Peki ya “hiperinsülinemi” olarak bilinen bu mühim sorunun kötü yaşlanmanın ve sık hastalanmanın en önemli davetçisi olduğunun farkında mısınız? Eğer değilseniz bugünkü notları lütfen dikkatle ve tekrar tekrar okuyun. Nedeni şu: Fazla insülin birikiminin ilk neticesi insülin direnci. İnsülin direncinin yol açtığı sağlık sorunları ise kronik hastalıkların hepsi. Tip 2 diyabet, yani orta yaş ve yaşlılıkta görülen şeker hastalığının, Alzheimer ve diğer nedenlerle bunamaların, bazı kanserlerin (kalın bağırsak, meme), hipertansiyonun, kalp ve beyin damar hastalıklarının, gut hastalığı ve trigliserid-kolesterol fazlalığının arkasında çoğu zaman bu “aşırı insülin üretimi” ve/veya “insülin direnci” meselesi var. Obezite salgınının da temel nedeni de yine o. Kısacası, tam bir bela! Müthiş bir sağlıkbozan! Üstelik hipoglisemik ataklar, bel çevresi kalınlaşması gibi müphem işaretler dışında ciddi bir belirtisi de yok. Peki ne yapmalıyız? Nasıl, ne şekilde araştırılmalı, hangi işaretler için uyanık olmalıyız? Yanıtları için, buyurun..

HANGİ HASTALIKLARI TETİKLİYOR?

Fazla kilo /obezite
Tip 2 diyabet
Hipertansiyon
Damar sertliği
Alzheimer hastalığı
Bazı kanserler
Kalp-damar hastalığı
Beyin-damar hastalığı
Karaciğer yağlanması
Gut hastalığı (Hiperürisemi)

İLK İŞARETLERİ

Bel genişlemesi (göbek bağlamak)
Yemek sonrası yorgunluk, 
uyku hali
Çabuk acıkma, açlık atakları
Tatlı krizleri
Gece terlemeleri
Sabah yorgunluğu
Baş ağrıları (Hipoglisemi)
Kontrolsüz öfke atakları
Konsantrasyon güçlüğü

NASIL ANLAŞILIR?

10-12 saatlik açlığı takiben açlık kanında insülin düzeyi 5’ten fazla, özellikle 10 rakamının üzerine de çıkarsa. Açlık insülini ile açlık şekeri değerlerinin çarpımının 405 rakamına bölünmesi ile bulunan rakam 2.5’ten fazla bulunursa biyolojik açıdan insülin direnci kesindir. Bu rakamlara HDL kolestrolün 50’den az, trigliseridin 200’den, ürik asidin 6’dan yüksek olması ve bel çevrenizde genişleme eşlik ediyorsa tanı daha da güçlenir. Bel çevresinin kadınlarda 88, erkeklerde 100 cm’den fazla olması, bel/kalça oranının kadınlarda 0.8’den, erkeklerde 1’den yüksek bulunması da insülin direnci ihtimalini akla getirir.

UYKUSUZ OLMAZ!

UYKUSUZLUK yaygın bir sağlık sorunu. Başlı başına bir hastalık olabildiği gibi çok sayıda hastalığın da hazırlayıcısı veya hızlandırıcısı. Uykusuzluğun kolaylaştırdığı sağlık sorunları arasında depresyon da var, hipertansiyon da. Kalp damar hastalığı da var, bellek bozukluğu da. Kanser de var, tükenmişlik sendromu da. Listeye fibromiyaljiyi, rahatsız ayak sendromunu bile eklemeniz mümkün. Önemli ve yeni bilgi ise şu: Uykusuz geçen gecelerin size zarar verebilmesi için aylara, yıllara ihtiyaç yok. Sadece birkaç gece uykusuz kalmanız bile beyninize fiziksel ve yapısal zararlar verebiliyor. Bu zararlar da sizin yeme davranışlarınızı bozuyor, iltihabi süreçleri tetikliyor, stresinizi arttırıyor, depresyona, unutkanlığa zemin hazırlıyor. Kısacası, uykusuzluk mühim bir mesele. Ciddiye almanızda fayda var.

KALICI STRES YAĞ HÜCRESİ ÜRETİYOR

STRES kanda kortizol seviyesini arttırıyor. Kortizol ise sadece insülin direncini tetiklemiyor. Bazı hücrelerin yağ hücrelerine dönüşmesine, neticede de doğrudan yağlanmaya yol açıyor. Dolayısıyla stres sadece iştahı açtığı, fazla yedirdiği, insülin direncini tetiklediği için değil, oluşturduğu yeni yağ hücreleri nedeniyle de kilo aldırabiliyor. Veriler kortizolün böyle bir etki gösterebilmesi için strese maruz kalma süresinin önemli olduğunun da altını çiziyor. Gün içindeki geçici streslerin değil de kalıcı/uzun süreli (mesela gün boyu devam eden) streslerin etkili olduğu anlaşılıyor. Araştırma laboratuvar ortamında fareler üzerinde yapılmış ama beklenti bu bulguların insanlar üzerinde de geçerli olabileceği yönünde.