Kadınlar için daha büyük bir yaşam beklentisi bugün normal görülse de aslında bu 19. yüzyılın sonlarında doğan insanlar arasında ortaya çıkan, nispeten yeni bir demografik olgu. 1800'ler ve 1900'lerde doğan insanlar tarafından benimsenen bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, gelişmiş diyetler ve diğer olumlu sağlık davranışları ile ölüm oranları düşüş gösterdi ve kadınlar çok daha hızlı bir oranda uzun yaşamaya başladılar.

Araştırma, USC profesörü William Kiechnick, yaşlanma nörobiyolojisi profesörü Caleb Finch ve Sağlık Demografi Merkezi ve Wisconsin-Madison Üniversitesi'nde yaşlanma profesörü Hiram Beltran-Sanchez tarafından geliştirildi. Araştırmacılar 13 gelişmiş ülkede 1800 ile 1935 yılları arasında doğmuş insanların ömürlerini inceledi.

1900’den sonra doğan insanlar arasında, 50 ile 70 yaş arasındaki erkeklerin aynı yaşlardaki kadınlara oranla iki katı ölüm oranına sahip olduğu ortaya çıktı. Sigara kaynaklı hastalıklar kontrol edildiğinde bile, kardiyovasküler hastalıkların 40 yaşı aşkın yetişkin erkeklerde aşırı ölümlere neden olduğu gözlemlendi.

Biyolojik olarak, erkekler kardiyovasküler hastalıklara daha savunmasız olabilir. Vücut yağı kadın ile karşılaştırıldığında erkek bedeni üzerinde farklı dağılım eğilimindedir ve farklı adipozite kalıpları erkeklerin daha kolay kilo almasına neden olur.

Dr. Finch, “Özellikle orta yaş ve erken yaşlılık döneminde, erkeklerde kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin düzensiz etkisi, kadın ve erkeklerin doğal biyolojik sebeplere bağlı olarak farklı kalp hastalığı riskleri ile karşı karşıya olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor” diyor. Araştırmaya küresel diyet ve egzersiz farklılıklarının yanı sıra, genetik ve hücre düzeyinde cinsiyetler arasındaki biyolojik güvenlik açığını incelemek için devam edileceğinin altı çiziliyor.