Çevre temizliği…

Her yıl, birkaç defa yapıyoruz.

Kirlenen bir bölge seçip, elimize eldivenleri giyip, dolduruyoruz poşetlere.

Karşı mıyım?

Hayır.

İşe yarıyor mu?

Bence hayır.

Önce temizlemenin ne anlama geldiğini herkes kadar bildiğimi belirtmeliyim.

Toplumumuza, fertlere temizlik bilincini aşılamak.

Kendi yaşadığımız bölgeye ve coğrafyaya sahip çıkarak, daha yaşanası bir yer haline getirmek, çevremizi korumak.

Şimdi genel tabloya bir bakalım.

Temizleyen kim?

Duyarlı insanlar, çevre ve sivil toplum örgütleri…

Kirleten kim?

Onlar değil.

Peki temiz kalacak mı?

Hayır!

Çünkü temizleyenler zaten kirletmiyorlar…

Kirleten kim?

Temizlemeyenler!

Çevre bilincinden nasiplerini almayan, anti sosyal eğilimli, vurdumduymaz kişiler.

O halde?

Yine kirlenecek…

Temizle, kirletsin, temizle, kirletsin döngüsünden kurtulamıyoruz…

Bu kısırdöngü başka nelere benziyor mesela?

Çocuğunun ev ödevine yardım etmek yerine, ev ödevini yapan ebeveyn konumuna düşürüyoruz kendimizi.

Ya da, yemeği çocuğunun ağzına sokan, sabah kalkınca çocuğunun yatağını düzelten, dağınık oyuncaklarını toplayan ebeveynler gibi oluyoruz…

Seyir halindeki arabasının camından çöp poşetini fırlatanlar gördüğümüzde yaşadığımız hayal kırıklığını düşünelim…

Ya da, bin bir güçlükle topladığınız sigara izmaritlerinin yerine daha bir gün bile geçmeden yenilerinin geldiğini…

Moraliniz bozulmaz, canınız sıkılmaz mı?

Bireylerini bilinçlendiremediğimiz bir toplumda, çevreci geçinip poşetle çöp toplamak biraz sırıtıyor uzun lafın kısası…

Ne mi lazım?

Okul öncesinden başlayarak, devlet ve özel okullara, uygulamalı çevre bilinci müfredatı lazım.

Çevreyi kirletenlerin gözünün yaşına bakmamak, cezasını oracıkta kesmek lazım.

Çevreyi temizleme cezasını, çevreyi kirletenlere vermek lazım!

Çevreyi korumanın ve temiz tutmanın , bireylerden başlayıp devlette bittiğini hepimizin görmesi lazım.

Hadi, kısır bir döngü de olsa, halk bir şekilde çevre temizliğine katkıda bulundu diyelim.

Peki ya devlet?

Teknecik’in bacası,

Taş ocakları,

Kontrolsüz tarım ilaçları,

Çöpe giden tıbbi atıklar.

Denize akan kanalizasyonlar…

Yaşadığımız coğrafyanın kirletilmesine ses çıkarmayan devlet…

Onları da mı halk temizleyecek?

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899