Evrim Kamalı

Kıbrıs Manşet Özel Haber

Güzelyurt- Lefke anayolu üzerinde meydana gelen ölümlü trafik kazası meselesi ile ilgili olarak yargılanan araç sürücüsü Hasan Mehmet Yılmaz’ın aleyhindeki karar bugün açıklandı.

Kaza, 26 Eylül 2021 tarihinde saat 00.05 raddelerinde Güzelyurt-Lefke Anayolu Cengiz Topel Hastahane Kavşağı üzerinde Güzelyurt istikametine doğru seyrettiği sırada yönetimindeki NH 233 plakalı Toyota marka salon araç sürücüsünün aşırı sürat ve dikkatsizliği sonucu o esnada yolun kuzey kısmından güney kısmına doğru yaya olarak geçmeye çalışan Lefke’de sakin Abdullah Keskin’e (E-22 TC Öğrenci) aracının sol ön kısmı ile çarpıp yaklaşık 29 metre ileriye doğru savrularak yaşamını yitirmesine neden olmuştu.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Şerife Kâtip ve Yargıç Murat Soytaç’ın huzurunda görüşülen karar duruşmasında sanığın aleyhindeki kararı Soytaç açıkladı. Soytaç, Sanığın mahkum olduğu davalar arasında en ağır suç Fasıl 154 madde 210(2) tahtında tedbirsizlik ve dikkatsiz bir fiil neticesi başka bir şahsın ölümüne neden olma suçu olup 7 yıla kadar hapislik cezası veya para cezası veya her iki ceza ile birden cezalandırılabileceğinin düzenlendiğini belirtti. Soytaç, ülkemizde trafik kazalarının meydana gelme sıklığı, bu trafik kazalarına neden olan etkenlerden alkol tüketimi, sürat ve dikkatsizlik ile trafik kazaları neticesinde meydana gelen ölümlerin artışı dikkate alındığında Mahkemeler tarafından bu tür suçlara ciddiyetle yaklaşılması gerektiğinin aşikâr olduğuna değindi.

Soytaç, özetle şunları kaydetti: “Ülkemizdeki  motorlu araçların bir düzen içerisinde seyretmesini sağlayan yollarımızın alt yapısının yetersiz olmasına rağmen, önümüze gelen davalardan trafik kazalarının önemli bir bölümünün, araç sürüşünü önemli surette etkileyen dikkatsizce ve süratli bir şekilde araç kullanımından meydana geldiğini müşahede etmekteyiz. Trafik kazaları neticesinde birçok kimse anne ve babalarını, çocuklarını, eş ve dostlarını trafiğe kurban vermekte ve ömürleri boyunca yakınlarının eksikliğini ve üzüntüsünü yaşamaktadırlar. Bu tür suç işleyen kişilere karşı ibret verici ve kamu menfaatini ön planda tutan cezalar verilmesine rağmen önüne geçilemediği ve artma eğiliminde olduğunu gözlemlemekteyiz. Buna rağmen Yüksek Mahkemenin birçok kararda vurgulamış olduğu üzere insan yaşamının sona erdiği bu tür ciddi ve vahim trafik suçlarında verilecek cezayı tespit ederken sanığın ıslahından çok kamu menfaati ön plana çıkarılarak bu tip kazaların önlenmesini sağlayacak, kişileri daha dikkatli ve kurallara uyarak araç kullanmaya yöneltecek, ibret verici cezaların verilmesi gerekmektedir.”

İddia makamı tarafından aktarılan olgulardan anlaşılıyor ki kaza gece saat 00:05 raddelerinde meydana gelmiştir. Kaza mahallinde hava açık, yol kuru, görüş mesafesi ise takriben 50 metre civarındadır. Bölgede hız tahdidi 65 km olup aydınlatma mevcut olmasına rağmen yeterli değildi. 65 km hız tahdidi olan ve Cengiz Topel Hastanesi'ne dönen kavşağa süratli bir şekilde girerek yola atılan müteveffaya çarpmıştır. Gece geç saatlerde araç başına geçen sanık aydınlatmanın yeterli olmadığını dikkate alarak yola olan dikkatini artırıp süratini indirmesi gerekmekteydi. Sanığın karıştığı kaza mahallinin araç ve yaya trafiğinin yoğun olduğu meskun mahalde gerçekleştiğini de hatırlatmakta yarar vardır. Tüm bu değerlendirmelerimizin sanığa verilecek cezayı ağırlaştıracağını belirtmek isteriz. Murat Soytaç, müteveffanın kazanın öncesinde eğlenmek maksadıyla bara eğlenmeye gittiğini, orada karıştığı bir kavga neticesinde tedavi görmek için hastaneye ardından konuyu polisin bilgisine getirmek için polise gitmek maksadıyla yolu karşıya geçerken kazanın gerçekleştiğini belirtti.  Soytaç, müteveffanın kanında % 86 mililitre etil alkol tespit edildiğini ve ruh hali itibariyle gergin, endişeli veya korkmuş olmasının da hayatın olağan akışı içerisinde olası olduğuna değindi.

