Herkes şikayetçi…

Vatandaş şikayetçi…

Hekimler, Hemşireler de şikayetçi ama ne tuhaftı ki siyasetçilerde şikayetçi…

Sağlıkta, sağlıksız günler yılların oluşturduğu sağlıksız yapının üzerine eklenen yeni taşlarla birlikte yaşanmaya devam ederken hastalar sağlık hizmeti almak için özel hastanelere sevk ediliyor….

Derdine derman arayan ve Devletin derman olması gereken insanımızın sağlık sorunlarına çare bulmak için Devlet bütçesinde milyonlar özel hastanelerin kasalarını doldurmaya devam ediyor…

Sorunlar ile boğuşan sağlık sistemimize bir de içeriden darbe vuruluyor ve kurulan sistem ve organize işler ile Devleti yönetenlerin yıllarca çözüme kavuşturamadıkları sorunları birileri fırsata çevirip Devletin parasını hortumluyor…

Sokağa atılan milyonlarca lira birilerinin cebini doldururken yapılamayan yatırımlardan dolayı ülke sağlık sistemi kan ağlıyor, can çekişiyor…

Ülke Devlet hastaneleri tamamına yakını fiziki ömrünü tamamlamış veya vatandaşa hizmet verebilecek kapasitenin altında kalmış durumda..

Geçmiş Hükümet döneminde Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi ile ilgili uzman kişiler tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede “çivi çakılamaz” raporunun da verildiği doğru mu bilinmez ama böylesi bir raporun hasır altı edilmesi de Sağlık sistemine yön verecek olanların başlı başına sorunlara karşı çaresizliğini ve ülkeye hizmet etme konusunda beceriksizliğinin de göstergesi değil midir?

Bugün Kıbrıs Türk halkı çağdaş ve hak ettiği sağlık hizmeti almak için özel hastanelere muhtaç hale gelmiştir.

Daha açık bir ifade ile Devleti yöneten İktidarlar vatandaşına karşı asli görevlerinden olan sağlık hizmeti verme noktasında yetersiz kaldığından ve bu yetersizlik duyarsızlığa dönüştüğü bugünlerde “parası olan sağlık hizmeti alsın olmayan başının çaresine baksın” anlayışı Devletin ve Devleti yönetenlerin ayıbıdır..

Sağlıkta hala daha bir devlet politikasının olmaması ve sistemin kurulmamasının sorumluluğu tüm Hükümetler ve onların Sağlık Bakanlarının boynundadır.

Kıbrıs Türkü sağlık sorunlarında çareyi ülkedeki  özel hastanelerde ve Türkiye ile hatta Güney Kıbrıs’ta kapı kapı gezip aramaktan bıkıp usanmıştır.

Neden bu kadar küçük bir coğrafyada ve bu kadar az bir nüfusa sağlık gibi hayati öneme sahip ve politika malzemesi yapılmaması gereken bir olguda sistem getirilememesini neden umursamıyor siyasiler?

Devletin kasasından kaçıp giden milyonları neden görmezden geliyorlar?

Sağlıkta sorunlar bitmiyor tartışmalarında aklımıza hasta memnuniyeti ve verilen sağlık hizmetinin kalitesi en son geliyorsa, KKTC Meclisinde doktor milletvekili sayısı hatırı sayılı bir orandayken üst akıldan sağlık alanının halen yoksun olduğunu bugün tartışıyorsak, Doktorlara ikinci iş yasağını yasalaştıranların bunu reform diye topluma yutturup vekillikten kalan zamanlarında doktorluğu veya sağlık ile ilgili mesleklerini ikinci iş olarak yapmaya devam ediyorlarsa, özel hastanelerde, kliniklerde ve sağlık laboratuvarların da isimleri duvarları ve tabelaları hala süslüyorsa Kıbrıs Türk’ü kızmakta, şikayet etmekte, bağırıp çağırmakta yerden göğe kadar haklıdır..

Şikayet etmeye tek ve asla hakkı olmayan ise Devlet erkini elinde tutan Hükümetler ve siyasilerdir…

Ve bir kez daha anladı ki Kıbrıs Türkü sağlık alanına sistem getirmek vizyon sahibi olmak yanında  memleket meselesidir…

UBP-HP Hükümetinden sokağın nabzı ve memleket vicdanı artık icraat yanında çarpık düzeni ve sistemsizlik halini alan sistemi ortadan kaldıracak reformları da bekliyor.

Özellikle de sağlık alanında…

Çünkü vatandaşına hak ettiği sağlık hizmetini sunabilme de başlı balına bir memleket meselesidir….