Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Bizim tüm devlet makamlarına saygımız sonsuzdur aynı zamanda katıksızdır…

Hep şuna inanmışızdır;

O makamlara oturanlar geçicidir ama işte yine o koltuklar kalıcıdır…

Hatta kızdığımızda zaman zaman şöyle deriz siyasi makamlara;

Gün gelecek siz o makamlardan gideceksiniz ama biz elimiz kalem tuttuğu sürece yazmaya devam edeceğiz…

Daha da ileri gidelim mi?

Siz devletin bazı makamlarında oturanlar;

İnanın ki bizim devlete olan inancımız sizinkinden çok da fazladır!

Siz devlete inanıyormuş gibi yaparsınız ama devletin saygınlığını ayaklar altına alırsınız…

Ama biz bu devletin saygınlığının ve otoritesinin devamı için yorumlarda bulunuruz!

İşte aramızdaki fark da orada sırıtır…

Dün itibarıyla 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bazı makamlarca sözde kutlandı…

Kuru birkaç cümleyle tabi ki!

Bu ülkenin gazetecilik mesleğine ve gazetelerine sözde destek mesajları yağdı…

Bizi yolda görseler sırtlarına omuzlayacaklar zannedersiniz!

Yok öyle bir şey…

Bu ülkede artık siyasilere yakın gazeteciler ile uzak olanlar vardır!

Yakın olanlar dalkavuk oldukları için sevilir…

Uzak olanlar ise görüş ayrılıkları olduğu için pek sevilmez çünkü onlar kalp arap otur arap kulvarından değildir!

Doğrusu son kesim bizim için çok daha makbuldur…

Farkındaysanız artık bizim medyada da büyük değişimler görülmeye başlamıştır…

Türkiye’de Babı-ı Ali gazeteciliği nasıl plazalara taşındıktan sonra bitmiş yerini patron gazeteciliği gelmişse bizde de aynısı devreye girmiş önce paralı patronlar sonra da kumar ve bahis patronları bu mecrada kendinden bahsettirmeye başlamıştır…

Şimdi durum çok daha farklı bir tablo oluşturmaktadır!

Bundan sonrası artık tamamen siyasi meselelerdir…

Bu ülkeye yeni bir yön vermek isteyenler aldıkları talimatla bu sektöre girip yine bizim meslektaşlarımızı kullanarak içimizde cirit atmaya başladılar!

Şu anda tehlikeli bir durum yok gibi görünse de ileriki yıllarda bunun bedelini inanın ki hep birlikte ödeyeceğiz…

Bizim medyada artık her şeye burnunu sokan, hep eleştiren, siyasilerin önüne takoz koyan gazeteciler istenmiyor…

Aksine, emir kulu olanlar tercih ediliyor!

Onlar göre hep uslu çocuk olacaksın, kalemini onların yararına oynatacaksın…

Kendileri bunu başaramayınca da başka makamlara şikayetler yapılmaya başlanıyor!

Ne medet umuyorlarsa artık…

Çok ama çok yanılıyorlar!

Büyük yanlış yapıyorlar…

Dönün bu yoldan deriz!

Hem de hemen şimdi…

Birazcık cesaret gösterin!

Şikayetleri başkaları üzerinden değil bizzat büzüm yüzümüze karşı yapın…

Yapın ki adam yerine koyalım sizi!

Bilmem anlatabildik mi?

Ankara kulisleri…

Kılıçdaroğlu’na ‘aday ol’ çağrısı…

6’lu masa çöktü çöküyor…

Süreç uzadıkça doğal olarak kafalar karışıyor!

CHP’li kurmaylar diyor ki;

Kılıçdaroğlu dışında bir adaya partiliden oy istememiz zor olur…

Hatta genel başkanlarına adaylığını açıklaması çağrısı da yapmaya başladılar!

İyi Parti Genel Başkanı’nın zaten Cumhurbaşkanı olma iddiası yok, kendisi Başbakanlığa göz dikmiş durumda…

Peki ya diğer 4 parti başkanı bu konuda ne düşünüyor?

İşte o muallakta…

Sonuçta toplamda 4 partinin oy oranı yüzde 8 civarında ve bu da seçim sonuçlarına etki edecek gibi gözüküyor!

Türkiye’deki seçimlere buradan bakınca daha geniş bir alanımız var önümüzde…

Son 9 seçimde kazanamayan Kılıçdaroğlu eğer aday gösterilirse kendi partisi içinden bazı kesimler tarafından bile oy alamayacak!

Yazın bir kenara…

Bazı arkadaşlar diyor ki Türkiye siyasetine neden girdin?

