Anavatan Türkiye’nin tüm gücü ile KKTC’nin kendi kendine yeterli ekonomisi olması yönünde ve kendi ayakları üzerinde durabilen refah seviyesi yüksek bir KKTC’yi  yaratmak için varı ile yoğu ile çalıştığı ve ortaya irade koyduğu artık tüm kesimlerce kabul edilen ve saygı duyulan bir olgu.

Türk devlet geleneği ile örtüşen bir ciddiyet ve kararlılık ile anavatan Türkiye, KKTC’nin modern bir Devlet olması yolunda ve Kıbrıs Türk’ünün de daha iyi yaşaması hedefi ile de kararlılığını sürdürmekte.

Ve daha güçlü bir KKTC inşa etme iradesinin de mimarının Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu da şüphe kaldırmaz bir gerçek.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği tarafından oluşturulan Ekonomik Örgütler Platformu temsilcilerinin,  Ankara’da, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanları ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelmesi anavatan Türkiye’nin ortaya koyduğu kararlılık ve irade ile başlayacak yeni dönemin ilk adımı olarak yorumlanmalı.

Ve yeni döneme ilişkin atılacak ikinci adım ise hiç şüphesiz Başbakan Ersan Saner’in Türkiye –KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının imza altına alınması için Ankara’ya gidiyor olmasından başka bir şey değil.

Türkiye –KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının, Kovid-19 salgını da göz önünde bulundurularak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devlet bütçesine, reel sektörüne yapacağı katkılarla gerçekleştirecek Ankara kaynaklı alt yapı projelerini de içerecek olması ayrıca önemli ve stratejik bir adım.

Başbakanlık Ersan Saner’in 2021 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile ilgili  “Önümüzü daha rahat görebileceğiz” değerlendirmesi ülke ekonomisine yön veren merkezler tarafından olumlu karşılanırken Kıbrıs Türk toplumu içerisinde de umut ikliminin doğmasına yol açtığı yadsınamaz.

Kıbrıs Türk kamuoyu verilen mesajlar ve tüm yaşanılanların ardından geleceğe daha umutlu bakarken merak içerisinde süreci yakından takip ediyor.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği tarafından oluşturulan Ekonomik Örgütler Platformu temsilcilerinin Ankara temaslarında neler yaşandı?

Başbakan Ersan Saner’in imza koyacağı Türkiye –KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının içeriğinde neler var?

Kıbrıs Türkünü temsilen masaya oturan yetkililer ne istediler ne aldılar?

Ve benzer sorular cevap beklerken kamuoyunun neden bilgilendirilmediği ise ayrı bir merak konusu.

Ve belki de yaşanan her şeyin bir özeti olarak gerek Kıbrıs Türkü gerekse de Ankara tarafından daha çok merak edilen şey ise; bu sefer gelenek bozulacak mı?

Kıbrıs Türk Devlet yönetiminde bir gelenek haline gelen imzalanan her protokol veya resmi başka bir anlaşma öncesi ve gerçekleştirilen resmi görüşmeler sonrasında ortaya konan “şükran edebiyatı”nın ötesine geçme başarısı gösterebilecek mi siyaset kurumu.

Geleneği bozarak, Ankara’da başka Lefkoşa’da başka konuşma huyundan artık vazgeçecek mi, Devleti yönetme erkini elinde tutan ve ülke siyasetine yön verenler.

Ve meselenin imza atmak olmadığı, “şükran edebiyatı” ise hiç olmadığının farkında, Ankara.

Peki Lefkoşa, meselenin Devlet ve kamu çıkarı ile toplumsal fayda adına imzanın gereğini yapacak irade ve cesareti sergilemek olduğunun bilincinde mi?

Hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Ancak bir gerçek var ki, Devlet erkini elinde tutan İktidarların artık protokollerin gereklerini “oy kaybetme korkusu” gölgesinde hiçbir bahanenin arkasına saklanmadan yerine getirmesi elzem.

Ve anavatan Türkiye’nin kararlılığı ile başlayan yeni dönemin başarıya ulaşması için de İktidarların tüm paydaşlarca ve özellikle ekonomik örgütlerce cesaretlendirilmesi ayrıca önemli.

Başbakan Ersan Saner hükümetinin önünde sadece tek bir yol var; bedeli yeniden seçilmemek olsa bile KKTC’nin yeni geleceği için protokolün uygulanmasına yönelik kararlılıklarını “şükran edebiyatının” ötesine taşımak ve protokolde neler olduğunu Kıbrıs Türküne şikayet ederek değil tüm yönleri ile şeffaf bir şekilde anlatmak.

Ersan Saner Hükümeti, Devlet ve Kıbrıs Türk’ünün geleceği için, siyaset kurumunun karakteri olmuş gelenekleri ve ruhu olmuş ezberleri artık bozmak zorunda.