Koronavirüs ile ilgili en net bildiklerimiz, hızlı bulaşması ve 60 yaş üzeri ve ek sağlık sorunları olanlarda daha yıkıcı seyretmesi.

Bunların haricinde bilim insanları bir türlü ortak yol bulamadı. Bulacağa da benzemiyor.

Hatta, virüsün insanın alttan gaz çıkarması ile yayıldığını iddia eden İngiltere kaynaklı bilimsel bir çalışma bile çıktı!

Peki nasıl korunacağız?

Bilim Konseyi Başkanı Sayın Sibel Siber aslında harika özetledi.

Buna da ELMAS kuralı dedi.

EL yıkama,

MAske,

meSafe!

Bu toplumu ilgilendiren yönü.

Peki devlet, yani Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiren yönü nedir?

Vaka tespit ve takibi.

Bu nasıl oluyor?

Testlerle.

Malumunuz, son günlerde Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı test rakamlarında çok belirgin bir düşüş mevcut. Belli ki testler çabuk bitiyor.

Ancak test dağılımlarını bilemiyoruz.

Israrla açıklanmıyor.

Kaçı bağışıklığımızı tespit eden hızlı test, kaçı virüsü tespit eden PCR testi, bilemiyoruz.

Bilsek de bilmesek de, sonuçlar haftalardır hep negatif çıkıyor.

İşte bu negatiflik de beni biraz endişelendiriyor.

Aslında aynı konu, Sayın Sağlık Bakan’ımızı da endişelendiriyor, hatta korkutuyor olabilir. Bunu farklı yollardan kendileri de dile getirdi. Sonbahar korkulu rüyası haline geldi.

Neden?

Çünkü virüsle kontrollü bir şekilde karşılaşamadık. Bir kapandık. Tam kapandık, gereğinden çok uzun kapandık bence.

Sonuçta da virüsle kontrollü karşılaşarak toplumsal bağışıklık geliştirme şansını yakalayamadık.

Geriye iki seçeneğimiz kaldı.

Biri mutasyon.

Diğeri aşı.

Diğer türlü, virüs bu adada tekrar yayılmaya başladığında ya yeniden aynı kapanma sürecini bir kez daha yaşamak zorunda kalacağız ya da hiç istemediğimiz üzücü sonuçlarla karşılaşacağız.

Testlerle önümüzü görebilir miyiz peki?

Bir yere kadar, ama görürüz.

Toplumsal bağışıklık oranını belirleyebiliriz.

Bağışıklığımızın yeterli olup olmadığı tespitini yapabiliriz.

Açılımın hızını, test sonuçlarına göre ayarlayabiliriz.

Koronavirüs’ün Kıbrıs Türk toplumunun geninde ne kadar yıkıcı güce sahip olup olmadığı konusunda dolaylı bilgiler edinmiş oluruz.

İşte bu yüzden, Sayın Sağlık Bakanı ve Koronavirüs testlerine müdahale eden bazı zihniyetler inatlarını kırıp veya gurur meselesi yapmayı bırakıp, test tekeline bir an önce son vermelidir.

Halkımızın gerekirse parasıyla test yaptırma taleplerine kulak tıkamamalıdır.

Testlerin uygun görülen tüm laboratuvarlarda yapılabilmesinin önü açılmalı, sonuçlar yine Sağlık Bakanlığı onayı ile paylaşılmalıdır.

Özetle;

Pozitif test sonuçlarından ziyade, sürekli tekrarlayan negatif test sonuçlarından korkulmalıdır!

Çünkü;

Koronavirüs de tıpkı diğer virüsler gibi, bu dünyadan yok olmayacak.

Bir şekilde bu virüsle karşılaşacağız.

Toplumun en az %60’ı veya her üç kişiden ikisi Koronavirüs ile karşılaşmadığı sürece köşe kapmaca oynamaya devam edeceğiz.

Ya da, nefesi sağlam bir muhterem bularak, sağına Sayın Başbakan’ı, soluna Sayın Sağlık Bakanı’nı alarak, mutasyon ve aşı duasına çıkacağız.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899