Gayet açık diyorum buradaki siyasetten bıktık usandık artık…

Çünkü çok amatörce yapılıyor!

Ayrıca yazdıklarımız artık Ankara kulislerinde de konuşulmaya başlandı…

Oradaki bazı meslektaşlar bizimle iletişime geçip bazı sorular yöneltiyorlar!

En çok da hafta sonu Kıbrıs’a kumara gelen ve milyon dolar bırakan medya patronunu merak ediyorlarmış…

Bu konuda asla ser verip sır vermeyeceğimizi söyleyince hayal kırıklığı yaşıyorlar!

Aslında biraz araştırıp soruştursalar çok kolay bulacaklar…

Belli ki onlar da hazıra konma niyetindeler!

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener doğrusu ‘iyi’ atmaya başladı…

Meral abam diyor ki;

“Seçimlerden birinci parti olarak çıkacağız…”

Tamam İyi Parti de bir yükseliş oyduğu kesin ama Akşener’in dediği gibi de değil…

Ayrıca bu tür açıklamalar 6’lı masanın diğer ortaklarının da fenasına gidebilir, daha temkinli olmak zorunda!

MESAJ KUTUSU

Sayın Mehmet HASGÜLER, YÖDAK Asbaşkanı olarak kurum içindeki bazı girişimlerinizin belli kesimleri fazlasıyla rahatsız etmeye başladığını ve tabi ki yine bazı makamlara yanlış aksettirildiğini biliyor muydunuz? Pek yakında Rumcu ilan edilirseniz de hiç şaşırmayacağız!

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, bütün devlet hastanelerinde serumların vatandaşa 3 TL karşılığında kullanıldığını hayretler içinde öğrendik. Bu devlet hala batmamışsa arkamızda mutlaka ilahi güçler var demektir, konuyu çok acil olarak gündeminize almanız kaçınılmaz hale gelmiştir…

Sayın Serhan AKTUNÇ, DP içinde partili uzaktan ama bilimsel olarak yönetebilecek beyin takımı kurmak için girişim başlattığınızı duyduk, yerinde ve zamanında bir karar aldınız. Ama yine de öncelikle parti içi muhalefet ile uzlaşma sağlamanız da artık şar oldu gibi gözüküyor değil mi?

Sayın Serdar DENKTAŞ, bazı sol görüşlü siyasilerle yeni bir oluşum hazırlığında olduğunuz konusundaki söylemler son günlerde artarak devam etmeye başladı. Bu girişimin öncelikte Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sonra da genel seçimlere yönelik olduğu iddia ediliyor…

Sayın Çelebi ILIK, mukayyitliğe bağlı bazı kooperatiflerde kazan yine kaynamaya başlamış ve görevden alınmalarla birlikte bazılarına yargı yolu görünmüş diye duyduk. Bu arada birkaç tane daha sırada varmış, hadi bakalım gazanız mübarek olsun, umarız hepsi de sonuç odaklı olur…

Sayın Süleyman ULUÇAY, belediyede otoriteyi her geçen gün artırdığınız ve kontrolü ele almaya başladığınız konuşuluyor. Bu arada her partiliye ya da partisize hizmet kararınız memnuniyetle karşılandı, tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Erhan ARIKLI, hükümetten çekilme konusundaki açıklamalarınız nedeniyle hükümet ortaklarından ciddi bir şekilde uyarı aldığınız ve tekrarı gelirse de siz çekilmeden sizi gönderecekleri mesajı verildiği konuşuluyor, haksız da olmasalar gerek değil mi?

Sayın Ahmet ÜNSAL, Din İşleri Dairesi Başkanı olarak kadınlara yönelik nasihatlarınız bizim ülkede çok geçerli olmayacağı için en iyisi bu konularda susmanız gerekecektir. Yani milletin uçkuruyla ilgilenmek size mi kaldı şimdi, doğrusu hiç yakıştıramadık sizin gibi bilim insanına!

Sayın Hasan TAÇOY, Girne İtiyat Sandığı Dairesindeki bazı çalışanlardan şikayet mesajları gelmeye başladı, toparlanmaları ve tek işlerinin vatandaşa hizmet olduğunu kendilerine hatırlatmanızda fayda görüyoruz zira asabi bir vatandaş her an burada olay çıkarabilir…

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, önümüzdeki aylarda netlik kazanacak olan olası bir yeni oluşumda kurucular arasında sizin de adınız anılmaya başladı. Siyaset bir kere kana girdi mi bir daha çıkması imkansız gibi bir şey olsa gerek değil mi? Hadi bakalım hayırlara vesile olsun…