Ersin Tatar’a sorsan “taktı bana” der.

Ali Pilli’ye sorsan “ne fenalığımı gördü” der.

Oysa ki gerçek bu kadar şahsi midir?

Gerçek bu kadar kişisel midir?

Elbette değil.

Mesele şahsi meseleolsa keşke.

Mesele birkaç kişinin meselesi olsa keşke.

Ama değil

Mesele             ülke meselesi.

Ve ülke yönetimi bu ellerde.

Cepte kuruş yokken ekonomik zafer diyorlar.

Covidi halledecem deyip salgını eve sokuyorlar.

Bu yüzden de derdimiz bu isimler.

*****

Tabi, sorun bu isimlerle sınırlı değil.

Bir turizm Bakanı var ki!

Turizmi, birileri konuşurken not alıp öğrenecek sanıyor.

Bir Tarım Bakanı var ki!

Tarımsal örgüt tehditlerine “he” diyerek Bakanlık yaptı sanıyor.

Bir eğitim Bakanı var ki!

Okulların açılıp, açılmayacağından habersiz bir Leyla gibi.

Hepsi bir olmuş asaplarımızı bozuyorlar.

Bizi çileden çıkarıyorlar.

Ne asap ne sinir bırakıyorlar.

Boşuna değil arkadaşa sorduğumda verdiği cevap.

Dedim ki “gündemde en çok ilgini çeken ne?”

Cevabı, “ilgimi çekmiyorlar, hepsi birlikte sadece sinirimi bozuyorlar”

******

Bu anekdotu niye yazdım?

Çünkü aslında tespit doğruydu.

Hepsi birden sinirimizi bozuyor.

Hepsi asaplarımızı darmadumam ediyor.

Ve üstüne üstlük bir de gitmiyorlar ya.

Koltuğa yapışmaları da sinir bozukluğuna ilave bonus.

Çünkü mikşaya yapışmış gibiler.

Bizi bozguna uğrattılar, ama koltukları sıcak.

Parasızlıktan ciğerimiz yanıyor ama makam otoları klimalı.

Bir de incir çekirdeğini doldurmayan boş boş konuşmalar.

E haklı arkadaş.

Sinirler yerinden oynuyor.

Asaplar fora.

Demir çiğneme hali kısacası.

Müsebbibi kimler?

Yukarıda adı geçen zatlar elbette.

Ve ayrıca bu makaleye sığmayan ama bu zatların suretleri olanlar.