Geçtiğimiz günlerde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutladık. Bayramın anlam ve önemini belirten konuşma ve beyanları dinledik ve okuduk.

Allah başımızdan eksik etmesin, ülkeyi yönetenler bol keseden atıp salladılar. Kendilerince hem ATATÜRK anıldı hem de GENÇLERİN bayramları coşku ile kutlandı. Her şeyden önce belirteyim ki etrafta gerçek Atatürk’çü bulmak samanlıkta iğne aramaktan daha zor hale geldi. Ülkede Atatürk’çü geçinen yalaka takımı ile Atatürk istismarcısı sahte dinciler (Gerçek dindarları ayrı tutuyorum) işin suyunu çıkardılar. Bu tiplerin amacı Atatürk’çülük ve Atatürk düşmanlığı maskesi altında sağdan soldan rant toplamak.

Gelelim işin Gençlik ve Spor kısmına. “Gençlik gelecektir, Gençlik dinamizmdir” vs. nutukları her dönemde kalıplaşmış bir şekilde ağızlardan dökülüyor. Yani herkes türbine oynuyor.

Ülkesinde ki gençleri siyasi tercihlerine bakarak sınıflandırıp bu sınıflandırmaya göre işe alan bir siyasi anlayış gençliğin geleceğinden söz edemez. Gençliğini siyasi hırsla kapı önüne koyup işsizliğe mahkum eden siyasetçi gençliğin dinamizminden ahkam kesemez. Yanlış eğitim planlaması sayesinde üniversiteli işsizler ordusu yaratan bir idare gençlere verilen değerden hiç ama hiç söz edemez.

Çıkalım sokağa ve gençlere gelecekleri hakkında ne düşündüklerini soralım. Soralım ki oynadığımız türbinlerin boş olduğunu o zaman belki fark ederiz. Beyin göçünün fazlalığından dolayı kendi vatanımızda genç bulmanın, olanaksızlığı eminim bir tokat gibi suratımız da patlar.

Ülke gençliğinin spor konusuna değinmek komedinin bir başka perdesi. Dinamik gençlik yetiştirmenin ana unsurlarından olan ülke

sporumuzun hali zaten yürekler acısı. Plansızlığın dayanılmaz sonuçları her yerde olduğu gibi spor ve kültür konularında da bütün gerçekleri ile karşımızda sırıtmakta.

Her zaman türbinlere oynayan ve oynadığı türbinlerin boş olduğunu asla fark etmeyenler daima olduğu gibi lütfen özel günlerde de susmayı yeğlesinler. Sussunlar ki etrafta hamasi nutuk kirliliği olmasın.

Şu anda seçim arifesindeyiz. Yarışa katılacak siyasi partiler ve tüm adayların “Gelecek” olarak gördükleri genç kuşaklara ne diyecekleri bir merak konusu. Bu konuda arzu ederseniz bir tahminde bulunayım: Bol miktarda ‘çek’ ve ‘cak’ palavraları!!!

Ülke geçliğinin bu hale gelmesinde ben dahil, geçmişte görev yapmış her yöneticinin ve her siyasinin büyük payı var. Şapkamızı önümüze alıp ”Nerede bu ülkenin geçleri” sorusunu kendi kendimize sorup, cevabı aramak zamanı geldi de geçiyor.