Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Son bir yıldır yaşananlar ve özellikle de kapanma dönemleri ülke insanını fazlasıyla bunalttı…

Ancak kapanma konusunda kafamıza takılan konular var!

Biz son iki haftadır açıldıkça açılıyoruz…

Hem de vaka sayılarının yüksek olmasına rağmen!

Tabi ki yüksek derken ülke şartlarını göz önünde bulunduruyoruz…

Türkiye ve diğer ülkelerde durum içler acısı, en azından günlük 50 civarındaki vaka sayısına bile artık dua eder hale geldik!

Yeter ki daha artasın da böyle kalsın…

Burada soru şudur;

Aylarca kapalı kaldık…

Vaka sayıları arttıkça biz açılıyoruz!

Bunu Bakan Üstel de kabul ediyor ama diyor ki;

Endişelenecek bir durum yoktur…

Umarız da öyledir!

Ama bunun bilimsel bir açıklaması varsa bunu bilmek vatandaşın da hakkıdır…

Anlaşılan odur ki bir üçüncü kapanmaya omlaşacaktır…

Hatta üçüncü bir kapanmayı tamamen bitme tükenme olarak nitelendiren bakanlar bile var!

Geçenlerde bir bakan arkadaş açık ve net bir şekilde söyledi;

Artık kapanma söz konusu bile değildir…

Bu nasıl olacak diye sorduğumuzda da cevabı gayet netti;

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir…

Önce kulaklarımıza inanamadık ama teyit edince de içimiz şöyle bir ürperdi!

Belli ki bundan sonra bu ülkede öncelik sağlık filan değildir…

İbre tamamen ekonomik duruma yönelmiştir!

Yeni bir kapanma belki de ekonomik yönden bir intihar olarak görüldüğünden, bizim yönetim belki de bir miktar insanımızın salgından ölmesini bile artık göz önüne almıştır…

Çarşıda para dönsün ama ölen ölsün kalan sağlar bizimle kalsın!

Yeter ki işletmeler açık kalsın, vergi ödesin, kapanma yaşanmasın…

Bu düşünce çaresizliği ve elden başka bir şey gelmediğinin de sağlıksız bir yansımasıdır!

Bundan böyle demek ki işimiz sadece duaya kalmıştır…

Salgın döneminde en fazla turizmcinin ve turizm emekçilerinin mağdur olduğu malum…

Karantina ücretlerinden aldıkları bir nebze merhem olsa da son bir yılda ülkede turizm tamamen bitmiş tükenmiştir!

Sağlık Bakanlığı son kararında 12 Nisan’dan itibaren kapalı turizmin başlayacağını açıkladı…

Haziran ayında da daha büyük açılımlara gidilecekmiş!

Turizmciler için umut vaat eden bir karar olabilir ama bu konuda da bir takım soru işaretleri var aklımızda…

Pandemi döneminde bize gelse gelse ancak Türkiye’den turist gelir!

Son günlerdeki Türkiye’deki vakaları da çok yakından takip ediyoruz…

Günlük vaka sayısı 40 binlere dayandı!

Ölüm sayıları da yine günlük 150-200 arasında…

Türkiye’de neredeyse tüm iller kırmızıya dayandı!

Hafta sonları artık hem Cumartesi hem de Pazar günleri tam kapanma uygulanıyor…

Durumlar gerçekten vahimdir!

Peki bu şartları yaşayan Türkiye’den bize turist gerçekten gelir mi?

Geldiğini düşünelim…

Gelen ziyaretçi sayısı bizim turizmcileri mutlu edecek sayıya ulaşır mı?

Bir başka konu;

Günde 40 bin vakanın yaşandığı bir ülkeden ülkeye turist gelmesi bizi nasıl olumsuz etkiler…

Ölen ölür, kalan sağlar bizim düşüncesi ile hareket edeceksek, gelsinler başımızın üstünde yerleri vardır!

Ülke kritik bir süreçten geçerken biz hala dizi kavgasına tutuştuk…

Bir Zamanlar Kıbrıs dizisi ülkeyi böldü parçaladı!

Yani normal bir dönemde olsa yiyin birbirinizi diyeceğiz ama bir dizi için bu kadar didişmek bu dönemde yanlıştır, iç barışa zarar vermektedir…

Diziyi beğenenler olduğu gibi beğenmeyenler ve gerçekçi bulmayanlar da olduğuna göre bundan sonra yapılacak tek şey kalmıştır!

Kendi dizini kendin çekeceksin…

Kıbrıs tarihini çok iyi biler bir ekip oluşturup yeni bir dizi çektireceksin!

Zira bu dizide bir takım hatalar yapıldığı da aşikardır…

Bizim elimiz armut toplamadığına göre, hadi bakalım kolay gelsin!

Son bir haftadır bir kadın gece gündüz sürekli arayıp bizim ile görüşmek istediğini söylüyor…

Eşi ile birlikte evsiz ve işsiz kalmışlar, yardım istiyor!

