Bolca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kan yağları olarak bilinen  kolesterol ve trigliseridlerin kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet,  obezite ve metabolik sendrom ile ilişkili olduğunu söyledi. Bu hastalıkların  tedavisinde ve takibinde, kan yağlarının azaltılması, kandaki değerlerinin  kontrol altına alınması gerektiğini ifade eden Bolca, bu amaçla diyet başta olmak  üzere, ilaç tedavileri ve kısmen metabolik cerrahi gibi farklı tedavi yöntemlerin  uygulandığını anlattı.

Bolca, günlük gıdalarla alınan yağların, sağlık açısından sağlıklı  yağlar ve sağlıksız yağlar olarak tanımlandığına işaret ederek "Sağlıklı yağlar,  tekli ve çoklu doymamış yağlar, omega-3 yağlarıdır. Sağlıksız yağlar, doymuş  yağlar, kolesterol ve trans yağlardır." dedi.

Trans yağların, günlük yaşamda özellikle fast food tarzı beslenme ile  önemli bir risk faktörü olarak gösterildiğini vurgulayan Bolca, "Trans yağlar,  'LDL' denilen kandaki kötü kolesterolü artırıp, iyi kolesterolü (HDL) düşürerek  kalp damar hastalığı, beyinde inme ve diyabet risklerini artırır." uyarısında  bulundu.

Prof. Dr. Bolca, trans yağların olumsuz etkilerinin 1990'a kadar çok  fazla bilinmediğini, bu tarihten sonra yan etkileri üzerine yapılan  araştırmalarda olumsuz etkilerin ortaya konduğunun altını çizerek Amerikan Gıda  ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından trans yağ kullanımı ve tüketimi hakkında gıda  etiketlerinde uyarıcı bilgi zorunluluğu getirildiğini belirtti.

Trans yağların, doğal ve yapay (endüstriyel) olarak sınıflandırıldığı  bilgisini veren Bolca, "Doğal olarak et, süt, tereyağı ve bunların kullanıldığı  gıdalarda bulunur. Bu şekilde bulunan doğal trans yağların vücut üzerine olumsuz  etkileri, kolesterol üzerindendir." dedi.

Bolca, endüstriyel trans yağların ise işlem olarak bitkisel sıvı  yağların katı yağa dönüştürülme işlemiyle ortaya çıktığını ve kimyasal olarak bu  işleme "hidrojenasyon" denildiğini ve işlem sonrasında doymuş yağlara benzer hale  geldiğini aktardı. Söz konusu ürünlerin, bu yöntemle elde edilmesinin daha kolay,  üretim maliyetinin daha ucuz olduğunu ifade eden Bolca, endüstriyel trans  yağların uzun süre bozulmadığı için hem paketlenmiş gıdalarda hem de günlük fast  food hizmeti veren restoranlarda sıklıkla kullanıldığını söyledi. Bolca, bu  ürünlerin genellikle kızartılarak pişirilen gıdalarda, bisküvi, dondurulmuş  pizza, kraker ve margarin kullanılarak hazırlanan gıdalar, ambalajlanmış  gıdalarda kullanıldığını anlattı.

"Doymuş yağlar, günlük toplam kalorinin yüzde 5-6'sını geçmemeli"

Prof. Dr. Bolca, sağlıklı kalabilmek için herkesin trans yağ  kullanımından mümkün olduğunca kaçınması gerektiğine dikkati çekerek şöyle  konuştu:

"Trans yağ sağlığı tehdit ediyor. Özellikle kalp damar hastalığı,  diyabet, obezite ve metabolik sendrom risklerini azaltmak için sağlıksız yağlar  olarak kolesterol, doymuş yağlar ve trans yağlardan uzak durulmalı. Aynı zamanda,  omega-3'ler dahil olmak üzere, 'tekli ve çoklu doymamış' diye tabir edilen  sağlıklı yağ içeren yiyeceklerle beslenmek gerekir. Trans yağların olumsuz  etkisinden korunmak için hidrojenize bitkisel yağların tüketimi azaltılmalı,  tüketilen kırmızı et miktarı mümkün olduğunca yağsız olmalı, kümes hayvanları ile  hazırlanan besinlere trans yağ ve doymuş yağ ilave edilmemeli. Bunun yerine  doymamış yağlar tercih edilmeli. Kolesterol seviyesini düşürmek ve trans yağların  olumsuz etkisinden korunmak için doymuş yağlar günlük toplam kalorinin yüzde  5-6'sını geçmemeli. Diyet uygulamalarında, tüketilen toplam yağdan daha önemlisi,  yenilen yağın niteliğine ve türüne dikkat edilmeli. Diyet alışkanlığı  düzenlenmeli. Sebze, meyve, tam tahıllı, düşük yağ içeren süt ürünleri, beyaz et,  balık eti, fındık ceviz türü kuruyemişler tercih edilmeli, kırmızı et ve şekerli  gıda ve içeceklerden uzak durulmalı. Doğal olarak bulunan, işlenmemiş ve  hidrojenize olmayan, zeytin, ayçiçeği, fındık, mısır, kanola, susam ve soya yağı  gibi yağlar tercih edilmeli."

Fındık ve zeytinin kalori oranının yüksek olduğunun da göz önünde  bulundurulması gerektiğine işaret eden Bolca, ambalajlanmış veya işlenmiş gıda  alırken, gıda etiketlerinin dikkatli okunması, gıdalarda, doymuş, hidrojenize  veya kısmen hidrojenize yağ bulunanların tercih edilmemesi gerektiği  değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Bolca, gıdaların etiketlerinde, "0 trans yağ" olup  olmadığına ve içerik listesinde de hidrojene yağ bulunup bulunmadığına bakılması  gerektiğini ifade ederek "Kurabiyeler, abur cubur tabir edilen kraker ve cips  benzeri atıştırmalıklar, turtalar ve kekler, trans yağ içeren gıdalar olduğundan,  bu ürünlerin tüketim sıklığı ve miktarı azaltılmalı. Ticari olarak hazır satılan,  kızartılmış veya fırınlanmış yiyeceklerde, bu yiyeceklerde hem yağ miktarı yüksek  hem de bu yağın trans yağ-hidrojenize yağ olma ihtimali yüksektir ve bu tür gıda  tüketimi sınırlandırılmalı." diye konuştu.

Trans yağların olumsuz etkisinden korunmak için diyet yanında egzersiz  yapılmasının önem taşıdığına işaret eden Bolca, sağlığın korunması için ideal  vücut kilosuna erişilmesi, tütün ve tütün mamullerinin kullanımından kaçınılması,  stres yönetimi ile yaşam sitilinin düzenlenmesi ve eşlik eden hastalıkların  tedavisinin yapılması gerektiğini kaydetti.