Türk düşmanı ELAM örgütü, 15 Kasım’da sınırlarımızda yaptığı protesto eyleminde bayrağımızı yaktı Türkiye-KKTC düşmanı sloganlar attı…
Daha önce bayrağımızın çalınması olayında önce sessiz kalan, daha sonra ise uyduruk bir senaryo ile kendisinden özür dilendiğini ve bayrağımızın iade edildiğini açıklayarak olayı kapatmaya çalışan Akıncı, seçimler de yaklaştığı için bu kez saldırıyı kınadı.
KKTC’den gelen tepkiler yetersiz kaldığı için, Rum derin devletinin kontrolündeki bu türden saldırılar giderek yoğunlaşmaktadır…
Güneye geçen Türklere ve araçlarına saldırılmaktadır…Türk düşmanı etkinlikler ve bayrağımıza yönelik saldırılar artmaktadır…
Bunlara anında sert tepki göstermediğimiz içindir ki giderek şımarmaktadırlar..
EOKA TÖRENLERİNE SESSİZ KALINDI
Bakın, geçtiğimiz 1 Nisan’da eli kanlı faşist terör örgütü EOKA’nın 64. Kuruluş yıldönümü, Yunan bayraklarının dalgalandırıldığı törenlerle kutlandı .
Katil Grivas’ın ve EOKA’cıların heykelleri önünde anma törenleri yapıldı, mezarları ziyaret edildi, Tüm kiliselerde ayinler yapıldı. Anastasiadis, Rum Bakanlar, parti liderleri ve AKEL yöneticilerinin katılımıyla Başpiskoposun yönettiği dini ayin yapıldı
EOKA Dernekleri Federasyonu ve Rum Eğitim Bakanlığı ise, Lefkoşa’nın en büyük stadyumunda, okulların katıldığı resmi geçit ve kutlama törenleri düzenledi.
Öğrenciler, ellerinde Yunan bayrakları, göğüslerinde mavi-beyaz flamalar ve Yunan milli marşları eşliğinde yürüyüş yaptı, EOKA’cıların ENOSİS mücadelesini anlatan tiyatrolar sergilendi…EOKA’yı öven ve Türklere kin kusan şiirler okundu…
1 Nisan sabahı 21 pare top atışı yapıldı…Güney Kıbrıs mavi-beyaz Yunan bayrakları ile süslendi…
Bu etkinliklerde “En iyi Türk Ölü Türktür, Kıbrıs Helendir, Helen Kalacaktır, Yunanistan-Kıbrıs-Enosis, Yunanistan bizi de ört, Yaşasın Enosis” sloganları atıldı.
Başpiskopos Hrisostomos ise “1955-59 mücadelesini, Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesi hedefini yeniden gündeme getirelim…Halkımızın 1955’den beri arzu ettiği, ancak maalesef Zürih ve Londra Anlaşmaları nedeniyle başaramadığını başarmak için tek yumruk olalım…” şeklinde konuştu…
İşte Rumlar ellerine kardeş kanı bulaşmış, Türk Halkına soykırım uygulamış bu katil-faşist örgütün kuruluşunu solcusu-sağcısı-futbolcusu ile bu milli bilinçle kutladı..
Genç nesillerinin milli bilincini bu şekilde oluşturuyorlar, onlara Türklere karşı mücadele azmi aşılıyorlar.
Bunu, Kilise tarafından yönetilen milli eğitimin bir amacı ve milli hedefi olarak yapıyorlar.
Hem de, EOKA 1955-1959 döneminde 400 Rum’u ve 1971-1974 arasında ve darbede 2000 Rumu katletmesine karşın…
Hem de, 1963-1974 döneminde 400 civarında Türkü gözlerini kırpmadan öldürüp kör kuyulara atan eli kanlı bir cinayet örgütü olmasına karşın..
Hem de 1974’de, katledeceği 10 bin AKEL’cinin listesini hazırladığı bilinmesine karşın …
Hem de Ayvasıl, Taşkent, Atlılar, Muratağa, Sandallar, Alemünyo, Baf ve diğer birçok bölgede, 3 aylık bebeklerden 90’lık dedelere kadar 500’e yakın Türk’ü katledip toplu mezarlara gömmesine karşın…
Dolayısıyla ELAM’ın bayrağımızı yakması şaşılacak bir olay değildir….