Soytaç, şöyle devam etti: “Gecenin geç saatlerinde alkollü bir vaziyette, gergin, endişeli ve korkmuş olduğunu kabul ettiğimizde müteveffanın yolu karşıdan karşıya geçtiği sırada dikkatinin azaldığını ve yoldaki araçlara yeterince dikkatini veremediğini kabul etmek yanlış bir tespit olmayacaktır. Bu da müteveffanın kazanın gerçekleşmesine katkısı olduğunu göstermektedir ki sanığa verilecek cezanın indirilmesini gerektirmektedir. Müteveffanın içinde bulunduğu koşullar ve ruh hali bu durumdayken yolu karşıdan karşıya geçtiği sırada üzerinde koyu renkli kıyafetler giymekte olduğunu görmekteyiz. Keza olgulara göre kazanın gerçekleştiği sırada sokak aydınlatması mevcut olmasına rağmen yeterli miktarda değildi. Kazanın ardından polis tarafından çekilen olay yerine ait fotoğraflardan kaza mahallinin çok karanlık olduğunu görmekteyiz. Elbette çekilen bu fotoğraflar olay yerindeki aydınlatmaya ilişkin net bir tespitte bulunmamız açısından yeterli olması dahi aydınlatmanın yeterli olmadığını göstermesi açısından önemlidir. Huzurumuzdaki emarelerden ve fotoğraf albümünde gördüğümüz kadarıyla kazanın gerçekleştiği mahal meskûn mahal olduğunu gibi uzun yıllar Güzelyurt - Lefke anayolu olarak hizmet vermiş trafik akışının her daim olduğu bir bölgedir.

Kararımız da belirtmiş olduğumuz üzere kazanın gerçekleştiği nokta bölgedeki tek devlet Hastanesine dönüşün olduğu kavşağın hemen öncesidir. Böyle önemli ve trafik akışının gece de devam ettiği bir kavşakta gece aydınlatmasının yeterli olmamasının atında yatan sebepleri anlayabilmiş değiliz. Huzurumuzdaki meselede yolun gece vakti aydınlatılmamış olması kazanın gerçekleşmesinde önemli bir etken olduğu çok açıktır. Keza sanık avukatının belirtmiş olduğu üzere kazanın ardından bölgede aydınlatma gerçekleştirilmiş ve bu yönde adım atılmıştır. Temennimiz bu ve benzeri yollarda başka kimseler zarar görmeden bir an önce aydınlatmanın arzu edilen standartlara getirilmesi yönündedir. Buna göre aydınlatmanın yeterli olmadığı bir mahalde müteveffanın üzerinde koyu renkli kıyafet bulunması sanığın müteveffayı görmesini zorlaştırmıştır. Bu da kaza mahallinde kazanın gerçekleşmesine etken iki önemli faktör olarak karşımıza çıkmakta olup ceza takdirinde sanık lehinde değerlendirmeyi uygun buluruz.

Yine olgulardan ve emare 8’den görüyoruz ki müteveffa ani bir şekilde yola atılmış ve sanık kendisine çarpmıştır. Araç ile ilgili hasarı gösteren fotoğrafta da darbenin yandan alındığı görülmektedir ki müteveffanın ani bir şekilde yola atıldığını göstermektedir. Vaktin gece ve aydınlatmanın yetersiz olduğu düşünüldüğünde müteveffanın bu hareketi kazanın oluşumuna etken olup ceza takdirinde sanık lehinde değerlendiririz.

Sanığın lehine ve aleyhine olan tüm hususlara değinen Soytaç, sanığa 1.davadan ağır ihmal derecesine varmayan tedbirsizlik ile ölüme sebebiyet vermekten 18 ay hapis cezasına mahkûm ettiklerini belirtti.