“Şükrettin’in ( Türkiye) Azgın boğalar gibi her akşam Şükran’ın ( KKTC-Kıbrıs Türkü) üstüne çıkıp 5 çocuk yapması” ve “Şükran’ın oh, oh, oh çekip her geleni içine alması” sanatmış!!!

Bu ülkede sanat yapmayı, sanatçı olmayı Rum muhibbi olmak, KKTC ve Türkiye düşmanlığı yapmak sananlar var…

Bu saptama sadece “sanatçılar” için geçerli değil…

Gazeteci, sendikacı, solcu, ilerici, devrimci, barışçı olmayı da KKTC ve Türkiye düşmanlığı yapmak, milli mücadele tarihimizi inkâr edip TMT düşmanı olmak, EOKA’cı faşistlerin iddialarını-taleplerini savunmak, Stelyos VAKFINDAN, Alman ve AB Vakıflarından para alarak Türkiye-KKTC’yi aşağılamak sanan küçük bir yaygaracı gurup var.

Bunlar her olayda Rum yönetiminin yanında ve Türkiye-KKTC’nin karşısındadır…

EOKA’cı faşistler Türkiye’yi, Türk ordusunu “işgalci” olarak niteliyorlar

Bunlar da faşist EOKA’nın papağanı gibi “sanatçı, çözümcü, gazeteci” ayaklarında tekrarlıyorlar…

EOKA’cı faşistler TMT’yi “katil terör örgütü” olarak niteliyorlar…

Bunlar da EOKA’cı faşistlerin papağanı gibi aynı aşağılık ifadelerle halkın bağrından çıkan milli direniş örgütümüz TMT’ye saldırıyorlar

EOKA’cı faşistler, KKTC’yi, “sahte, sözde, alt yönetim, muz cumhuriyeti, kukla, olmayan devlet vb.” olarak niteliyorlar.

Bunlar da EOKA’cı faşistlerin papağanı gibi aynı nitelemeleri “ilerici-barışçı-solcu” adı altında tekrarlıyorlar.

Hükümet, emperyalist güçlerce 45 yıldır açılması engellenen ve aleyhimize bir propaganda aracı olarak kullanılan Maraş’ın açılmasını kararlaştırdı.

Kendini “solcu, barışçı, devrimci” olarak niteleyen sendikacılar, EOKA’cı faşistlerin yaptığı mitinge katılarak “Maraş açılamaz” diye bağırdı

Bundan daha somut bir işbirliği olabilir mi?

Eli kanlı EOKA’cı katil faşistlerle, beyni yıkanmış, “proje” adı altında AB ve Stelyos Vakfı tarafından FON’lanan gafil, sözde solcuların, devrimcilerin, sanatçıların, sendikacıların hazin, acınası işbirliğidir bu…

Oysa tümü de KKTC vatandaşıdır, bu devletin veya belediyelerinin memurudur…

EOKA’cıların ağzıyla saldırdıkları KKTC devletinin-kurumlarının bütçesinden karılı-kocalı ayda 15-20 bin TL maaş almaktadırlar…

KKTC vatandaşı olmanın, KKTC devletinden maaş almanın birinci koşulu KKTC’yi savunmaktır…

KKTC kimliğimizdir, güvencemizdir…

KKTC’den maaş alıp Rum’a hizmet değildir.

Bunu yapmayanların aşağıladıkları, hakaret ettikleri KKTC devletinde yaşama zorunluluğu mu vardır?

BİRLEŞTİLER
Ne ilginçtir, EOKA’cı faşistlerle birlikte, her konuda KKTC ve Türkiye’ye aynı ağızla saldıranların tümü, Yaşar Ersoy’un yazdığı “oyunu!” zorla, baskıyla KKTC Devletinin Tiyatrosunda oynatma konusunda birleşmişlerdir…

“Sanata sansür” yalanıyla yaygara koparıyorlar…

“Şükrettin’in ( Türkiye) Azgın boğalar gibi her akşam Şükran’ın ( KKTC-Kıbrıs Türkü) üstüne çıkıp 5 çocuk yapması” ve “Şükran’ın oh, oh, oh çekip her geleni içine alması” sanatmış!!!

Çocuklarınızla birlikte bu ifadeleri yüzünüz kızarmadan dinleyebilecek misiniz?

Buna sanat diyenin alnını karışlarım.

Nitekim Tiyatro “Edebi Kurulu”, yasasının 3 maddesinin verdiği yetkiyle bunu uygun bulmamıştır…

Devlet Tiyatrolarıyla Ersoy arasında, ne yazarsa yazsın kabul edileceğine dair bir anlaşma yoktur.

Siyasi amaçlı ideolojik bir metin olan ve Türkiye-KKTC ilişkilerini sefil bir üslupla aşağılamayı amaçlayan bu provokasyonu onaylamamak, “sanata sansür ve yasak koymak” değildir…

Öyle olsa bu oyunun KKTC’de oynanması yasaklanırdı…

Oynasınlar ve meraklısı çocukları ile birlikte gidip izlesin…

Çocuklarına da “oh, oh çekip her geleni içine almasının” ne demek olduğunu izah etsinler…