Reçete.

Hastanın ihtiyacı.

Doktorun mesleki namusu.

Eczacıya giden mahrem mektup.

Altı üstü bir kağıt parçası.

Doktorun bilgisinin ve hastasına gösterdiği ilginin vücut bulduğu bir kağıt ise bu, paha biçilemez oluyor aslında.

Gözü gibi saklar hasta.

Sağlıklı olmasının formülü o kağıtta yazılıdır.

Resmi belge niteliğindedir, yeri gelir mahkemelere delil olur…

Bizde nasıl peki?

Kopar kağıdı, olsun reçete!

Post-it de reçete, peçete de reçete!

Çünkü burası, KKTC!

Bu ülkede üç reçete değerlidir değerli okurlar.

Biri kamu hekimlerinin reçetesi.

Kağıdı para etmez.

Ama içeriği itibari ile kutsal kağıtlar kadar değerlidirler.

Kurul ilaçları yazılır bu kağıtlara, ayet ayet adeta!

Sadece ama sadece kamu hekimleri yazar, ilah gibi adeta!

Bu yüzden, o reçeteye ulaşmanın tek yolu vardır,

Devlet hastanesi mabedlerine gidip,

El pençe divan durmak beyaz önlüklü ilahların önünde!

Diğeri Sosyal Sigortalar reçetesi.

Kağıdı para eder.

Koçanı 20 Türk Lirası, tanesi 40 Kuruş!

Hastaların bir umudu,

Serbest çalışan hekimlerin tek kozu!

Yazımı kolay, alımı kolay,

Hediyesi 10 Türk Lirası!

Ve sıkı durun değerli okurlar…

Reçetelerin kralı geliyor!

Yeşil reçete!

Xanax’ın kapısını aralayan o meşhur reçete!

Ulaşması biraz daha zor, ama sorun değil.

Çarklar burada da dönüyor.

Ama biraz karaborsa.

Kalemi kıpırdatmak zor oluyor açıkçası,

En son öğrendim ki, hediyesi 500 Türk Lirası!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899