Prof. Dr. Alimgil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göz bebeğinin  arkasında yer alan göz merceğinin doğuştan ya da yaşlanma sonucu şeffaflığını  kaybetmesi olarak tanımlanan kataraktın, en yaygın göz hastalıkları arasında yer  aldığını belirtti.

Hastalığın, tedavi edilmediği takdirde çok ciddi sorunlar  oluşturabileceğini ancak çok basit cerrahi müdahalelerle çözüme kavuştuğunu  aktaran Alimgil, doğum kaynaklı kataraktın zararlarına dikkati çekti.

Doğuştan kataraktın, çok ciddi ve tehlikeli bir durum olduğunu, bazen  annenin hamilelik sırasında geçirdiği hastalıklara, aldığı ilaçlara bağlı olarak  bebeklerde katarakt oluşabileceğini dile getiren Alimgil, "Görme gelişimini  olumsuz etkileyebilecek düzeyde olanların en kısa sürede ameliyat edilmeleri  gerekir. Zaman geçirilir ise ileride düzeltilmesi mümkün olmayacak göz  tembellikleri kaçınılmazdır." diye konuştu.

Prof. Dr. Alimgil, "Dünya Sağlık Örgütü'ne göre katarakt, yüzde 51 ile  dünyadaki körlük ve görme bozukluğunun önde gelen nedenleri arasında yer alıyor.  Öyle ki 2020'de 40 milyon insanın katarakt nedeniyle kör olacağı tahmin ediliyor.  Yine Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Türkiye'deki körlük nedenlerinin ise yüzde 50'si  katarakt hastalığından kaynaklanıyor. Kırılma hatalarından sonra görme  bozukluğunun ikinci önde gelen nedeni de yüzde 33 ile yine katarakt." şeklinde  konuştu.

 "Katarakt ameliyatı teknolojisinde oldukça gelişmiş bir noktadayız"

Şeker hastalığının da katarakt için bir risk faktörü oluşturduğunu  vurgulayan Alimgil, "Şeker hastalığı olanlarda daha erken ve hızlı katarakt  gelişir. Kortizon kullanımı ve bazı metabolik hastalıklar da kataraktın ortaya  çıkmasını hızlandırır. Hastalık yüzde 90 oranında  yaşa bağlı olarak gelişir  ancak katarakt; sistemik hastalıklar, göz rahatsızlıkları, ilaç kullanımı ya da  travmalar sonucunda da oluşabilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Alimgil, gelişen teknoloji sayesinde operasyonların mümkün  olduğunca hızlı gerçekleştiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Katarakt ameliyatı teknolojisinde oldukça gelişmiş bir noktadayız.  Göze hiç zarar vermeden neredeyse sıfır komplikasyonla sorunu çözebiliyoruz.  Operasyon 15 ila 20 dakika kadar sürüyor ve sonrasında hasta 3 ila 4 hafta kadar  göz damlası tedavisi görüyor. Bu operasyonda esas önemli olan kataraktı almak  değil, hastanın görmesi için gözün içine mercek yerleştirmektir. Katarakt  rahatsızlığıyla başvuran hastalara ihtiyaçlarına göre uygulama yapıyoruz. Bu  multi lensler ışığı üçe böler. Kişinin şikayetlerinin hepsinde belli oranda  iyileşme sağlanır."

Bu belirtilere dikkat

Göz Hastalıkları ve Göz Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Levent Alimgil,  hastalığın ilk evrelerinde çok net belirtiler göstermediğini ama zamanla göz  merceğinde oluşan bulanıklaşmayla her geçen gün şikayetlerin daha çok arttığını  söyledi.

 "Uzağı ve yakını görememek, ışık hassasiyeti, bulanık görme, göz  yorgunluğu, baş ağrısı, güneşli günlerde oluşan görme bozuklukları ve sık gözlük  numarası değişimi hastalığın belirtileri arasındadır." diyen Alimgil, sözlerini  şöyle tamamladı:

"Katarakttan korunmak için yeni doğanlarda ilk 6 aydan sonra mutlaka  göz muayenesi yaptırılması, ilerleyen dönemde ve yetişkinlerde sağlıklı beslenme,  şeker hastalığının kontrol altında tutulması ve sigara kullanımının  sonlandırılması çok önemli. Hastalığa yakalanma risklerini sağlıklı bir yaşam ve  düzenli kontrollerle minimuma indirmek de mümkün."