mi?

Çünkü hayalini kurduğu saray emekliliği elden gidebilir.

Ve tek müsebbibi Erhürman olur.

Bunu önlemek için elinden geleni yapıyor.

Üçlü toplantıya dört elle sarılmalar.

Kendisini Erhürman’dan önde gösteren anketler.

Kimin ısmarladığı bilinmeyen anketler.

Yani korku dağları aşmış durumda.

Ahmet Çakar şimdilik durumu kurtardı.

Ama bu Kıbrıslı balık hafızalı.

Ya unutursa!

*****

Unutur da Akıncı’nın dik duruşu hatırlanmazsa.

Türkiye’ye ayar çekme piyesini hafızalar silerse.

Napar o zaman Akıncı?

Hele bir de Erhürman sahneye çıkarsa.

Federasyon kahramanı iken ikincil olursa.

İşte bu korkular yiyip bitiriyor Sarayı.

Sarayı da sarayın içindekilerini de.

Bu yüzden Akıncı’ya önerilerim var.

Mesela 15 Kasım’da KKTC’yi reddetsin.

Türkiye’den gelecek konuklarla kavga etsin.

Dik, ama dimdik bir duruş sergilesin yani.

Gerçi korkunun ecele faydası olur mu?

Zannetmiyorum.

Sarayın emeklilik bahçesi olması zor.

Halkın kimseye yaşlılık armağanı verme niyeti yok çünkü.