Yukarıdaki sorunun cevabını verip de gereğini yapabildiğimiz an, sağlıktaki sorunların büyük bir bölümü kendiliğinden çözülmüş olur.

İşte bazı soru örnekleri:

  • Devlet hastanelerine alınan bazı cihazlar, gerçekten ihtiyaç mıydı, yoksa peşkeş çekmek miydi?
  • İhalelerle alınan ilaçlar gerçekten ihtiyaç mıydı, yoksa peşkeş çekmek miydi?
  • Klinik şefliklerine yapılan atamalar ihtiyaç mıydı, yoksa peşkeş çekmek miydi?
  • Dışarıya yapılan hasta sevkleri ihtiyaç mıydı, yoksa peşkeş çekmek miydi?
  • Emekli doktorların bazıları ile yapılan hizmet alım sözleşmeleri ihtiyaç mıydı, yoksa peşkeş çekmek miydi?

Örnekler çoğaltılabilir.

Geçtiğimiz gün, bu sorulara bir yenisi daha eklendi.

Neyle ilgili peki?

Önce Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sayın Özlem Gürkut’un paylaşımını aynen aktarayım:

‘’ KTTB olarak ülkemizin insan kaynakları ve sağlık alanında geleceğini planlamanın önemli bir parçasının da hekimlerin ihtiyaç alanları doğrultusunda yönlendirilmesi olduğunu düşünmekteyiz. Birçok öğrencimizin tıp eğitimini Türkiye’de almakta olduğu da hepimizin malumudur. Bu amaçla ihtiyaç olan uzmanlık alanalarında Türkiye’de eğitim alacak hekimlerimiz için KKTC kontenjanları sağlanmaktadır. Bilindiği gibi 6 yıllık tıp fakültesini bitirip diploma alan hekimler pratisyen olarak mezun olmakta ve ihtisaslaşma (uzmanlaşma) için Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) denilen bir başka zorlu sınavda meslektaşları ile yarışarak açılan uzmanlık kadrolarını kazanıp yaklaşık 4-5 yıl süren ihtisas eğitimini tamamlayarak uzman hekim olabilmektedir.

Bir süre önce yapılan ve sonuçlarına göre içinde bulunduğumuz hafta tercihleri yapılmakta olan son TUS sınavında bir değişiklik yapılarak ilk defa hem KKTC hem de TC uyruklu (çift uyruklu) olan doktorların (KKTC Liselerinden mezun olsalar ve KKTC’de ikamet etmekte olsalar bile) KKTC için sağlanan kontenjan kadrolarına başvuramayacakları, TC uyruklular gibi tercihte bulunacakları duyurulmuştu. Bu durumda olan sadece bu sınavda bile 8 genç doktorumuz vardı. Bu ciddi bir sıkıntı olacaktı. Süre 6 gün gibi içinde 29 ekim tatilini de içeren kısıtlı bir zamandı.

Sorunun aşılması için yoğun bir diplomasi, çaba gerekiyordu.

Başbakan Sn. Ersin Tatar, Dışişleri Bakanı Sn. Kudret Özersay, Sağlık Bakanı Sn. Dr. Ali Pilli, Eğitim Bakanı Sn. Nazım Çavuşoğlu, Yüksek Öğretim Dairesi Müdürü Sn. Ziya Öztürkler devreye girdiler.

Herkes çalıştı. Ama Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sn. Mustafa Akçaba olağanüstü bir diplomasi sergiledi. Gece gündüz uğraştı, pes etmedi ve az önce bize müjdeli haberi verdi. Evet tüm KKTC uyruklu hekimlerimiz, çift uyruklu olup KKTC Liselerinden mezun olan ve KKTC’de ikamet edenler de dahil, KKTC kontenjanlarına da normal kadrolara da başvurabilecekler.

Sorunun önemini anlayıp sahip çıktıkları için, harcadıkları emek ve gösterdikleri hassasiyet için çok teşekkür ederim.

TUS’ta tercih yapacak genç meslektaşlarıma başarılar dilerim.

Dr. Özlem GÜRKUT, KTTB Başkanı’’

Değerli okurlar;

Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda KKTC vatandaşlarına ayrıcalık tanınarak, özel kontenjan ayrılmasının tek sebebi, ülkenin ihtiyacı olan uzmanlık alanlarındaki hekim eksikliklerinin hızlıca tamamlanması idi.

Bu kontenjanlar yıllar boyunca açıldı durdu.

Peki ne oldu?

Yıllar boyunca, devletin ihtiyaçları değil, kişilerin istekleri doğrultusunda kontenjanlar açıldı. Hatta, gittiği yeri beğenmeyen oldu, istifa etti, yerine o kişi için tamamen ısmarlama olan, başka uzmanlık kontenjanı açıldı. Devletin uzman açığı hala giderilememiş olsa da, başkalarının uzmanlık sevdası giderilmiş oldu. Dilediği uzmanlık kontenjanına kavuşanlardan bazıları da ülkesine dönmemeyi tercih etti! Açılan bazı kontenjanlar ise beğenilmediği için boş kaldı değerli okurlar.

Diğer taraftan, biz kontenjanlardan falan bahsede duralım, ülkemizde kısa-orta-uzun vadede kaç uzmana ihtiyacımız olduğuna dair bir çalışma bu güne kadar hiç yapılmadı.

Hiçbir yetkili çıkıp da, şu alanlarda şu kadar uzmana ihtiyacımız var demedi, diyemedi!

Sayın Gürkut’un açıklamasında değindiği sekiz meslektaşımızın bile hangi branşlardaki ihtiyaçlarımıza istinaden seçim yapacakları bile açık değil!

Peki ne yapılmalıydı?

Devletin ihtiyacı olan uzmanlık alanlarının en kısa sürede belirlenerek, kontenjanların ona göre açılması gerekirdi.

Kontenjandan uzman olan doktorların ise, devlet hastanelerinde hatırı sayılır bir süre (1-2 sene değil), mecburi hizmet kapsamında çalıştırılması için düzenleme yapılması gerekirdi.

Ama bunlar es geçildi!

Görünen o ki, yıllardan bu yana süregelen Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda özel kontenjan geleneği bozulmak istenmiyor.

Yine, devletin ihtiyaç duyduğu uzmanlık alanları belirlenmeden tercihler yapılacak.

Belki de açılacak bu uzmanlık alanlarından bazıları yine kişiye özel olacak!

Ülkelerine dönmeleri konusunda da hiçbir bağlayıcılığı da olmayacak üstelik.

Kısacası, ihtiyaçtan mıdır yoksa peşkeş midir, yine cevabı karanlıkta kalacak!

(Not: Dilerseniz gelin, açılacak bu uzmanlık kontenjanlarının, geçekten ülkemizin ihtiyaçlarına hitap edip etmeyeceğini hep birlikte takip edelim. Yorumlarımızı da ona göre yapalım.)

H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899