Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Sözün bittiği yerdeyiz..

8 yaşındaki kızımızı dün kara toprağa verdik.

Ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın.

Meryem'i neden kaybettiğimizi bilmiyoruz.

Dün Sağlık Bakanlığı'ndan 'tahmini' bir açıklama geldi, net bir ölüm sebebi yok.

Meryem ve olası ihmal konusuna döneceğiz ama kısa bir süre önce de 15 yaşında bir evladımızı daha kaybettik.

Cevdet de acılı ailesinin çığlıkları arasında toprağa verildi.

Annesinin cenazede '45 gün boyunca bir kez çocuğumun yüzünü göstermediler' feryadı hala kulaklarımızda çınlıyor.

Cevdet neden öldü?

Resmi detaylı bir açıklama duydunuz mu?

Meryem'in ölümüne kadar Covid kaynaklı en genç bu ölümle ilgili bir devlet büyüğünden bir baş sağlığı mesajı duydunuz mu?

Kasap, kuaför açılışlarında boy gösteren siyasilerimiz bu ailenin zor gününde yanında oldu mu?

Acılı aileyi bir arayan soran oldu mu?

Cevdet'in ölümüyle ilgili bir ihmal olabilir mi?

Acil durum hastanesi bu tür ciddi vakalara müdahale etme konusunda ne kadar başarılı?

Bu sorular cevabını alamadığımız çok hayati sorular...

***

Meryem konusuna dönecek olursak...

Annesi dün yavrusunu kaybetmeden önce yaşanan süreci anlattı ve kanımız donarak izledik.

Acılı anne özetle şunları söylüyor..

Ceren'in hiç bir sağlık sorunu yoktu ve spor yapan bir çocuktu.

Şikayetleri sonrası acil servise başvurduk ve saatlerce PCR test sonucu için bekletildik..

Acil servisin ne kadar yetersiz olduğu ve maalesef ağrı kesiciyle tüm sorunlara çare bulunmaya çalışılan bir yer olduğunu biliyoruz...

Uzun süre müdahale edilmedi ve testi pozitif çıktığında kötü haldeki kız çocuğu annesinin kucağında pandemi hastanesine gönderildi.

Pandemi Hastanesi'nde yine uzun süre müdahale edilmeden soğuk bir odada bekletildi.

Ve Meryem tamamen kendini kaybederek ölüm döşeğine geldiğinde işin ciddiyeti fark edildi.

Pandemi Hastanesi'ndeki imkanların yetersizliğini ve sağlık personeli eksikliğini çok iyi biliyoruz. Bu sorunları 27 Eylül 2021 tarihli yazımızda 'Acil durum hastanesi mi, acil durumluk hastane mi?' başlıklı yazımızda dile getirmiştik.

Ne demiştik, aman ha Covid dışı bir rahatsızlığınız da varsa pandemi hastanesine düşmeyin…

Maalesef haklı çıktığımızı görüyoruz...

Zaten Sağlık Bakanlığı'nın geç ve kaçamak cevabından bu işte bir ihmal olduğunu hissediyoruz.

Acılı annenin feryadı ve anlattıklarını lütfen iyi dinleyelim.

Bu ülkenin Doktoru da hemşiresi de, Savcısı da, Pandemi Hastanesi Başhekimi de, Gazetecisi de, Sağlık Bakanı da, Başbakanı Cumhurbaşkanı da çok iyi dinlesin ve empati yapsın...

Bu ülke de ciddi bir sağlık sorunu var. Canımız tehlikede yavrularımız ve daha nice insanlar ihmal kurbanı olabilir...

Lütfen imkanlarımızı sonuna kadar sunalım ve bu sorunu çözelim.

Artık sağlık sistemimize güven kalmamıştır. İnsanlar ciddi bir sağlık sorunuyla karşılaşınca aklına ilk Türkiye ya da Rum tarafına gitmek geliyor...

Bu güvensizlik ve bu çarpık sistemle yaşanmaz.

Cevdet ve Meryemimizi kaybettik onları artık geri getiremeyiz ama akıllarda şüphe yaratan ihmal kokan başka ölümler yaşamayalım artık.

Bu yavrularımızın ölümleri kesinlikle ihmaldir demiyoruz..

Ama bir ihmaller zinciri olduğunu hissedebiliyoruz.

İhmal varsa bunun peşini bırakmayın ve sakın ha gizlemeye çalışmayın diyoruz.

İhmali olanlar tepeden tırnağa hesap versin ki bu acılar bir daha yaşanmasın!

Bir de dün akşam saatlerinde Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’nin aceleyle yaptığı açıklama dikkatlerden kaçmadı…

Küçük Meryem’in Covid-19’dan öldüğünü söyledi!

Minik yavrunun doku ve kan örnekleri alındı, büyük ihtimalle Türkiye’ye gönderilecek, kim bilir sonuçlar kaç ay sonra gelecek…

Biz bu açıklamada biraz panik havası hissettik!

Çünkü Meryem’in hayatını kaybetmesinden sonra, acılı ailenin açıklamaları bir çoğumuzda soru işaretleri yaratmıştı…

Belli ki aile doktor ihmalini de göz önünde bulunduruyordu!