Ama bir önemli şey daha söylüyor;

Kocasıyla geçen yılın sonlarında hırsızlık yapmış çok yakında mahkeme karar verecekmiş…

Kendileri için ne yapabileceğimi sorduğumda da söylediği aynen şöyle;

Biz hırsızlık yaptık ama bir sorun bakalım, niye yaptık!

İşte sözün bittiği bir an daha…

İnsan böyle anlarda resmen kilitleniyor!

Ne söyleyeceğini de bilemiyor…

Aç kalmamak için hırsızlık yapan bir ailenin dramı insanın içini yakıp kavuruyor!

Ama işte elimizden de hiç ama hiçbir şey gelmiyor…

Çaresizlik için bunun için çok kötü!

Hırsızlık yapan bir aileyi tabi ki kimse masum göremez ama yine de ara sıra kendi kendimize sormak gerek…

Toplamda 3 bin TL için hırsızlık yapanlar, sahi bunu neden yapıyor, diye!

Siz hala dizileri tartışmaya devam edin…

Ölen de ölsün kalan sağlar bizim olsun!

MESAJ KUTUSU

Sayın Olgun AMCAOĞLU, bazı özel okulların pandemi döneminde bile fiyatlarını düşürmediği aksine artış bile yapanların olduğu yönünde velilerden sitem dolu şikayetler gelmeye başladı. Elbette kimse onları zorlamıyor ama devlet olarak da muhakkak ki yapabileceğiniz bir şeyler vardır değil mi?

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Net Kent Üniversitesi konusunda bazı sendikalar baskı yapmaya başladı. Bu konuda adınız da sıkça anıldığı için yanlış anlama ve değerlendirmelerin önünü kesmek için küçük de olsa bir açıklama yerinde olacaktır. Maksat kimsenin kafasında bir soru işareti kalmasın…

Sayın Turan BÜYÜKYILMAZ, geçtiğimiz Cuma günü elektrik faturalarının vatandaşa gönderilmesinden hemen sonra dünkü gün borcu olanların şalterlerinin indirilmesi büyük tepkilere neden oldu. Bu konuda hafta sonlarını da hesaba katmak gerek zira halen kuruma gidip vezneye para yatıran çok kişi var…

Sayın Hasan ÖZTAŞ, Geçitkale ve yöre halkı vaka sayılarındaki patlamadan sonra bölgesel kapanma istediklerini belirten mesajlar göndermeye başladı. Bu arada çok sayıda temaslı takibinin de yapılamadığı ve birçoğunun bunu sakladığı iddia ediliyor. Çok gecikmeden önlemleri artırın deriz…

Sayın Naim PINAR, dizi konusunda yaptığınız paylaşım hemen herkesin beğenisini kazandı. Bu nedenle ülkede yaşayan tarihçiler olarak birleşip kendi dizimizi pek ala ki hayata geçirebilirsiniz. Böylelikle tartışmalar son bulacaktır…

Sayın Bülent DİZDARLI, özellikle son günlerdeki hayati değerdeki önerileriniz umarız birileri tarafından dikkate alınıyordur. Biz de vakalar artıkça açılımlar hızlanıyor, ters bir orantı var, vatandaş da şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez bir durumda…Allah herkese akıl fikir versin artık…

Sayın Tuygun TÖRE, Fuat Oktay’a göndermeyi planladığınız mektup daha eline ulaşmadan kamuoyunda büyük bir destek gördü. Bizim siyasilerin korkak tavırları karşısında cesaretle kaleme aldığınız yazı umarız öncelikle bizimkileri artık kış uykusundan uyandırır…

Sayın Ünal ÜSTEL, sizler istediğiniz kadar çağrıda bulunun vatandaş artık Pazar günleri bile dost akraba ile kalabalıklar oluşturup mangal partileri düzenliyor. Madem ki bu konuda denetim yok Pazar günlerini de yasaklar kapsamından kaldırın gitsin ki kendi kendimizi kandırmayalım…

Sayın İrfan GÜNSEL, Lefkoşa’daki PCR test merkezinizin araçlardan inilmeden yapıldığı için vatandaşlar tarafından büyük rağbet görüyor. Umarız devlete de örnek teşkil eder. Bu arada 20 TL’lik zam hizmet olduğu için çok da eleştiri almadı…

Sayın Halil HIZAL, son günlerde maskeler konusunda yapılan komplo teorileri vatandaşı haddinden fazla korkuturken bu konudaki bilgilendirici açıklamanız gayet yerinde oldu, tebrik ederiz. Umarız sağlık üst kurulu da bu konuda bilimsel bir açıklama yapar…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne Yeni Belediye Binası’nın ABD’de bir yarışmada adaylar arasında gösterilmesi hem belediyenin hem de Kıbrıslı Türk mimarların başarısının bir göstergesidir. Emeği geçen herkesi kutlarız…