PCR testleri mahkemelik oldu!

Dün ülkemizle ilgili çok ilginç ve önemli bir gelişme oldu.

PCR Testleri yargıya taşındı.

Davacı, Sayın Avukat Seda Akgül idi.

Davalılar ise, KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Sağlık Bakanlığı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi idi.

Davanın konusu, açık işletmelerde 15 günde bir yapılan PCR testlerinin iptaline yönelikti. Temelde de bir hak ihlalinin ve/veya davacıyı mağdur etmekte olduğu savunuldu.

Dava ile ilgili en önemli iddia ve beyanı ise dava dosyasından aynen paylaşalım:

‘’Süreç içerisinde yapılan çalışmalar ve/veya tıbbi çalışmalar ve/veya gözlemler neticesinde PCR olarak adlandırılan test kitlerinin kullanılması doğru değildir ve/veya hatalıdır. Davalıların bu konudaki kararlarının ayrıca yasal hiçbir zemini de yoktur.’’

‘’Davacı iddia ve beyan eder ki, PCR test kitleri ile Covid-19 virüsünün tespit edileceğine ve/veya edilmesi gerektiğine dair yasal herhangi bir zorunluluk yoktur ve/veya PCR testinin uygulanacağına ve/veya uygulanmasının zorunlu olacağına dair icbar mümkün değildir ve yasada da düzenlenmiş değildir. Her halukarda 45/2018 sayılı yasaya göre bir kimsenin muayene edilebilmesi için Mahkeme emri dahi aranmaktadır.’’

‘’Davacı iddia ve beyan eder ki, 45/2018 sayılı yasa muayene edilmek hususunda zorunluluk getirmemektedir. Dolayısı ile PCR testleri ile sağlıklı olup olunmadığına dair muayene işlemi zorlanamaz ve/veya zorunlu olarak PCR testleri yapmak hususunda icbar edinilemez. Dolayısı ile Davalıların müştereken ve/veya münferiden PCR testleri ile hastalığın ve/veya Covid-19 virüsünün tespit edilmesi için muayene maksatlı PCR testi yapılmasına dair almış oldukları kararlar hatalıdır.’’

Bu konular ülkemiz adına bir ilk olabilir ama dünyada ilk değil. PCR Testleri ile ilgili davalar, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Portekiz gibi birçok ülkelerde de görüldü ve görülmeye de devam ediyor.

Pandemi uzadıkça, mutasyonların çoğu istenmeyen mutasyonlar oldukça, PCR testleri, hızlı antijen testleri gibi konular şiddetle ön plana çıkarılırken, antikor testleri kenara atıldıkça, Covid-19 haricindeki gripal enfeksiyonların ya da viral diğer enfeksiyonların neden görülmediği sorgulandıkça, hastanedeki ölümlerin altında yatan nedenlerle ilgili otopsi sonuçları çıktıkça, aşı firmaları birbirleri ile yarışabilmek adına kendileri ile çelişen açıklamalara devam ettikçe, dünyada sağlık otoritelerinden birilerinin dediklerinin tersini bir diğer sağlık otoritesi söyler hale geldiyse,  haklı olarak insanlığın aklında da soru işaretleri artmaya başlıyor.

Pandemi ile ilgili soru işaretleri de arttıkça, birey ve topluluklar bazında hukuki süreçler de başlatılıyor.

Bu süreçler, toplumun uyanışı, baş kaldırışı, çaresizliğine çıkış yolu arayışı gibi tanımlanabilir.

Ülkemize döndüğümüzde, PCR testlerinin süreci irdelendiğinde, bu işlerin perde arkasında hangi isimlerin ve firmaların olduğu detaylandırıldığında, sürpriz sonuçlara gebe bir mahkeme sürecinin başladığı kesindir!

Sayın Arıklı’nın haftalarca zayıf pozitifliği hatırlandığında, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin 6 çalışanının doğrulama testinde PCR testleri bir anda pozitiften negatife döndüğü hatırlanırsa, PCR testlerinin döngü sayıları tartışmaları hatırlanırsa, PCR testlerindeki sonuçlara göre insanlarımızın özgürlüklerinin kısıtlandığı hatırlanırsa, dava oldukça ses getireceğe benziyor.

Dolayısıyla bu dava, içeriği ile ülkemizdeki pandeminin yönetimini ciddi anlamda değiştirebilecek potansiyele de sahip görünüyor.

O zaman hepimizin bu davayı dikkatli takip etmesinde fayda olacaktır.

Bu dava üzerinden birçok polemik de yapılacaktır.

İdeali, konuyu soğukkanlılıkla ve tarafsız ele alarak, bilimden destek alırken bilimin sorgulayıcı özelliğinden de faydalanarak irdelemektir.

Mahkeme ile ilgili zaten hiçbir şüphemiz yoktur!

Zaten bağımsızdır!

İletişim: 0542-8529899