Bakan Pilli, sanki de bir ihtimal doktorlara laf gelmesin diye kesin ve net bir şekilde suçluyu Covid-19 olarak belirtti…

Bu açıklamada koruma içgüdüsü olduğunu hissettik!

Bundan böyle Bakan Pilli’nin açıklaması değil, kesinlikle Türkiye’de yapılacak olan teşhisin detayları çok daha fazla önemlidir…

İhmal varsa da bunlara neden olan ya da olanlar kesinlikle deşifre edilip, yargılanmalıdır!

MESAJ KUTUSU

Sayın Faiz SUCUOĞLU, dün akşam Girne’de bir mekanda Ünal Üstel, bir bakan ve mekan sahibi ile çok özel bir yemekte buluşarak seçim sonrası önemli kararlar ürettiğinizi duyduk. Hadi bakalım hayırlısı bu toplantının ardından nasıl gelişmeler yaşanacak biz de merak ettik doğrusu…

Sayın Cem DANA, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aile boyu olarak başka bir adaya çalışan partiliye bir takım imtiyazlar verilince UBP’den istifa ederek bağımsız kalmayı yeğlediğiniz ve G.Mağusa Belediye Başkan adaylığı için artık kesin karar ürettiğiniz konuşuluyor. Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Ersan SANER, size yakın olanlar genel seçimlerde adaylığınızı bir kez daha koyacağınız yönünde karar aldığınızı konuşmaya başladılar. Hatta bazı eski ve yeni bakanlarla da dirsek temasına geçip destek istediğiniz söyleniyor, hakkınızda hayırlısı artık…

Sayın Cafer GÜRCAFER, Yeni Girne Devlet Hastanesi ihalesinde kazanan işletme geri çekilme kararı aldıktan sonra bir kez daha devreye girip işin ikinci şirkete verilmesi için girişim başlattığınızı duyduk. Yani bu işe hiç bulaşmasanız bina belki de şimdiye kadar yarılanacaktı!

Sayın Erçin ŞAHMARAN, belediyecilikte uzun bir süredir elde ettiğiniz tecrübeleri şimdi de Alayköy Belediyesi başkan adayı olarak hizmete devam kararı almışsınız. Umarız UBP bu konuda kesin karar üretir ve siz de projelerinize daha erken çalışmaya başlarsınız.

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, yapılan son kamuoyu çalışmasında oylarını artıran iki partiden bir tanesi olarak göze çarpıyormuşsunuz. Bir de aday konusunda doğru seçim yaparsanız ki yapmanız da şart olmuştur, tabi ki eğer seçim olursa milletvekili sayınızı ciddi bir şekilde artırmanız bekleniyor…

Sayın Hasan TAÇOY, dış kaynaklar genel seçimlerden hemen sonra yıldızınızın fazlasıyla parlayacağını bu konuda şimdiden bir takım projeler üretildiğini söylemeye başladılar. Zaten siz inatçı birisiniz, kesinlikle pes edeceğinizi zannetmiyoruz…

Sayın Batu BEYİT, Ünal bey bakanlıktan ayrıldıktan sonra hiç tereddüt etmeden siz de özel kalemlik görevini bırakıp makam koltuğunuzu bırakmışsınız. Ha keşke Ali bey yenisini bulana kadar en azından birkaç gün daha sabretseydiniz sanki de daha isabetli olacaktı…

Sayın Yusuf KISA, önceki günkü şiddetli fırtına sizin şirketin önündeki bayrakları paramparça etmiş, görenler bir an önce değiştirmeniz konusunda mesajlar gönderiyorlar. Vatandaşın milli konularda duyarlı olması kadar güzel bir şey yok değil mi?

Sayın Akın AKTUNÇ, dün bir gazeteci arkadaş aradı ofisteki tavla maçında 2 mars bir de ters olunca tabanları yağlayıp oradan uzaklaşmışsınız. Bizim meslektaşlara yenilmek her zaman sizin yararınızadır zira yerel seçimlere şunun şurasında ne kaldı ki?

Sayın Alihan PEHLİVAN, gazete binasından sonra şimdi de canlı yayın aracını heyecanla beklemeye başlamışsınız. Sürpriz programlar ve programcılarla sektörde büyük ses getirmeye hazırlanıyormuşsunuz, Allah utandırmasın artık!

Sayın Akın MANGA, Memur Sen olarak sağlıkta pandemi döneminde Mevsimlik işçi adı altında alınan 180 işçinin geçici işçi olarak statülerinin değiştirilmesi için Başbakan’a talepte bulunduğunuzu duyduk. Zaten alınma şekli hataydı umarız yeni hükümet bu konuda duyarlı davranır…

Sayın Suphi COŞKUN, CTP İskele milletvekili aday adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Bölgenin ve partinin nabzını tuttuktan sonra kesin kararınızı alıp aktif siyaset için ilk adımı atmışsınız, bundan böyle bolca gezme kapı çalıp sırt sıvazlama zamanıdır…