Eğer KKTC devleti, Meclisi, partileri, dernekleri ve CB Akıncı hep birlikte Nisan ayındaki EOKA kutlamasına büyük tepki gösterseydi, BM ve AB’a şikayet etseydi, bugün bayrağımızın yakılması olmayabilirdi…
Ne ki tam aksi yapılarak bu düşmanlığa göz yumulmuş, üstüne gençlerimize “Kıbrıslılık” kimliği aşılamak için Rumlarla ortak yaz kampları, iki toplumlu temaslar vb.organize edilmeye devam edilmiştir

“KIBRISLILIK” SAFSATASI AŞILANIYOR

Eğitimimiz MİLLİ olmaktan çıkarıldı.
Eğitim, milli bilincini yitirmiş, mankurtlaşmış, beyni yıkanmış, Rum sevici, işbirlikci öğretmen sendikalarının kontrolüne terk edildiği için okullarda, medyada, gazetelerde, sosyal faaliyetlerde, Türklük bilinci yerine uyduruk “Kıbrıslılık” bilinci aşılanıyor..
Güney’de Eğitim Bakanlığı EOKA dernekleri ile işbirliği halinde EOKA kuruluş törenleri programını yaparken, KKTC’de ise beyni yıkanarak mankurtlaştırılanlar, milli direniş örgütümüz TMT’yi ve TMT’cileri genç nesillere faşist, katil ve düşman olarak anlatıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, TMT Mücahitler Derneği ile bir kutlama organizasyonu yapacak olsa kıyameti koparıyorlar…
Rum tarih kitapları Rum gençliğine Yunanistan sevgisi, HELEN olma gururu, Yunan bayrağı aşkı, Türk düşmanlığı aşılarken, bizim tarih kitaplarımız AB parası ile milli içeriğinden temizlendi, Atatürk, bayrak, vatan, KKTC, Türkiye sevgisi, Türk olma gururu ve soylu milli mücadelemiz kitaplardan temizlendi...
Gençlerimiz Türkiye –KKTC düşmanı, Türklüğünden utanan, “Kıbrıslılığı” ile övünen milli bilinçten yoksun mankurtlar olarak yetiştiriliyor ve Rumlarla emperyalist güçlerin her türlü ideolojik – sosyolojik-psikolojik saldırısına açık ve savunmasız hale getiriliyorlar
AKINCI BAŞ ROLDE
Bu mankurtlaştırma operasyonunda ne yazık ki Akıncı ve destekçileri başroldedir…
Tarih kitaplarımızın milli mücadeleden temizlenmesinde başrolde görev alan kişiyi danışmanı yaptığı yetmezmiş gibi, Cumhurbaşkanlığı içinde oluşturduğu “iki toplumlu Eğitim Teknik Komitesi himayesinde gerçekleştirilen “Imagine” programı çerçevesinde, son 2 yılda, 6-18 yaşında 3 bin 500 çocuğu organize şekilde Ledra Palas’ta temasa geçirmiştir.
Rum basını bu mankurtlaştırma harekatını “Öğrenciler Barikatları ‘Yıkıyor’” başlığı ile duyurmuştur..
Devletin, milletin, gelecek kuşakların ve milli mücadelenin kuyusunu kazmak, kendi ayağımıza kurşun sıkmak, sinsi sinsi devletin ve milletin altını oymak bu değilse nedir?
Rum gençleri EOKA , ENOSİS, Yunan bayrağı, HELENİZM , ORTODOKSLUK sevgisi ve coşkusu ile ve Türk düşmanlığı ile yetiştirilirken, gençlerimizi Türk milli kimliğinden koparmak, onlara uyduruk “Kıbrıslılık” kimliği yüklemek, Türkiye –KKTC –Türklük nefreti ve Rum sevgisi aşılamak, onları mankurtlaştırmak; gençliğimizi her türlü psikolojik saldırıya karşı savunmasız bırakmaktır.
Bu, Türk Ulusuna yapılacak en büyük ihanettir…
Bu mankurtlaştırma operasyonunu durdurmak, eğitime yeniden milli nitelik kazandırmak, tarih kitaplarını yeniden milli bilinçle yazdırmak, gençleri milli bilinçle yetiştirmek en birinci görevdir…
Devamla, Rumların saldırganlıkları karşısında ciddi siyasi tepki göstermek, BM ve AB’a şikayetlerde bulunmak, bu zihniyetle görüşmelere son vermek, federasyon rüyasından vazgeçmek, saldırganlar hakkında tutuklama kararları çıkartmak şarttır…
Bunlar yapılmazsa şimdi bayrağımızı yakan ELAM’cılar, yarın sınırlarımızı aşmaya da, Güney’de yakaladığı her Türkü linç etmeye de kalkacaktır.